- 373 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÖZÜNDE CANI VARDIR SÖZÜNDE CANI VARDIR:
GÖZÜNDE CANI VARDIR SÖZÜNDE CANI VARDIR:
Şu an öyle zamanlarda yaşıyoruz ki her şey birbirine girmiş. Sözün, söylediğini göz görmüyor, gözün gördüğünü söz söylemiyor.
Göz o göz, söz o söz. Söz anlamsız, göz manasız, her şey zamansız, anlamsız ve manasız. Halbuki yeri geldiğinde, bir bakış ve hatta bir sükût onlarca cilt kitaptan daha çok şey anlatır. ’Söz vardır kestire başı söz vardır yedire ağ ulu aşı’’O sözü söyleyeni bulmak ona varmak ve onda olmak lazım.
Bir bakış, bir söz ki karlı dağlar erir, karşında bir et yığını gibi yığılır gider. İşte o bakışı bulmak o bakışın sahibine ermek lazım. Ağızdan çıkan söz hangi ağızdan çıkıyor, Bakan göz hangi gözden bakıyor, onu bilmek gerekir.
Şu anda arkadaşlık çöpe gitmiş, ihvandık dilde kalmış. Küllenmiş köz gibi herkes birbirine küskün, herkes birbirine düşman, ara ki dost bulasın, kardeş bulasın. Her şey zalimlerin eline kalmış Zalimler ne Allahtan korkar olmuş nede kuldan utanır olmuş.
Bir beldede herkesin elinden illallah ettiği bir zalim varmış. Belde de herkes ondan çok korkar karşısında laf bile edemezlermiş. Ne Allah’tan korkar ne kuldan utanması varmış. Ne nasihatten anlar ne kötekten endişesi var, öyle gaddar bir adam. Kedi fare hikayesini bilimisiniz? Anlatayım. Kedi farenin yuvasının karşısına oturur öyle muhabbetli bir bakışla bakar ki fare yeneceğini bile bile yuvasından çıkar gelir kedinin önüne dikilir. Bakıştaki muhabbetin dalgalarının cazibesine kapılmıştır. ölüm aklına gelmez.
İşte bu zalim öyle gaddar öyle gaddar ki herkes illallah çekiyor. Bu beldeye nur yüzlü, ağzı dualı bir Allah dostu adam gelir; Belde sakinleri bu nur yüzlü adamdan medet umarlar ve kurtar bizi bu zalimin elinden derler. Zalim heybetli gelen adam cüce ve tıska. Çıkmış karşısına o haşin adamın küçük cüssesiyle, kulağına eğilip bir tek cümle söylemiş. Daha arkasını dönmeden yere yığılıp kalmış. sizlere ömür adam öldü demiş. Belde sakinleri aman beyim siz ne dediniz ki bu adam teslim-i ruh eyledi böyle? Mahzun bir tebessümle cevap vermiş: ‘’Allah’tan kork behey zalim dedim’’ demiş.
Köylüler buna bir anlama veremezler ama hayretten gözleri fal taşı gibi açılır. bizden birisi çıksa ve Allah’tan kork dese, yediği dayak buradan Üsküdar’a yol olurdu. Evet söz aynı söz ama netice niçin başka oluyor? Sözü söyleyen kalbi selim olursa, dudak pak olur, dudak pak olunca da söz tesir eder, bu kadar basit.
Gönül Allah’ın evi olurda o evde misafir edersen; sözde onun olur, gözde onun olur. Her gök kubbede bir milli şuur vardır. Biz bu çağın kendi gök kubbesinde milli şuurunu kaybetmiş Ümmet olarak nedense hep söyleyecek yeni sözler aradık; halbuki Kalbi Hüda’nın evi yapar da onu misafir edersen gönlün pak olur. Gönül pak olunca, dudağımızda pak olur. O dudaklardan dökülen sözlerinde tesiri olur. Sözümüzün kendimize bile tesiri yoksa işte bundandır. Sözünde tesir olmayanın nazarından, nazarı fayda etmeyenin sükutundan da kimseye bir hayır gelmiyor.
Söz yeri geldiğinde bir cümle, bir bakış hatta bir sükût kitapların anlatamayacağını dile döker ama gel gör ki bizde ne o gönül var ne o misafir var nede dudaktan dökülenlerin tesiri var “Hüznümüz yalnız Allah’adır!” “Sebepsiz hüzün lütuftur “Sözün de canı vardır”. İnsan söylüyor, yazıyor ama o söze tesiri, ömrü, hepsinden ötesi canı verecek olan Mevla, okuyana dinleyene ondan bir fayda var. Kimisi de ne söylese beyhude ne yazsa boş ne eylese hikâye.
Sözün sadece canı yok galiba; kaderi de var. Kimin dudağından çıkıyorsa onun sadece kalbiyle değil kaderiyle de irtibatlı galiba. Kendini yok edenin sözünü Allah var ediyor, kendini var etme derdiyle söyleyenin sözünü de kendini de yok ediveriyor. Gözünde canı vardır, sözünde canı vardır. Vesselam.
=========================AR===========================
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.