Kitap kokusu nede güzeldir. Her ne kadar insan İnternetten bir şeyler okusa da kitapları eline alıp da okumak yine de bir başka... Okumak, dünyaya çok değişik yönlerden bakmamıza yardımcı olur, en güzel kazanımda budur bir insan için...

Kitap var, kitap var, kitaptan kitaba fark var. Çocukluğunuzda okuma merakı olan arkadaşlarım her biriniz Edmon’de Amicis’in Çocuk Kalbini mutlaka okudunuz. Jules Verne’yi, Kemalettin Tuğcu’yu, Binbir Gece Masallarını, Eflatun Cem Güneyi, daha da nicelerini zevkle okudunuz... O yıllarda ki halinize dönüp bakın, bir de bu gün o alışkanlığı, okuma zevkini almış biri olarak çok farklı bir yerde olduğunuzu görün... Kendinizi kutlamanız lazım...

Bir yazarı okumak aynı zamanda onun dünyasına az da olsa ortak olmaktır. Çoğu yazar yazılarına yaşadıklarını katar az ya da çok. Ne iyi insanmış bu dersiniz. Hele de şimdi eskiye nazaran çok sık kitap fuarları oluyor ki bir çok tanınmış sima bu fuarlarda karşımıza bir anda çıkıveriyor. Elini sıkıyorsunuz, ayak üstü iki lafın belini kırıyorsunuz, kimi ile dost oluyorsunuz. İlknur Arkadaşımız da, değerli kardeşim benim ’’İyi bir kitap okuduğumda yazarına çay demlemek isterim.’’ diye yazmış ki ne de güzel etmiş...

Bir bardak demli çayın buğusunda yazar ile kitapları üstüne, dünya görüşü üstüne koyu bir sohbete dalmak, her zaman da ele geçecek bir fırsat değil... Şimdilerde İnternet ortamında herkes bilgi ve görgüsü doğrultusunda bir şeyler karalıyor, kimi ile arkadaşız Face den filan mesajlaşmak bile güzel kayda değer gerçekten...

Çay demlemek, kahve ısmarlamak hele de yazarlık serüveninde almış başını gitmiş biri ile koyu bir sohbete dalmak insana pozitif olarak neler katar neler. Dayanamaz yemek bile ısmarlar insan, eğer kabul ederlerse. Sonrasında ki kazanımları düşündüğünüz zaman müthiş bir zenginliktir ruhumuza ve beynimize...