Bugün günlerden İzmir!..

İzmir’in Düşman İşgalinden Kurtuluşundan 100 yıl önce:
Derki büyük önderimiz Türkiye Cumhuriyetinin banisi/hamisi Mustafa Kemal ATATÜRK:
“Bütün cihan işitsin ki Efendiler, Artık İZMİR hiçbir kirli ayağın üzerine basamayacağı kutsal bir topraktır…”

Bugün günlerden 9 Eylül; bugün günlerden İzmir; bugün günlerden Türkiye; bugün günlerden özgürlük!..
‘Alsancak’ta eğlenip, Konak’ta zenginleşmek, Göztepe’de kalabalıklaşıp, Buca’da nefes almak, Bornova Küçükpark’ta kahve içmek, Eşrefpaşa ’da kavga etmek, Kordon’da sarhoş, Karşıyaka’da âşık olmak.
Ne güzeldir İzmir’de yaşamak.’

“Sen 9 Eylül dersin iki kelime, ben onurlu bir halk anlarım, sen “İzmir dersin iki hece, ben saygıyla ayağa kalkarım…” Demiş usta sanatçı değerli şair Haluk Işık 9 Eylül ve İzmir’i anlatan şiirinde…

Atasını hiç utandırmayan şehir… Yüreği EFE şehir… Her 9 EYLÜL yeniden doğan şehir.
Atam gibi sadece zeybek oynarken diz çöker İzmir, bilirim. O yüzden gâvurdur kimilerinin gözünde… İyi ki doğdun İZMİR! Dünyada TÜRK olmak gibidir, Türkiye’de İZMİRLİ olmak…

9 Eylül vesilesiyle, İzmir Marşını bugün de yine yüksek sesle seslendiriyoruz.
Marştaki gibi büyük önderin adını sadece ‘mücevher taşa’ değil kalbimize, ruhuma ve aklımıza kazıyoruz. ‘Yaşa Mustafa Kemal Paşa, Yaşa’ demeye devam ediyoruz…

Yıl 1922 bütün dünyada eşi benzeri görülmemiş bir doğumun sancıları yaşanıyordu Anadolu’da!..
Kirlenmişti Trakya, Ege, İzmir, Aydın, Antep, Maraş, Mardin, Antalya…
Ve tüm Anadolu, düşman çizmeleri altında!..
Sadece gaflettekiler… sadece dalalettekiler…. ve bir de ihanettekiler huzurluydu!..
Kan ağlıyordu. Türk Yurdu… Yanıyordu Anadolu!..
Analar, bacılar ve dahi çocuklar perişan kahroluyordu...
Vatan, düşmanın dipçiğinden, düşmanın süngüsünden, düşmanın zulmünden mutlaka kurtarılmalıydı…
Asırlardır bağımsız yaşamış Türk milleti, imkânsızlıklardan nasıl imkânlar yaratır göstermeliydi dosta düşmana…
Böyle düşünüyordu Mustafa Kemal kalpağı başında; Amasya’da, Erzurum’da, Sivas’ta ve Ankara’da. Savundular vatanı ’Ya istiklal ya ölüm! ’ diyerek İnönü’de, Eskişehir’de, Sakarya’da…
Perişan ettiler kendilerinden kat kat üstün Yunan ordularını Afyon Ovası’nda, 30 Ağustos’ta düşman yenildi Trikopis denen yunan ordusunun başında ki ise esir düştü, bütün dünya şaşırdı. Bu nasıl iştir diye.
Ama anlamadılar bir milletin küllerinden doğduğunu ve her zamanda doğacağını. Çünkü bu eşi benzeri olmayan millet Türk’tü…
Kaçıyordu düşman sersefil…
Tarih, 9 Eylül 1922… Mustafa Kemal komutasındaki Türk askeri, tarihe altın harflerle yazılan zaferlerine yenisi ekledi…
Yaklaşık 3 yıl Yunan işgali altında olan Türkiye’nin birincisi Ege’nin incisi İzmir’i düşmandan işgalinden kurtardı…
İşte tarihe geçen o destanın öyküsü hafızalara şu sözlerle kazındı…
Haykırdı Mustafa Kemal: “Ordular, ilk hedefiz Akdeniz’dir ileri…”

İzmir kıyılarında Mustafa Kemal… Bu, rüya gibi bir şeydi. Yanık yüzlü, tığ gibi endamlı, ürkütücü ve engin bakışlı, acaba hangi masaldaki kahraman İzmir’de o gün görünen Mustafa Kemal kadar güçlü olmuştur.
Bin dokuz yüz yirmi iki yılının, Dokuz Eylül’ünde, gün ağarırken; Süvarilerimiz girdi İzmir’e Milleti sevince gark etti birden.
Hükümet Konağı tekrar kavuştu, Eski sevgilisi, Türk Bayrağı’na.
Bunu gören İzmirliler, gem vuramadı sevinçten çağlayan gözyaşlarına. Atatürk, Çakmak ve İsmet İnönü geldiler İzmir’e, 10 Eylül günü; Bağrına bastı tüm İzmirliler, Vatanı kurtaran, Atatürk’ünü...

