Vakit tamam. Tamamsa onaylayalım, insafa gerek yok, vakit tamamsa tamamdır, kat-i, bittabi ve celsesiz. Zaten demince’k son kurtuluş yazan bir tabelaya rastladım ya da onu gördüğümde bir yıldırımın bıçağı böğrüne dayadığı anlaşılan bir ağaçtan ne kaldıysa o kadarını gördüm. İnsanın gözlerinin feri söndü mü bir sepet elmayı göstersen nafile, bilmem ki uzatsam ne görür? Kırmızı lekeler mi, biri önde diğeri arkada yuvarlağımsı şekiller mi? Sanmam. Meşhur bir natürmort (Sabri Berkel) tabloda malum ışığın geldiği yer mühimdir, oradan elmaların biri çürür, ressam uyanıktır, saklamıştır ve bu iyidir, içler acısı manzarayı görmeye gerek yoktur. Biri ağlayınca diğeri haydi tamam diyor, yeterli, bizi ne de kendini üzmeye hakkın var mı cicim de? Parmak aralarına ıslak tütün basılmış kimselerdir, keşke yazmasaydı, en iyi eseridir Turgut abi’ nin, kesin mi? O zaman gözyaşım tamamlanmış olmalı, geldi geçti, ara sıra olur canım, şu şiiri severim, ondan oldu, bana bir şeyleri anımsattı, neyse o sesi duydum sanki, ahlat ağacına henüz yıldırım inmemişti, çünkü zaten elektrik yüklüydü, biri zamanında ah demiş kadın sesiyle, o zaman için midem bulanıyor, bir yerden bir koku geliyor ve biri son kurtuluş tabelasına doğru yürüyor, belki kargalar ağaçta ona bakınıyor, doğa konuşmaz, konuşturur. Janjanlı, desenli ve tıknaz sözlerle resim tamamlandı. Çürük saklanmıyor. Haksızlık etmek istiyorum ona, hakkında iyi konuşanların içlerindeki kötülükten haksızlık etmek istiyorum, nasılsa muamma bir son- başlangıç, nereye gittiyse herkes orada eşit mi? Gevezelik cismen aramızda. Köprüler ilginç ve inayet dolu. "Kendimi bir deliliğe kapattım Yalvar yakar bir açıklık kaldı Oradan konuşuyorum" Kelimelerin şunlar; Telakki, Nedamet Kofana ne şimdi? Bir saniye... Suya atılma fikrinde boğulmuyorum Solungaçsız olmam müsebbibiyle (yakıştı bence) Buruk bir tat geliyor konuşmadan Ağzıma aldığım her iyiliği tükürdüm Nedamet gösteren insan olmaktansa ( olmadı) Kofana olmak iyidir tellakkisindeyim (eh). |