Şükrü efendi:vurulmuşum keklik mi kaynatıyorsun,sana sözüm olsun iki kanarya getireceğim
Mehmet efendi:değer mi böyle ,düşmez mi gagaya sana elvedâ diyen yapraklar
Yunus efendi:ruhun gizeminde içre doğru bulunduğunuz ortamda nasıl bakıyorsunuz?
Şükrü efendi: ıstikamet birdir,bana karşı nasılsan ahirette de aynısın,baştan başlıyalım istersen;
Önce gizli halde ölüyorsun,düşündüklerin üstüne geliyor,aglayıp sana karşılık veriyor,o zamanda ölüp ölmediğine karar veremiyorsun,
Sonra öpülmüşlerin hayrına yıkıyorlar,o zamanlar her kedere budalasın öldük kurtulduk diyorsun,birden üstüne hışırtılar geliyor,kafanı kaldırdığında toprak olduğunu görüp ölen ben miyim diyorsun
Sonra zamanla toprağı eşeleye eşeleye yuva kuruyorsun kendine,kendine bak ve dinleyin insanlar diye diye alışıyorsun kimsenin seni görmediğine,dinlemediğine,
Nasıl olması gerekiyorsa filim gibi şerit değiştiriyorlar,nesi varsa okuyup hesaba katıp veriyorlar mukafatını
Ordan biri çıbanbaşıyım kardeşim diyor
Mezar kulesi çatlıyor yerinden
Mehmet efendi:kimisi annesinden önce ölmüş kimisi babasından önce akrabanı görsen de varsın yansın tekeller;değişsin tuvaller yerde ,çarmıha gerenler görünüyor önce ,marina cennetleri sunarak,sonra bizi tanıtan Muhammediler evet yasamım boyunca sizi sayıkladım sizinle birlikte kervandayım diyor
Yunus efendi: ruhumda bir sancı var ben yaşarken sevmeye boğulmak istiyorum ölmek güzel ve de hüsnlüdür herhalde?
Şükrü efendi:sonra uçuyorsun kanatlanarak,yüzüyorsun yüzgeçlerle suda boğulmadan..
Yunus efendi;bunu hak mı ediyorsunuz ve bunun için ne yapmamız gerekiyor?
Şükrü efendi:kına yakmayı biliyor musun?
Elimden ne gelir diye düşünmek için zamanın olmayacak,her zaman bir isle çalışmak prensibin olmalı ve beddua etmiyeceksin bana ,sıkılmadan calışmaya devam,
Mehmet efendi:kamet etmeden namaz kılınmaz tabi biri kamet eder cemaat da ibadet eder,simdi önce ölmek lazım buranın net görüntüsünü anlamak için,dinletilerle düşünmek de şükrü efendinin muradıyla olmuyor,

Gezgin imgeler ...