ELEŞTİREL OLMAYAN BİR İLTİFAT, İLTİFAT DEĞİL, KİŞİYE HAKARETTİR!

Birinin yazdığı yazıdaki yanlışı, bir başkasının düzeltmesi, en az yazıyı yazan ve yazının içeriği kadar değerlidir!

Bu yüzden, yazdıklarınıza yapılan eleştirileri, kisiliğinize yapılmış hakaret olarak algılamayın!

Eleştiri yapılmadan, sadece beğeni yapılarak geçiştirilen veya sizin yazdığınız yazının bir parağrafından, kısmen ya da tamamen alıntı yaparak, salya sümük iltifatlarla, yorum adı altında geri bildirim yapıyorsa, bu tutum; eser sahibine alenen bir hakarettir!

Yapılan haksız bir iltifat, iltifat yapanın kendisini küçük düşürmekle kalmaz, aynı zamanda, size de yarardan ziyade zarar verir!

Yapılan eleştiri ya da düzeltmeler, sizi yazım kurallarıyla uyumlu ve daha etkili eserler ortaya koymanıza vesile olur!

Eleştiriye acık olan tek kesim ya da sanat dalı ise, TİYATROdur. Çünkü tiyatro; genel prova dediğimiz son provada işin ehli kişileri, uzmanları, eleştirmenleri davet ederler. Oyun genel provada gösteri sonrası davetlilerden, oyun hakkinda elestiri istenir. Eleştiri için gelmiş olan hazirun ise, oynanan oyunun iyi yonlerine dokunmadan, kötü yonlerini elestirir. Bu oyun için son provadır. İlk gösteri ise, oyunun ayağa kalkması diye tanımlanır. (bebeğin emekleme sonrası ilk adımı atmasına benzetilmesi gibi) Oyun (8) gösteriye kadar tokezlemelerle ilerler ve nihayet sergilenen oyundan haz almaya başlarsiniz. Çünkü eleştiri, oyunu son yogurmayla birlikte pisirmiştir!

Efkan ÖTGÜN