1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
289
Okunma
UYGARLIK SÜRECİ -2
Tarım Devrimi: Uygarlıkta İkinci Büyük Sıçrayış
Uygarlık sürecinin en kritik dönemlerinden biri de demir madeninin eritilmesi, demir aletlerinin yapılmasıyla başlar. Binlerce yıl süren orta barbarlık aşamasının sonlarına doğru ilk kez demir madeninin eritildiği ve tarımsal amaçlar için kullanıldığı görülür. Bu dönem, “abece”nin (harfler) türetimi ve bunun yazıda kullanılmasıyla insanlığın barbarlıktan uygarlığa geçtiği günümüze kadar olan süreçtir. Bu dönem, “demir çağı” olarak da adlandırılır. Bu sitede “Uygarlık Süreci-1” (www.edebiyatdefteri.com/234163-uygarlik-sureci-1/) derleme makalemde de belirttiğim gibi, yalnız “Doğu Yarıküre”de( Asya, Avrupa, Afrika) bağımsız bir gelişme gösteren bu aşama, üretimdeki ilerleme bakımından, “Yabanlık Aşaması”ndan “Orta Barbarlık Aşaması”na kadar olan bütün önceki aşamaların topundan daha zengindir. Her şeyden önce, büyük ölçüde tarla ekimini, tarımın daha geniş alanlara yayılmasını ve verimin artmasını olanaklı kılan hayvanlar tarafından çekilen ve Türkiye’de “karasaban” olarak adlandırılan “demir saban”, ilk olarak bu dönemde görülür.
Orijinal metinde Burada "karasaban" çizimleri var, ama yükleyemedim. Site sayfasının en altındaki "Yazı Görseli" fonksiyonunun işaret ettiği " Dosya Seç" butonuna basarak bilgisayarıma kaydettiğim resim dosyasını seçiyorum ve "kaydet butonuna basınca resim metinde görünmüyor. Neden ? Kim yardımcı olabilir ?
Günümüzden yaklaşık beş bin yıl önce icat edilen “karasaban”a baktığımızda- tıpkı günümüzün bilgisayar programları, cep telefonları, uçaklar, hız trenleri, vb. yüksek teknoloji ürünleri gibi- insan aklının yarattığı çok yüksek bir teknolojik ürün olduğunu anlayabiliyoruz. Her şeyden önce, büyük ölçüde tarla ekimini, tarımın daha geniş alanlara yayılmasını ve verimin artmasını olanaklı kılmıştır. Bunun sonucu, yaşam araçlarında, çağın koşulları bakımından sınırsız bir artış görülür. Tüm bunların sonucunda nüfus hızla artarak küçük bir alan üzerinde yoğunlaşması (ilk siteler, köyler) oldu. Bu dönem “Tarım Devrimi” ya da “Demir Çağı”nın başlangıcı olarak kabul edilir.
Özet olarak, sosyolog ve antropolog Lewis Henry Morgan’a (1818 –1881) ve uygarlığa materyalist açıdan bakan düşünürlere göre, tarımsal üretim “Yukarı Barbarlık Aşaması”nda ortaya çıkmıştır. Çünkü, bu süreçte doğu yarıküredeki (Asya, Avrupa, Afrika) insanlar demir madenini bulup eriterek kalıplara dökmeyi düşünebilmişlerdir. Oysa, taşın bir yüzünü incelterek av öldürmede daha etkin bir silah haline getirmeyi (kaba taş çağından cilalı taş devrine geçiş) binlerce yıllık bir süreçte düşünebilmişlerdi. Demir madeninin eritilip uygun kalıplara dökülmesiyle başta karasaban olmak üzere, balta, kürek, kazma, vb. demir aletleri yaparak ormanlık ve bataklık gibi yerleri tarım alanlarına (tarlalara) dönüştürürmüşlerdir. Bu olayın doğu yarıkürenin farklı bölgelerinden farklı tarihlerde ortaya çıktığı ileri sürülmüştür. Örneğin, Türkiye’nin de içinde bulundu Doğu Akdeniz bölgesinde İ.Ö. 1200’lü yıllarda tarımsal üretime geçildiği öngörülmüştür. Bu öngörünün temel dayanağı da Homeros’un İ.Ö. 900’lerde derlediği ve ‘Batı Uygarlığı’nın ilk yazılı eserleri kabul edilen Eski Yunan (Grek) destanları “İlyada” ve “Odysseia” da buğday tarlaları, bahçeler, bağlar, şarap üretimi, vb. tarımsal üretimlerle bu üretimlerde kullanılan tarım aletlerinden söz edilmesidir.
“Gelişmiş demir aletler, körük, kol-değirmeni, çömlek tornası, zeytinyağı ve şarap yapımı; madenlerin ustalıklı bir biçimde işlenmesi, yük ve savaş arabaları, kalas ve tahtalarla gemi yapımı, sanat olarak mimarlığın başlangıcı, kuleli ve mazgallı duvarlarla çevrilmiş kentler. “(Homeros: İlyada. Türkçesi Azra Erhat. Türkiye İş Bankası Yayınları)
Sonuç olarak, İnsanlığın tarımsal üretime geçmesi “uygarlığa” geçişi olarak kabul edilmektedir. Bu konuda Antropologlar, Sosyal Antropologlar, Sosyologlar ve Materyalist düşünürler başta olmak üzere hemen hemen tüm bilim dünyası düşünce birliği içindedirler. Tahıl üretimiyle insanlar bir yandan hayvanları üretim aracı olarak kullanmayı öğrenirken, bir yandan da toprağı yaracak “karasaban”ı yapmayı düşünebilmiş ve başarmıştır. Karasabanın yapımı insanlığın teknolojik devrimidir.
