Kapıyı tak tak vurup içeri girer... Psikiyatr Hanım karşısında durmaktadır...

- Evet nedir derdiniz?
- Çok içime kapanık biriyim doktor hanım
- İçinize kapanıksanız dışınıza açılın o zaman hanımefendi
- Nasıl açılayım ben hep böyleyim
- Bir şekilde açılmanız lazım ama hayat böyle geçmez.
- Bende biliyorum böyle geçmez açılayım diyorum olmuyor ancak birileri beni açarsa...
- Kim açacak?
- İşte beni yakalayıp midye tava yapacaklar, onların biraz açması lazım.
- Haaaaaa! Anladım kendinizi midye zannediyorsunuz.
- Zannetmiyorum, ben midyeyim zaten...

Aynı psikiyatr değişik bir gün...

- Buyurun birde sizi dinleyelim.
- Ahhhh! Doktor Bey Ah!
- Ahlarla vahlarla geçiyor ömrünüz desenize...
- Ben nasıl ah etmeyeyim doktorcuğum?
- Sıkıntı nedir?
- Dünyanın yükü omuzlarımda...
- Ne yapalım bizimde omuzlarımızda...
- Ama ben evimi sırtımda taşıyorum?
- Biz de taşıyoruz.
- Öyle değil öyle değil...
- Ya nasıl?
- Ben kaplumbağayım çok yoruldum efendim. Kiraya bile veremiyorum evimi illaki benim sırtımda, bir türlü inmiyor. Ne yapmam lazım.
- Kaplumbağalıktan kurbalığa terfi etseniz.
- Oluyor mu öyle?
- Bir deneyin belki olur? Sırada ki...

Başka bir gün Psikiyatr değişmedi...

- Hoş geldiniz buyurun.
- Çok dertliyim doktor hanım.
- Anlatın bizde bilelim derdinize derman olalım.
- Benim sürekli burnum akıyor.
- Yaaaaa! Ama o zaman dermatolojiye gitmeniz lazım.
- Dermatoloji çare bulamaz doktor hanım.
- Neden bulamasın ilaçla iğneyle hallederler bir şekilde.
- Halledemezler doktor hanım. Benim burnum yaz kış akar.
- Ön yargılı olmayın. Tıbbın elinden bir şey kurtulmaz.
- Doktor hanım ben bir salyangozum, yani sümüklüböcek nasıl durdursunlar benim sümüklerimi?
- De get yahu! Sen de benimle maytap mı geçiyorsun, al bir kağıt mendil sil sil dur...
- Öyle desene be doktor civanım...

Psikiyatr çok çalışıyor...

- Sıradakinin bir sonrasında ki geeeeeeel!
- Doktor hanım merhaba.
- Lafı geveleme hemen konuya gel. Nedir problem sen de geçinememekten filan mı dem vuracaksın yoksa?
- Yok doktor hanım yok, ben durmadan ağlıyorum.
- Hmmmm ilginç bir vaka. En sevdiğim.
- Niye ağlıyorsun? Memleketin durumuna üzülüyorsun kesin ondan ağlıyorsun ya da ya da dur buldum Fenerbahçe Avrupa Kupalarında başarı kazanamadı bir türlü ona ağlıyorsun.
- Yok yok doktor hanım ben yediklerime ağlıyorum.
- Acılı mı yiyorsun evladım ondan mı ağlıyorsun yoksa? İsot mu koyuyorsun yediklerine?
- Ben geyikleri ceylanları yiyorum sonrada ağlıyorum işte ne bileyim duygulanıyorum. Niye ben bunları yedim diye kendi kendimi yiyorum.
- Seni hınzır seniiiiiiiiiiii! Timsah Gözyaşları seninkisi... Söylesene be timsah olduğunu. Hadi çık bakayım çık sen de naşşşş!