4
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
632
Okunma

Yaşta tepeyi çoktan aştım. Yokuş aşağı iniyorum. Bir sala okunacak.
“Yol buraya kadardı. Son durak” denilecek. Biliyor, bekliyorum.
İnsan olarak hepimizin istekleri arzuları var. Bu istekler, bu arzular ekonomik gücümüze, sosyal konumumuza, düşünce yapımıza, gelişmelere, ruh yapımıza göre değişiyor.
Hayatımda önce ekmek vardı. Ekmeğimi buldum. Derdim; anam, babam, ailemdi. Evimi kurdum. Ekmeğimize katık aldım. Gücüm bu kadardı. Ne araba, ne de ev bana çok uzaktı. Sonraki yıllarda evim de oldu. Ya araba?
O olmadı işte. Gücümün olmadığından değil. Benim hiç araba sevdam olmadı.
Burada bir yazım var benim -O İŞ BENDE(SERVET USTA)- O arkadaşımın bir TATA’sı vardı. Ne zaman arabaya ihtiyacımız olsa–basar- gelirdi. Bu gün yine bastı geldi TATA sıyla.
Durgundu:
“ Abi biliyorum sen TATA’ yı, TATA’da seni çok sevdiniz. Bu gün onunla son beraberliğimiz. Ondan ayrılıyoruz.”
Torpidosunu, ön camını,(camı açtı) sol aynasını okşadı, sevdi. Gözleri doldu, dolmakla da kalmadı, gözlerinden süzülen yaşlarını, gözlüğünü çıkarıp sildi.
TATA sını Satmıştı herhalde.
Şaşırdım mı? Hayır.
Sevgi böyle bir şeydi işte. Sevmek böyle bir şeydi. Değer vermek, duygu böyle bir şeydi.
Onun gözyaşlarında duyguyu gördüm ben. Onun gözyaşlarında sevgiyi gördüm ben. Onun gözyaşlarında vefayı, insanlığı gördüm ben…
SEVGİ beş harflik bir kavram. Ama anlamı o kadar geniş, o kadar derin ki.
Sevmeyi biliyorsan şayet sevecek o kadar çok şey var ki
“Peki, arabasız kalacağına mı üzülüyorsun?”
“Yok, be abi. Bir araba buldum SİKOTA. Onu alacağım.
“Güle güle TATA hoş gelsin SAFFET.”
“SAFFET değil abi SİKOTA !”
“Olsun bundan sonra onun adı SAFFET”
Peki, olan neydi?
Olan sevmekti, vefaydı, koca yüreklilikti.