Tarım Devrimi Teorileri
İnsanları tarım yapmaya iten neden/nedenler neydi? Bu konuda değişik görüler ileri sürülmüştür.
1. Materyalistlere göre, insanlar doğaya egemen olmak ve maddi varlıklarını arttırmak için doğanın elverişli olduğu yerlerde tarımsal üretime yöneldiler. Bu, kaçınılmaz bir etkinliktir.
“Özel mülkiyet insan topluluklarının teknolojik ilerlemesi için ve doğa üzerindeki hakimiyetleriyle servetlerinin artması için zorunluydu. Aynı zamanda bazı kimseleri zorunlu üretici çalışmanın sıkıcı tekdüzeliğinden kurtarmak ve fikri güçlerini geliştirmeye yöneltmek, böylece insanların ilgilendikleri şeylerin artması ve çeşitlenmesi, insan kişiliğinin, kültür ve sanatın gelişmesi bakımından da zorunluydu. Özel mülkiyet insan ilişkilerini bütün yönleriyle etkilemiş, ilkel toplumların kişiden kişiye basit ve dolaysız ilişkilerini temelden değiştirmiştir.” (Komünist Ahlak, internet)
2. (Daha çok tutulan) diğer görüş ise, aşırı nüfus artışı veya yiyeceklerinin kökünü kurutan iklim değişikliği nedeniyle insanlar çiftçilik yapmak zorunda kalmışlardır. Bu görüşe göre, ilk ekip-biçme faaliyeti 12 000 yıl önce, son buzul çağının sonlarına doğru Doğu Akdeniz bölgesinde başladı. Bu dönemde hayvan ve bitki türleri çok hızlı değişim geçiriyordu. Özetle, bir yandan nüfus artıyor, diğer yandan besin kaynakları hızla azalıyordu. İnsanlar besin kaynağı olarak toprağı ekmeyi akıl ettiler.
3. Son yıllarda çok farklı bir görüş ortaya atılmıştır. Buna göre, göre tarıma geçiş besin kaynağı elde etmek amacı için değil, “prestij” sağlamak için yapıldı. Çiftçiliğe geçişin yalnızca boş mideleri doldurmak amacı taşımadığını, statü sağlama amacı güttüğüne inanıyor.”( New Scientific, 18 eylül, 2004: Çev: Reyhan Oskay, Cumhuriyet Bilim Teknik , 918/17-23 ekim 2004) Çünkü, tahıl ekimi hayvan avlamaya göre hem daha zor, hem de çok zahmetli ve ürünün elde edilmesi zaman isteyen bir uğraştı.
Ayrıca, bu teoriyi destekleyen başka kanıtlar var: Arkeolojik kayıtlarla göre insanların ekip biçtikleri bitkilerden elde ettikleri besinler, yüzyıllarca hatta binlerce yıl boyunca diyetlerinin yalnızca küçük bir kısmını oluşturdu. Çünkü o günün buğday, arpa ve mercimeği 1-2 dane veriyorlardı. Bu nedenle, tarımdan elde edilen besinlerin yiyeceklerinin önemeli bir bölümünü oluşturması çok uzun yıllar aldı. Daha da önemlisi, tarım üretimini önce elit tabaka yapıyordu. Zengin sofralarında ve davetlerinde hayvansal besinlerin yanında, tıpkı bugünün sosyetik davetlerinde olduğu gibi, mercimek, buğday ve arpadan yapılan yiyeceklerin de konması daveti verene prestij kazandırıyor. Seçkinler, alt katmandan (kölelerden) daha fazla üretim isteyince o zaman tarımla uğraş tüm topluma yayılıyor.
“Bu arda nesiller boyu süren seleksiyon tohum kalitesinde iyileşme sağladı. Tahılların depolama olanaklarının artmasıyla bazı insanlar zenginleşirken, sosyal açıdan eşitsizlikler meydana geldi. Elit tabaka alt sınıflardan daha fazla üretim yapmalarını isteyince, alt tabakaların avcılık –toplayıcılık yapacak zamanları kalmadı. Dolayısıyla bu sınıflar da tarıma yöneldi.” (New Scientific, Agy)
Özetle, insanlığın tarımsal üretime geçmesi “uygarlığa” geçişi olarak kabul edilmektedir. Bilimin de temellerini atarlar. Ancak bu sadece dünyanın belirli böğlerinde olur.
Üretimin, başlıca iki kola: tarım ve küçük sanayiye ayrılmasıyla "para" ortaya çıkar. Para aracılığıyla "kullanım değeri"nin yerini "değişim değeri", yani para kazanmak için üretim doğar; para kazanmak için (değişim değeri) yapılan üretimle birlikte yalnızca aşiret içinde ve aşiret sınırlarında yapılan ticaret değil, ayrıca, denizaşırı ticaret de, şimdiden, doğar. Bununla birlikte, bütün bunlar, henüz gelişmelerinin ilk basamağındadırlar; değerli madenler, egemen ve evrensel para haline gelmeye başlarlar, ama henüz para olarak basılmazlar, yalnızca, ağırlıklarına göre değiştirilirler.