9 Eylül’de Marşlar söyleyerek girdi İzmir’e Kuvay-i Milliye ordularımız.
Hükümet Konağı’nda Yüzbaşı Şeref, Kışla ’da Zeki Doğan, Kadife Kale’de Asteğmen Besim, boyları dev kadar!
Çektiler ay yıldızlı bayrağı göndere inmemek üzere mahşere kadar…
97 yıl önce, hükümet konağındaki Yunan bayrağını indirip yerine Türk bayrağını çekerek yalnız İzmir’in kurtuluşunu değil Ulusal Bağımsızlığın kazanıldığını da tüm dünyaya ilan ettiler.

Mustafa Kemal 9 Eylül 1922 günü karargâhı ile Belkahve’ye gitti. Bir incir ağacının altında Kadifekale’de şanlı bayrağımızın dalgalandığı İzmir’i seyretti…

Ve güldü o gün İzmir Boğazı, güldü Karşıyaka, Bayraklı, Konak, Kordonboyu, Kadifekale, güldü Buca’nın üzüm bağları ve dahi Saat Kulesi sevinç kahkahalarıyla güldü… İzmir İzmir olalı görmemişti böyle sevinç…
İşte vakit o vakit ki, Hasan Tahsin, attığı ilk merminin nereye girdiğini ilk o zaman gördü!
İzmir’in Dağları’ndaki kalpaklı şahinlerin ağız dolusu güldüğü gün ve İzmir’in dağlarında çiçeklerin açtığı 100 yıl önce işte bu gündü!..

İzmir’e girdikten sonra bir akşam Atatürk üzerinde sivil elbise, bir kaç arkadaşıyla kordona inerler;
Adres, numara 248, Kordon Naim Palas ikinci kat, cumbada oturuyor Mustafa Kemal.
Sevmez fazla yemeği. Leblebi var yine önünde…
Garson titriyor. Çünkü çocuk Rum…
Sesleniyor Gazi, şefkatli bir ses tonuyla…
“Vre Dimitri” diyor, “gel bakayım.
Çocuk, “buyur paşam” diyor, ş’lere dili dönmeyen, kırık dökük Türkçesi’yle.
Sizin Kosti” diyor; İşgal sırasında İzmir’e gelen Yunan Kralı Konstantin’i kastederek…
Sizin Kosti, geldi mi buraya?
Geldi paşam… Oturdu mu bu masaya?
Oturdu paşam.
Güneş batarken rakı içti mi?
İçmedi paşam.
E o zaman sormadın mı çocuk, ne halt etmeye almış İzmir’i?..

Sadece şehir değildir İzmir. "Milli mücadele müzesi" dir.
Caddelerinin adı tarih kokar;
Dumlupınar Caddesi, Şehitler, Gaziler, Vatan, İstiklal, İnönü, Akıncılar, Şehit Fethi caddesi...
Şöyle birde bulvarlarını gezelim:
Gazi, Fevzipaşa.
Mahalle dersen çok: Egemenlik mahallesi, Kurtuluş, Mehmet Akif, Millet, Kubilay, Sakarya, Ülkü, İnönü, 19 Mayıs, Tınaztepe, Kocatepe, Duatepe, Zafertepe, Hürriyet mahallesi...
Okul mu? Buyurun size: Atatürk Lisesi, Cumhuriyet Lisesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Hâkimiyet-i Milliye, Misak-ı Milli, Gazi ilkokulu...
Adım attığın her yerde gördüğün isimlerle bahçedir... Kanla sulanan, terle yeşeren.

ATAM! Senin eserin olan bu nesil kimsenin esiri olmaz! Zafer Türk Milletinin karakteridir. Dünya durdukça Türk Milleti izindedir!..

9 Eylül, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kutlu günlerinden biridir.
Bu nedenle biz İzmir’de bu vatanı karşılıksız sevenler kadehi önce Mustafa Kemal’e sonra şerefe kaldırırız...
Doğum günün kutlu olsun âşık olduğum ve aşkı bulduğum şehir, İzmir’in kurtuluşu tüm vatana ve millete kutlu olsun dostlarım…

Tüm hemşehrilerimin 9 Eylül kurtuluş gününü kutluyor ve bu vesileyle bir kez daha İzmir’i düşman işgalinden kurtaran başta Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve banisi Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, İzmir’in ve Vatanın kurtuluşu için şehit düşen ve gazi olan tüm kahramanlarımızı saygıyla, minnetle, şükranla ve rahmetle anıyorum…

Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…


09.09.2022
Ömer Sabri Kurşun