Ata sözümüz derki;
" Bir musibet bin nasihatten evladır "
Bu söz bir kenarda dursun;

Mevsim kış Mehteran, tenekede yanan ateşin başında düğün kâhyasının talimatını bekliyor,
Görevleri düğüne gelen misafirleri karşılamak.
Eskiden düğün kurulurken en Mahir mehterler aranırdı, her havayı her halayı çalabilen ve karşılama yapabilen mehterler aranırdı.

Kâhya; kapı düğününü düğün sahibi adına yöneten vekil.
Düğüne sağdan soldan gelen misafirleri Mehter eşliğinde karşılar, mehter de karşılama peşreviyle kâhyanın ardında düğün yerine kadar getirir misafirleri
Misafirlerin ağası ekabir edasıyla elini önce kendi cebine sonrada davulcunun cebine sokar, bahşiş intikali için.
Evet zurnada peşrev olmaz derler ama ekmek parası neylersin işte.

Vakit hayli geçti orkestra desibel sınırlarını zorlayarak çalıyor,
Orkestra hangi makamda hangi oyun havasını çalarsa çalsın,
Ortda birkaç genç standart makamda oynuyor veya dans ediyor,

Derken sokağın köşesindeki misafir pozisyon almış davul zurna eşliğinde karşılanmayı bekliyor, ama kâhya mehtere işaret vermiyor,
Çünkü misafir babasıdır,
Nekadar alkol almış ki, nerelere düşmüş ki, üstü başı perişan ve çamur
Üstüne üstlük bir de kaz bulmuş, kanatlarının ucundan tutmuş, ördek yürüyüşü pozisyonunda kaz’la oynayarak geliyor.
Kâhya koşarak gidiyor, babasını karşılıyor, kaz’ı elinden alıp ayağa kaldırıyor üstünü başını beri benzer temizliyor
Koluna girerek düğün yerine kadar getirip,
Ve hoşgeldin babacığım diyerek elini öpüyor, altına bir sandalye verip oturtuyor.

Baba yıllardır alkol bağımlısı,
Babasının Anasının Eşinin ve Akraba-i teallukatının bütün ısrarlı nasihatlerine rağmen bir türlü vazgeçmemiş veya vazgeçememiş,
Ama
O gün oğlunun o hareketi,
Hakareti hak ettiği halde saygıda kusur etmemesi
Ve
Hoşgeldin babacığım diyerek elini öpmesi...
İçine bir ateş düşürüyor,
Çevresinde kendisine gülüşenlere hiç aldırış etmiyor ama oğlundan o kadar mahcup oluyor ki;
Oracıkta öyle bir nedamet getiriyor ki
Oğluna dönerek;
- Oğlum beni eve götür diyor,
Eve gidince de odanın bir köşesine oturup, karanlıkta Sabahın seherine kadar ağlaya ağlaya ayıkıyor,
Ezanlar okunurken kalkıp guslediyor, ve Hakkın huzurunda Nasuh tövbesi gibi tövbe istiğfarda bulunarak yeni hayatına başlıyor.
...

Aynı şekilde bir başkasının kızı gelinlik yaşa geliyor
Görüştüğü oğlanın Anası Babası kızcağızın ailesi ile tanışmak istiyorlar;
Kızcağız konuyu babasına açıyor
Baba ;
- Buyursun gelsinler kızım tanışalım diyor
Kızı
- Baba adresi nasıl vereyim
-- Sarhoş ...’ in kızıyım dersem yeterli mi,
--- Kime sorsalar bilir evi gösterirler
Diyince;
Baba renkten renge giriyor
Ve önceki baba gibi ağlayarak kızının şahitliğinde Hakkın huzurunda tövbe istiğfar ediyor.

Her ikisiyle de bir dönem mesai arkadaşlığı yaptım, ikisini de tanıyorum;
Birinci babanın vefatına kadar görüşmemiz devam etti,
Son nefesine kadar ibadetine ve teatine devam ettiğini biliyorum.

İkinci baba ile ayrı memleketlerde olsakta,
İrtibatta olduğu arkadaşlardan duyduğuma göre; tövbesine sadık kalarak, ev ile Cami arasında mekik dokuyormuş.

Eeee
Hayatın peşrevi de bir yere kadar demek ki...

2212/2024 - İ.ANİK