’’Hababam Sınıfı’nın bütün öğrencileri, zilin ilk çaldığı günün heyecanını hala yaşarlarken onlara ’’Merhaba’’ demek gerekiyordu. Bir çok değerin anlamını yitirdiği son yıllarda, onların bizim için ne denli önemli olduklarını unutmadığımızı kanıtlamak amacıyla, ben de onlardan biri olarak, üzerime düşen bu görevi yerine getirmek istedim’’ diyor oğlu Aydın Ilgaz kaleme aldığı kitabında. Okutma Üzerine adlı şiirine ’’SINIF’ın ozanıyım mimli, HABABAM SINIFI’nın yazarıyım ünlü Kim ne derse desin Çocuklar için yazdım hep’’ diyerek başlamıştı Rıfat Ilgaz. Aslında bu dizeler onun yaşamının iyi bir özetini oluşturuyor. Şiirle başladığı edebiyat yolculuğu içinde, romanları, öyküleri ve oyunlarıyla bir çok yapıta imza atarken, ’’sınıf’’sözcüğünün, o yolculuğun sürmesinde büyük bir öneme sahip olduğunu da vurgulamak gerek. Öğretmen olması nedeniyle çocuklara duyduğu sevgiyi, daha doğrusu insana duyduğu inancı dile getirmesinde iki ’’sınıf’’ın katkısı yadsınamaz.İlki, 1944 yılında yayımlanan ’’Sınıf’’adlı şiir kitabıdır; ikincisi de, ünü yazarını aşacak olan ’’Hababam Sınıfı’’dır 1944 yılında yayımlanan ’’Sınıf’’ adlı şiir kitabı, Rıfat Ilgaz’ın ’’sınıf’’taki yolculuğunu başlatır aynı zamanda. Adının ’’sınıf’’ kapağının kırmızı olması, Devrim Kitabevince basılması bilirkişiye göre’’kitabın yazarının hasta ruhlu olması ve kitabında edebi açıdan h,ç bi,r değer taşımaması’’, Ilgaz’ın altı aylık bir cezaya çarptırılmasına neden olur. O günün Türkiye’sinde yaşananlar bunlardır çünkü. Değil bugün bile bu gerçekleri görmezden gelenler vardı. Onlardan ’’görmemeleri’’ ve ’’yazamamaları’’ isteniyordu. O yüzden, 1940 kuşağının toplumcu, gerçekçi yazarları ve şairleri, yazmanın bedelini çok ağır ödediler. 1956 yılında İlhan Selçuk yönetimindeki Dolmuş adlı mizah dergisinin Direksiyon,Egsoz, ve Çamurluk gibi takma adları taşıyan yazarların arasına sonradan katıldığı için Stepne adını kullanan Ilgaz, bir kaç hafta sonra ’’Hababam Sınıfı’’ başlıklı dizisini yazmaya başlar. Okurların gösterdiği olağanüstü ilgi, diziyi kitaplaştırır. Kitabın ilk basımında yazar Stepne olarak görülür. Stepne’nin kim olduğunun anlaşılması içinde bir süre geçmesi gerekmektedir. ..Sonrasında Ilgaz’ın kaleme aldığı beş kitaplık bi,r serüvene dönüşen ’’Hababam Sınıfı’’ kitaplarıyla olduğu kadar,tiyatro oyunları ve filmleriyle de, hepimizin gülümseyerek andığı bir efsaneye dönüşmüştür. Aydın Ilgaz, babası Rıfat Ilgaz için bu efsanenin ’’Sınıf’’adlı şiir kitabıyla nasıl başladığını; acı-tatlı olaylarla bu efsanenin bedelinin çok ağır ödenmesine tanık olduğunu yazıyor’’Sınıf’ın Efsanesi’’nde... Böylesine benimsediğimiz ’’Hababam Sınıfı’’nın yazılmasının, tiyatrolarda kapalı gişe oynamasının, sinema ve televizyonlarda defalarca izlenmesinin ardında, hiç bilmediğimiz, kimi zaman hüznün, kimi zaman kahkahanın egemen olduğu bir öykü yatmaktadır. Aydın Ilgaz’ın kitabı’’Sınıf’ın Efsanesi, Çınar yayınları arasında çıktı. Yalın dili ve içten anlatımıyla, elli yıldır hiç bitmeyen bir coşkuyu taşıyan ’’Hababam Sınıfı’’nın bilinmeyen yönlerini ortaya çıkarıyor kitap. Rıfat Ilgaz’ın 1956’daki ilk derse çağırdığı kadro, yıllar sonra Aydın Ilgaz’ın araladığı perdenin ardından bize bir kez daha gülümsüyor çok uzaklardan! |