Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci

Yontma Taş Devrinden Cilalı Taş Devrine Geçiş Sancıları

Yorum

Yontma Taş Devrinden Cilalı Taş Devrine Geçiş Sancıları

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

292

Okunma

Yontma Taş Devrinden Cilalı Taş Devrine Geçiş Sancıları

Hepinizin de takdir edeceği gibi Yontma Taş Devrinden bir anda Cilalı Taş Devrine geçiş hemen olmadığı gibi bir takım sancılı süreçlerde yaşanmıştır. Bunları inceleyelim, irdeleyelim ve hatta parça pinçik yapıp, okurların önüne serelim...

Tabi birde Yontma Taş Devrinin bir öncesi Normal Taş Devri var ki burada da Filinstonları görüyoruz. Yahu ne saçmalıyorum beeee! Onlar çizgi film karakterleriydi değil mi? Normal Taş Devri taşlarını yontmayı akıl edemediği için, insanlar ilk zamanlarda haliyle Yontma Taş Devrine de geçemediler... Yontma Taş Devrine geçebilmek için, insanoğlu sınıfına girenlerin bayağı bir yontulmaları ve olgunlaşmaları, karı koca kavgalarının da azalması gerekiyordu...

Ne zamanki hanımlar kocalarına dönüp, bu normal taşlar işe yaramıyor, bir şeyi de kesmiyor, gidin bunları yontup da öyle getirin, yoksa ayrı yatakta, ayrı mağara kovuğunda yatarsınız karışmayız ha, deyince, önce kadınların dürtüklemesiyle, sonrada erkeklerin çabalarıyla Yontma Taş Devrine geçilmiştir...

İlk zamanlar mağaraların erkek vatandaşları taşları yontmak için büyük çabalar içine girseler de, daha sonra, bu yontma işini nasıl daha kolay hale getiririz diye düşünmüşler, taşınmışlar birazda kaşınmışlar ve taşı başka bir taşla yontma işini bulmuşlar. Bu arada bir başka şeyi de keşfetmişler, taşları ıslatıp ıslatıp da yontmaya başlamışlar, bu nedenle medeniyetlerde genellikle su kenarları olan yerlerde kurulur olmuş...

Epey bir zaman kesintisiz olarak süren Yontma Taş Devrinden sonra, hanımların canı sıkılır olmuş haliyle, ne yapalım ne edelimde bu Yontma Taş Devrinden kurtulalım, daha nasılsa Hazreti Musa’nın, Hazreti İsa’nın, Hazreti Meryem’inde doğumuna çok var, en iyisi biz bu Yontma Taş Devrinde yontulan taşları biraz parlatalım cilalayalım, diye düşünmüşler ve kocalarının da rızasını alarak ’’Aslında bazı kaynaklarda kocalarının rızasını aldığı bazı kaynaklarda da kocalarının rızasını almadıkları belirtiliyor.’’ Cilalı Taş Devrine yatay, dikey ve de her türlü geçişleri yapmışlar ve bunun ile de gurur duymuşlardır...

Cilalı Taş Devrinde ki en büyük hayati sorun ise taşları cilalamak için yeterli miktarda cilanın, bazı imkanlarla bile olsa elde edilememesidir... Bu nedenle cila fiyatları hem de az olduğundan anormal derecede artmış. Tabi Lidyalılar ve de parada daha icat edilmediğinden, cila elde etmek için dinozor yumurtası, avlanmış dinozor etleri, dinozor derileri kullanılır olmuş, bu da dinozorlar üzerinde büyük bir baskı oluşturmuş ve soylarının kuruma nedenlerinden biri olarak tarihin tozlu sayfalarındaki yerini almıştır. Bir de göktaşının filan yeryüzüne düşüp dinozorları yok ettiği filanda zaman zaman söyleniyor, bunu da unutmamalı...

Muhterem ve de pek saygıdeğer atalarımızdan biriside ’’Taş Devri taşlar bittiği için değil, mantıklar değiştiği için bitmiştir.’’ diye de güzel bir cümle ile noktayı koymuştur bu olaya... Cilalı İbo adlı film karakterinin ise Cilalı Taş Devri ile bir alakası olmadığını zaten hepiniz biliyorsunuz. Elli bin sene önceki olaylar İbo diye isim misim yok, hatta daha, Hazreti İbrahim ki ’’Hz. İshak ile Hz. İsmail’inde babasıdır’’ o bile dünyaya gelmemiş...

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yontma taş devrinden cilalı taş devrine geçiş sancıları Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yontma taş devrinden cilalı taş devrine geçiş sancıları yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yontma Taş Devrinden Cilalı Taş Devrine Geçiş Sancıları yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL