YARIMLARIMIZ EDİNİLMİŞ ALIŞKANLIKLARIMIZDIR

Hayat böyle bir şeydirki, insan, eşini bulamadığı tamamlayamadığı yarımlarla dolu olur.

Kimileri ömür boyu mücadele eder. Paralansa da diğer yarımı bulamaz ve ömrü hep keşkeyle geçer.

Kimileri de o yarımı bulur. Ama ağır gelir, taşıyamaz! Çünkü temelde, edinilmiş alışkanlıkları vardır!

Biz buna, "Refah bölgesinden ayrılma korkusu deriz!

Edinilmiş alışkanlıkları kişinin kendisi, kendisine zaman içerisinde enjekte ederek kazanır.

Olumlu, olumsuz! İyi ya da kötü yönde edinmiş olduğu alışkanlıklar pekidtir ve bu bu tutumdan vazgeçemezler!

Olumlu ya da olumsuz. Kişinin edinilmis alışkanlıklarına ters düşen bir yapıyla karşılaştığı anda bir sendeleme geçirir.
Bu tutumdan vazgeçmemek için hiç olmadığı kadar bir direnç gösterirler.

Bu durumlarda, kişinin kafasında onlarca, yüzlerce soru işareti belirir. Çünkü bu soru işaretleriyle daha önce hiç karşılaşmamıştır!Sorgulanmamıştır!Yargılanmamıştır!Yalanlanmamıştır! Doğrulanmamıştır! Dolayısıyla kişi yaptığı her işin, her eylemin, her söylemin doğruluğuna inandırmıştır kendisini.

Tabii ki bir tepkiyle karşılaşmamanın, altında yatan sebep o kişinin her yaptığının doğru oluşundan kaynaklı değildir. Aksine, çevresindekilerin, o kişiyi kaele almaması, önemsememesi, ya da çevresindeki kişilerin gerçekten donanımlı olmamasından kaynaklı bir tepkisizliktir!

Ola ki bu kişinin karşısına olumlu yönde bile eleştirel birisi çıksa ve doğruyu gösterme adına bir eleştiri yaparsa, refah bölgesi korkusu yaşayan bu kişi, yapılan eleştiriyi kendisine karşı yapılmış bir saldırı, bir aşağılanma olarak görür. Ya da farkındalık yaratıcı, yol gösterici bir kişiyle karşılaştığında, bildiği yolun bu olmadığını savunarak reddederek direnç gösterir!

Kısaca refah bölgesinden ayrılma korkusu yaşayan kişilere, Alışılagelmiş çizgi dışına çıkarmaya çalıştığınız anda çatışma başlamış olur. Bu yüzden bu kişiler aradığı yarımı bulamadıkları gibi, karşı tarafı da yarım bırakmaya mahkum ederler.

Efkan ÖTGÜN