4
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
403
Okunma
Eskiden olsa başta Allah, başörtüsü-türbana özgürlük, din peygamber, Milliyetçilik, dış üçler, Pkk, Etö Fetö, Atatürk, Cumhuriyet, Osmanlı, "Bin Atlı Akınlarda Çocuklar Gibi Şendik", Kuvayi Milliye, vb vs söylevlerine göre hareket eder ve yüzde 100 sağçı muhafazakar parti ve söylevlerine göre oy verirdim. Bu tercihlerim için Akp, Refah (Saadet) BBP, MHP olurdu. Eskiden dediğim 20 yıl veya 10 yıl öncesi...
Lakin geçen bu süreçte Açık Öğretim Fakültesinden okuduğum iki bölüm olan Kamu Yönetimi ve Sosyoloji ile son 5 yıldır ilgilendiğim mali piyasaların, borsaların, paritelerin, altının, hatta kripto paraların iniş çıkış nedenleri gibi ekstra ve benim için yeni bilgiler tercihlerimi CHP’ye Liberallere, Sosyalist ve Koministlerin söylevlerini incelemeye itti.
Zaman içinde okuduğum 200 üzeri romanında katkısı olaylara, ekonomiye, kanun gücüne, dinin etkisine, din adamlarının gerçekte topluma ne gibi bir katkısının olup olmadığına, terörün nasıl kullanıldığına, silah ve insan kaçakçılığının sümen altı edilmesine, mafyaların derin devlet dediğimiz istihbarat kuruluşlarıyla ilişkilerine, aydınlatılmayan cinayetlerin ideolojik alt yapısına ve zenginlerin elinde olan yazılı ve görsel basının bizleri nasıl yönlendirmeye çalıştığına dair fikirlerim 5-10-20 yıl öncekine göre ters düz oldu ve belki de 180 derece değişti.
Orta Çağ ve Eski Türk toplumuna ve devletlerine ait romanlardan tutun da, Rus klasikleri ile İskandinavya kökenli romanlarda kır kültürüne, Şamanlardan rahiplere, obaların ve aşiretlerin yerleşmesi ve büyümesinden, Ortaçağ devletlerindeki ordu devlet, kral, hakan ve tebaası, başkan , şeyh ve müritlerinin toplumu yönlendirmesi, tarikat ve cemaatlerin amaçlarından, nesillerin yetiştirilmesine kadar bir çok konu da maalesef gözlük kullanmak mecburiyetinde kaldım çünkü artık oku oku nereye kadar, gözler bile bozuluyor değil mi? Bir de demezler mi Allah veya Tanrı insanı en mükemmel şekilde yaratmış, hadi be ordan. Hele hele şu Tanrı Allah peygamber konuları var ya iyice deli etti beni... Bugün gezintiye çıkmıştım ve aklıma hiç gelmeyen bir soru geldi, ne alakaysa, peygamberler gerçekse Tanrı yanlış bir peygamber seçmiş olabilir mi? Eskiden On Emir, Zebur, Tevrat, İncil ve Kuranın vahiy olduğuna inanan ben artık bu kitapların da kutsal olmadığına inanmaya başladım ve inandım. Nerden nereye...???
Sizleri ikinci dünya savaşı sonrası şekillenen ekseri 1970-1980 söylevlerinden bahsetmeyeceğim, zaten hangisinden bahsedeyim ki, umurumda da değil. 2005 lerden başlayalım grafikleri incelemeye...
Usd Try analizi ... Eğer ülkemiz para birimi dünyanın rezerv para birimi olan dolara karşı gücünü korumuşsa ne ala, koruyamamışsa, keten helva yanmaya devam eder..
2005 yılı dolar try: 1,30
2023 yılı dolar try : 20,00
20/1,30 :15,38 kat.
Eğer asgari ücret ve memur maaşları da aynı seviye artmış ise;
2005 yılı net asgari ücret: 257 dolar
2023 yılı net asgari ücret 456 dolar
456/257:1,77 kat..
(Memur maaşları için de ayrıca bir araştırma yapmak lazım.
Bunun anlamı da sanırım; kölelik düzeninde yaşıyormuşuz da haberimiz yokmuş. Dolar bazında alım gücümüz korunmamış demek ki. Bu da bizi fakirliğe itmiş.
Kalkıp da dolarla mı maaş alıyorsanız diyen çıkar mı edebiyat meraklıları içinde :)
Fakir olan ne yapamaz?
Pek fazla hayal kuramaz.
Pek fazla kitap okumaz.
Pek fazla sorgulamaz.
Pek fazla dünyayı takip etmez, önüne konulanla yetinir.
Pek fazla anayasadan, yasadan, temel hak ve özgürlüklerden anlamaz.
Pek fazla terörün neden bitmediğini, din ve ırki kavramların neden durmadan önüne konulduğunu düşünmez.
Pek fazla siyasetçilerin ve meclislerin hangi yöntemlerle oluşturulduğu ve neden hesap sorulamadığını sorgulamaz.
Pek fazla demokrasi ve hukuk, yargı kavramlarını içselleştirmez. Güçlünün ve zenginin çıkarımlarına kuyruk olur, şakşakcı olur, amigo olur, manşet vatandaşı ve yurttaşı olmayı kendine bir paye zanneder. Ve genelde cennet ve cehennem ile güdülür.
Fakirlik ve Manşet ve slogan-amigo vatandaşlığına razıysanız tercihlerinizi değiştirmeyin.
Fakirlik ve Manşet ve slogan-amigo vatandaşlığı artık beni kandıramaz diyorsanız tercihlerinizi değiştirin.
Hayatımız marabalıktan kurtulmalı, hayal kurabilmeli, gezebilmeliyiz.
Umarım ülkemizde mv ve parti başkanlığı sınavlarının da yapıldığı bir dönem görebilirim. Millet vekilliğine başvuran adayların seçimlerden bir ay önce merkezi bir sınava tabii tutulup sınav sonucuna göre partilerden aday olabilmeleri belki sağlanır gelecekte ne dersiniz?
Bu arada artık ortalama olarak belirlenecek miktarın altında kalan tüketimlerim için de elektrik, internet ve su faturası vb vs da para ödemek istemiyorum. 4 kişilik bir ailenin aylık ortalama tüketimleri bedava olmak zorunda değil mi sizce de, mümkün olabilir mi bu düşüncem? Özel öğretim ve sağlık kuruluşları için de kobay olmamalıyım.._ Kim bilir belki bunlar da gerçekleşir zamanla..
Saygılarımla...
Y...’den