- 266 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
BİR MÜSLÜMAN NEDEN NAMAZ KILAMAZ?
Bir insanın önüne ömrünün sonuna kadar yiyeceği yiyecekler dağ gibi yığılsa insan yiyecekten soğur.
Bunun gibi namaz kılamayan bir Müslüman da ömrünün sonuna kadar kılacağı namazları bir dağ gibi göz önüne getirip "günde beş vakit kıl kıl bitmiyor" diyerek nefsinin usançlığını dile getiriyor.
İnsan acıktıkça önüne gelen yemeği nasıl iştahla ve afiyetle yiyorsa, namazını da vakti girdikçe şevkle kılması gerekir. Hem usanç da vermez. Çünkü insanın ömrü sadece bulunduğu andır. Öncesi geçmiş geri getiremez. Sonrası gelmemiş elinde değil. Gelecekteki namazlardan zaten sorumlu olmaz. Sorumluluk vakit girince başlar. Vakti girmeyen namazların tasası insanı namazdan soğutur. Bu nedenle Müslümanın bakış açısını ya da baktığı tarafı değiştirmesi şarttır.
"Ey nefsim! Her gün her gün iştahla yemek yersin, şu içersin bu sana utanç vermiyor. Öyleyse namazlarını da usanmadan kıl!" Diyerek namazları ihmal etmemek her Müslümanın en birinci vazifesidir.
Ya Allah! Ya bismillah! Diyen, şimdinin gücünü kullanan kazanıyor.
Hem namaz cisme ve ruha da ağır gelmiyor. Hem zahmeti pek azdır. Feyzi, bereketi, süruru ise pek fazladır. Vazifeyi yerine getirmenin hafifliği ve lezzeti ölçülere gelmez. Az bir zahmetle Allah’ın rızasını ve ebedi saadeti kazanmak pek ucuz düşer.
Şeytan namaz kılmayanın nefsiyle uğraşmaz. Çünkü onun için çantada kekliktir. Namaz kılmaya başlayan insana hemen azılı bir düşman kesiliverir.
Namaz kılanın makamı yüksektir. Nasılki yüksek makam sahiplerinin düşmanı çok olur. Ayağını kaydırmaya çokları çalışır. Bu nedenle nefis ve şeytanın çelmeleri ve desiselerine aldanmamak lazım.
Hayat bir çabadır. Harekette bereket vardır. Helal rızık için nasıl çabalıyorsak manevi hayat kalitemizin artması için de nefis ve şeytan ile mücadeleye devam bir zorunluluktur. Zorlanmadan bir şey elde edilemiyor. Her zorluğun ardından da bir kolaylık, bir ferahlık vardır.
Haydi zahmeti az, rahmeti ve ücreti çok namaz fırsatını kaçırmayalım. Şimdiden Allah kabul etsin.