Yaşadığını fark ettirendir sevgi. Bir özge zamandan esintiler getirendir...Hüznün, neşenin, heyecanın bazende hicranın iç içe geçtiği, harmanlandığı bir başka dünyadır sevgi. Ahmet Cevdet’in olan şu dizelerde ancak sevgi olduğu için vardır: ’’Zamanı kalbime gömüyorum/ bu sensin Sesi koyaklardan gelen su/ bu sensin Bir yağmur sonrasında gümüşlükte Kekiklerden tüten koku/bu sensin Bak güneş damlıyor kirpiklerinden Kadehlerde kalan coşku/ bu sensin Yokluğun aynasıdır yoksulluğumsun Düşte yaşadığım korku/ bu sensin Kadınımsın hep böyle saçının ormanında Salınarak gezen ahu/ bu sensin Ey geceyi elleriyle kanatan güzel Özlemlerin son umudu/ bu sensin.’’ Sevgili bazen çekip gitmiştir. Ardında bir kırık kalp, gözlerde iki damla yaş bırakarak...yıllar yılları kovalamış ve unutulmayan bir gün ansızın çıkagelmiştir. Hep o eski haliyle, o eski edasıyla, o eski tavrıyla...Belki böyle değildir ama...Belki yıllar ondan çok şeyler götürmüş, zaman kendinden izler bırakmıştır ama...Azığı sevgi olan o hiç değişmemiştir. Eskisi kadar güzeldir ve gülüşü, bakışı, duruşu hep aynıdır. Odur..Hep sevilen, hiç unutulmayandır. Çetin Altungüneş’te ’’Sevdim seni’’ diyerek onu nasıl sevdiğini anlatmaktadır işte.. Seni dağların rüzgarı sevmesi gibi sevdim Derelerin denizleri Kuşların uçmayı sevmesi gibi Başağın olgunlaşmayı Seni ışıkların sabahı sevmesi gibi sevdim Balıkların yosunları Toprağın yağmuru Çocukların anne kucağını Seni dalgaların kıyıları sevmesi gibi sevdim Ekmeği özgürlüğü Güzel olan ne varsa hepsini sever gibi Sevdim seni. Sözün sonunda, aklımızdan hiç çıkmasın diye, bir kez daha tekrar edelim: ’’Sevgidir yaşamı güzel kılan’’ |