Mehmet efendi:Bülbül nacar derdiyle,yok olmazsa insanlar nasıl gelir kıyamet
Bu kıyametin bir ölüyle kıyası na mümkün evlat
Şükrü efendi:Bir varsan bir yoksan şüphe vermez mi insanlığa...
Yunus efendi:orada yaprak hışırtısı ne alemdedir görünürde,sizi bilinmez kılan nedir
Dağda mağarada bir alev,ovada bir sümbül başağı size neyi tanıtır
Mehmet efendi: kağıtlar kıyamete kalmaz erir,sen de giderken gözlerini aranmaz bir kuyuya girme benimle
Şükrü efendi: şemse ayak basan kıyametten korkar mı?
Bize ölüm yok artık
Hastalık yok
Kuyu altında düşünerek dünyaya eğilmeden gününü gün etmek var
Yunus efendi:uyku var mı?
Aşk uykusu,gönül kuyusunda erimez merak etmeyin
Mehmet efendi:bir yere gittiğinde önce elini sıvazla çünkü verenler alana saygı duyar,
Şükrü efendi: burada uyku ya ayaklar altındadır ya eller üstünde..bir ağaçta kalbi kırılanın kalbi onaran karşısındaki durumu gibidir...
Yunus efendi:bir ağaca tünediğinizde yasayan insanlardan ne farkınız var
Mehmet efendi:bu alemde insanlar bizi görmez,biz biz olurken düşüncemiz dünyalılarla bir olur...
Şükrü efendi:yıllar biter günler taşla sayılır;
Sen hep diri tut düşlerini...
Yunus efendi:hep bir umud peşinde diri tutmak özümüze ziyan vermez mi?
Mehmet efendi:uyusam uykumda kaç makber altında kimin ışığı altında kalacağımı bilemiyorum ki
Şükru efendi:bir de akrebi ayırmak yılanlardan.. çaysız bir o kadar sigarasız...
Yunus efendi:o keyifler yerindeyken kim bilir kaç fersah bekliyeceğiz ölümü...

Gezgin imgeler...