ŞAİR VE ÖNEMİ

insanların oluşumundan bu yana , şair hakkında çeşitli tanımlamalar yapılmıştır.Ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz;

Şair; her şeyden önce üreten, ürettiğini topluma sunan kişidir.Toplumun gelişmesi ve değişmesinde önemli rol oynayan öncü kişidir şeklinde ifade edilebilir.

Şair yaşadığı dünyayı, olayları ve insanları herkesten farklı algılayan bunun gerekliğini yapan kişidir. Şairin dili diğer tüm yazın türlerinin dilinden farklıdır.

Her iyi ve hızlı koşan insandan nasıl iyi atlet olmazsa, konuşan ve yazan her kişiden de iyi bir şair olmayacağı muhakkaktır. ’’Atletler nasıl nefeslerini ve enerjilerini iyi kullanmayı teknikleriyle öğreniyorlarsa, şairlerinde, özellikle kullandıkları dilin inceliklerini iyi bilmeleri, milli kültürü tanımaları, geçmişteki şiir örneklerini iyi tahlil etmeleri ve araştırmaya dayalı bir yapı içinde müşahede yeteneklerini geliştirmeleri gereklidir. Şair, şiirin peşinde yılmadan, yorulmadan mütemadiyen koşan adamdır. Yazdığı hem ses hem de mana itibariyle kulağa ve akla hoş gelen insandır.

Şair toplumun vicdanıdır. Aynı zamanda çağının tanığı olmak zorundadır. Ruhunda hep başkaldırı vardır. Uysal değildir. Uysallaştığı an şair olmaktan çıkar. Sorgulayan, eleştiren, bir tavrı olmalıdır şairin. Ucuz, kuru, sığ ve kör bir bakış onun üslûbu değildir. Şair ayna tutandır.

Şair; şiir yazma eylemini sürekli kılan kişidir. Hayata dair bakışını, izlenimini, hislerini şiire döken kişidir. Adeta şiiri hayatının merkezine oturtan kişidir.’’

Şairlerin arzuladığı en önemli olgu, çok şiir yazmak değil, toplumun hafızasında yer edinecek şiirler yazmaktır. Özlem ve taleplerini dile getiren, çözüm yollarını gösterendir.
Hasan Ali Yücel şair konusunda şunları söylemektedir; "Şair, bir avcıdır. Meçhuller ormanında hakikatin seraplarını kovalar. Zekâsını yontarak yaptığı okunu avına atar; bu keskin ok, boşluklarda vızıldar; fakat çıktığı yerin çekme kuvvetinden büsbütün kurtulamaz; geri döner ve yumuşak, sıcak bir yere saplanır. Burası bir kalp ve o kalbin sahibi de şairdir."

Şair, toplumun acı ve sevincini yüreğinde hisseden duyandır. Şair herkese benzemeyen ve benzemekten kaçan adamdır. Şair kendi olabilendir. Şair, dizeleriyle deprem etkisi yaratan, hem titreyen hem de titreten insandır.

Oktay Akbal şairlik hakkında şunları söylüyor: "Şair diye ortaya atılmak bir yürekliliktir, saygı duymalı bu yürekliliğe. Öte yandan biraz da acımalı bu yürekliliği gösterenlere, hele böylelerinin çiziktirdikleri şiirle ilgisiz şeylerse."

Robert Suares ise şu görüştedir: "Her isteyen şair olamaz. Şair olmak için mısralar sıralamak yetmez. Şairlik az kimsenin nasibine düşen bir altınca duygudur."
Şair, Sözü çoğaltan değil, azaltandır.

Mevlana şairler için şair " Söz az ve öz gerektirir vesselâm" diye ifade eder.
Şair ciltlerce yazılan roman , hikaye gibi edebi yazıları, birkaç dizeye sığdırabilir.Zaten şairi diğer yazarlardan ayıran özeliği budur.Roman yaza-yaza, şiir ata-ata güzelleşir.Şiir az kelimelerle çok anlam teşkil etmeli.

Dilin bütün incelikleri ile tanınması şair için en önem teşkil edendir. Dilini tanımayan ve kelime hazinesi düşük olan şairler, gelenek içersinde tekrara düşerler. İyi bir şair, şiirin ne için yazılacağını, giriş gelişme ve sonuç ilişkisini hesaplayandır. İyi bir şair dünü bugüne, bugünü yarınlara taşıyandır.
Şu rahatlıkla denilebilir şairlik, samanlıktaki iğneyi bulup karanlıkta ipliği delikten geçirmektir. Şair sanıldığı kadar kolay değil. Şair olmak halkın dili kulağı demektir.Sorunlarını çekinmeden, eğilmeden dik ve onurlu bir duruşla dile getirmektir. Zalimin zulmüne dur diyebilmektir. Gerektiğinde bedel ödemeyi göze almaktır.

Sözü fazla uzatmadan sizlere şairlerle ilgili olarak yazdığım şiiri sunuyorum.Keyifli okumalar diliyorum.

ŞAİR DEDİĞİN

Nedense
Son zamanlarda
Riya
Yalakalık dörtnala
Yalan dolanın ederi
Etmez beş para
Hala rezilce giriliyorsa
Öyle kılıftan kılıfa
Hemen
’’Yürü üstüne üstüne
Tükür yüzüne celadın
Fesatçının hainin’’
Diyen
Ahmed Arif gelmeli akla

İnsanlık halı bu ya
Herkes yapar hatayı
Kusur hatada değil
Kusur
Biatı marifet sanmakta
Oysa marifet
Biatı kusur saymaktır
Heybesinde şiirleri
’’En büyük hata kendini
Hatasız sanmaktır’’
Diyen
Yunus Emre
Hemen akıllara gelmeli
*
Unutma ki aşk
Ne karakaş
Ne sarı saçta
Olsa da Kafdağı’nda
Aşmayı göze almada
Sanma ki sevda
Anlamsız bir ütopya
Uğruna bedeller ödenen
Kavganın adıdır aslında
İkisi harmanlanınca
Hemen
Şems-i Tebrizi aşkıyla
Yataklara düşen
Mevlana gelmeli akıllara

Şimdiki zamanda
Kula kulluk ravaçta
Zulüm saltanatı
Alkışlanıyorsa ayakta
Hala
Gözler kör
Diller lal
Kulaklar sağırsa
Ve
Üç maymun
Hala hayasızca
Marifet sanılıyorsa
’’Zulme sessiz kalan
Dilsiz şeytandır’’ diyen
Hz Muhammed
Hemen gelmelidir akıllara

Muzaffer KALABA