İyilik ve kötülüğün karşıtlığı, yalnızca bireysel tercihlerin değil, toplumsal denge ve ahlakın da temelidir. Hayatın karmaşıklığında olağan unuttuğumuz şey, aslında onun birimizin o küçük kuş sürülerinde barındırıldığıdır. Onun bazı kararları, yalnızca o ânı değil, tüm geleceğimizi şekillendirir. Bir tercih, bir kelime, bir davranış, kelebek etkisi misali dağıtım; Kimi
zaman birini değiştirir, kimi
zaman ise yıkar.
Bu
doğal, kötü mücadele tarzının yolu, onu b
aşkalarında değil önce kendi içimizdeki dönüştürmekten geçer. Çünkü kötü niyetli, dışarıdan gelen bir tehdit oluşması çok,insanların sahip olduğu bölgelerden sızar. Bir
yalan, bir haksızlık, bir öfke… Bunlar, ilk olarak kalbimizi karartır, sonra çevremizi keser. Ancak iyilik aynı şekilde çalışıyor. İyilik bir kılavuzla başlar ve büyüyerek çevresini aydınlatır.
Anton Çehov’un hikâyesindeki bilgenin anlattığı gibi, hayat ve
ölüm, iyiliğin ve kötülüğün korunmasını sağlayan ellerimizdir. Bu karar, b
aşkalarını suçlayarak değil, kendimizi düzeltmeye başlar. Belki de bu nedenle, Hud Suresi’nin 114. ayeti bir rehber gibi önümüzde duruyor. "Muhakkak ki iyilik, kötülükleri giderir." İnsan, bir kötülüğe karşı bir iyilik yapısında, yalnızca bir düzenli aralıklarla kalmakla kalır, aynı
zamanda kendi içinde bir ışık yakar.
Düşünelim, biri yardım eli uzattığımızda, haksızlığa karşı adaletle konuştuğumuzda, öfke yerine sabrı seçeneklerimizde ne görüyorsunuz? O an içimizde bir hafifleme, bir ferahlık doğmaz mı? Çünkü iyilik, hem bireysel hem de kolektif olarak gelişir. Onun bir güzelliği,
dünyanın kılcal damarlarına işlemiş kötülüğün karşı koyan bir direnç noktasıdır.
Bugün
dünya, daha çok bilgelik ve iyilik isteyen bir halde. Belki de en büyük kötülük, insanın "Ben ne yaratır ki?" diyerek iyiliğini küçümsemesidir. Oysa onun küçük güzelliği, bir zincirin halkalarıdır. B
aşkalarının tutuşturduğu yangını söndürmek için kullanmaktaki suyu kullanmak, geleceğe dair umutla bakmanın en basit şekilde bozulmasıdır.
Anton Çehov’un hikâyesinden öğrendiğimiz bu derin mesajı aklımızda tutalım. Onun nefes alışımızda, iyiliğini seçmek için bir fırsatımız var. Ellerimizde bulunan o kuşların hayatını korumak da, öldürmek de bizim elimizde
Ve unutmamalıyız ki, iyiliğimizi korumakla aslında kendimizi güzelleştiririz. Dünuyayi güzellestiririz inşallah
SELAM SAYGİ DUAMLA İNSALLAH İYİ YÜREKLERE İYİ GUNLERE