Ara sıra sormuşluğum var kendime aynada.. Bu sakallar en çok kaç cm uzamıştı? Nasıl oldu anlamadan yaklaşık göz ve ayna kararı yüzde 65 ine aklar düşüverdi. Sonra saçları düşünürsün, tarak el parmak girmeyen şu kafanın kıllarına ne oldu birden bire.

Hani okudunuz ya bir çok şair dem vurmuştur bu durumdan.. Şimdi bencileyin aklıma gelmez ölüp gitmişler... Ölü demeyelim mi yoksa, kalkar bir şiir mi fırlatırlar yoksa paralel evrenlerden suratımıza..

Okuyup durma beni, kafası olanın kafası kendine yetmez mi, ne gerek varıdı tarihsel, mitsel veya dinsel hikayelere. yani konusunu bulmaya çalışıyorum yazının.

Gündem yine aynı 20-25 yıldır bir şekilde gözümüzün önünde; insanları nasıl kendi türüne zulmettikleri. Yine okumuşsunuzdur ya, nesli tükenen hayvanları, en bilinenlerinden biri nesli tükenmese de yok olmaya ramak kalmış bizonları, bizonları katledenlere bile bir şekilde hak verebilirim istersem, lakin istemem, lakin hani yani senin türün insan. Kadın veya çocuk veya azınlık veya başka kabile millet dinden olması ne farkeder?

Tamam tamam konuya giriyorum, dün gece yazmıştım zihnime.. Lakin zihnimin koridorlarında dolaşırken o odaya ancak ulaşabildim...

Dünyevi, efendim la, gene ne var. Ya hu her zaman sen sorup duruyon, bu sefer de ben sorayım, cetvelim nerde benim, bulamıyorum. ...

Gerizekalı öyle atılır mı cetvel insan kafasına, ya gözüme geleydi, ya kör kalaydım..

Ey hizmetkar, kapıcı robot, lan yardımcı gel buraya..
Buyurun Yüksek Denetim ve Düzen Kurucu Başkanımız...

Hangi görev verildi bana haberin var mı?
Efendim siz söylemezseniz bilemem...

Şu son gelen mesajı oku bakem, ...Görevlendirmemiz orada yazıyor..Peki efendim.
... Yüksek Zekalı Yardımcım gelen görevlendirmeyi okur.

Ve ben ona sorarım..

Ne lazım bize şimdi...

Bir cetvel, yaklaşık 3 uzaytonu ışık bariyeri, 18 tane de görünmez çatı kaplama çeşitli gazları geçirenlerinden...

...
Hala burdasın git hadi hazırla şunları... diye seslenirken...

Yinsani ile aynı gezegeni düzenlemek için görevlendirilmem benim içimde kuşkulara neden olur...

Yinsani ile çocukken oyun oynarken ben, bunu yani Yinsaniyi antika oyunlardan olan sopa sallamaca oyununda yenmiştim, o da bunu hazmedememiş ve sırtıma sopayı saplayıvermişti. Neredeyse ciğerim parçalanacakmıştı. Çok çok ileri tıbbımız olduğundan o olaydan sonra bir bedeni rektefeye de girmiş olmuştum. Lakin Yinsanı o yenilgisini hala unutmadıysa ve benimle aynı göreve kendini yazdırdıysa, kesin samanyolunun dünya gezegeninde işler düşündüğüm gibi gitmeyebilir.

Yardımcı zekalı robotumun adını unutuyorum.. Yaşlılık işte, Bir canlı 2,5 milyar ışık yılı yaşında olunca, biraz unutgan olabilir. Daha kafa rektefemize 500 milyar yıl var.. 3 milyar yılda bir zihinlerimiz rektefe ettirmek prosedür gereği elbet.


Dünya hakkındaki bilgiler de görevlendirmemle birlikte verilmişti elbet. Yani dünyanın inciğini cinciğini biliriz yani..

Lakin bu Yinsaniye neden dünyanın yarısını düzenleme görevi verildi, ben zaten tüm dünyayı halledebilirdim sonuçta. Bir gezegen için iki tane Yüksek Denetim ve Kurucu Başkana ne gerek var ki? Lakin Yinsanı benden bir buçuk milisaniye daha kıdemli. Ve bu kıdemini genelde bana sorun çıkarmak için kullanır, İhtimal Dünya Gezegeni görevinde de benimle sürtüşecek..

...
Bitti, yoruldum. Devam eder mi bilmem..

Dün PerişanAli ile tanıştım.. Tanıştırana bin hürmet..
Ozanlarımızdanmış, ona ait bir pdf dosyası bulup indirdim. Yaklaşık 72 sayfa. Biraz deyiş ve türkü yani şiir okuyayım...
Müsaadenizle...
İyi Geceler Efenim:)
En seveninize emanet olunuz..
Y.
Bakın sevdiklerinize değil, sizi sevene emanet ediyorum sizi, kıymetimi bilin ha...

Ek:
"İNSAN
Bu dünyanın adı nedir
İnsan olmadığı yerde
De lezzeti tadı nedir
İnsan olmadığı yerde

Kim bilirdi adı Cihan
Ne Şahı var ne de Sultan
Ne Allah var ne de şeytan
İnsan olmadığı yerde

Onun için azgın yaram
Bulunmaz derdime çarem
Ne Mecnun var ne de Kerem
İnsan olmadığı yerde

Dünyada düzen olamaz
Düzene kızan olamaz
Perişan ozan olamaz
İnsan olmadığı yerde"