bir yorum yazısı ’Başını dik tut!’’ İçimin izbelerinde dahi ışık var ve ışıldayan gözlerim ve senin gözlerinde kaybolduğum o gün: yoksa o da bir rüya mıydı gözüm açık gördüğüm? ... gül *** ’ başını serin ayağını sıcak karnını tok sırtını bek tut’ ne güzel ne hoş demiş akıl ve gönül ihsanı bilge atalarımız erinmedim usanmadım ve tadına doyamağım büğülendiğim bu ve diğer yazı anlatım ve paylaşımlarınız için ne diyorum biliyor musunuz: af yasanıza ve hoşgörü limanınıza sığınarak diyorum ki; bir yıldız var ışık yılı menzilinde ömrümün ömrünü değil hayalimin hayalini tüketsem eremem mavi göğün dolunay gülünü mehtap tülünü deremem ufuktan ufuğa gökkuşağı kubbesinden geçemem öğlesine bir dil ki hz. süleyman olmadığıma göre bilemem olsa olsa alkış tutar başarının devamı için dua ve dilek derim jerdüşt böyle buyurdu imza *** bir aşk öyküsü daha bugüne değin evcilik kör ebe yakan top gibi çocuk oyunlarıyla oynar dereler kır bayır dolaşır kuşlar gibi özgür iken mayıs sonlarının güzel yakmayan güneşli bir bahar günü anasıyla bahçede uğraşırlarken yanlarına gelen oğlan elindeki çiçekleri uzatmış ama anasının ters ters bakışından çekinmiş ya da utanmış almamış alamamıştı oğlan da alınmış çekip gitmişti çaktırmadan arkasından bakakalmıştı işte olan o gün değil o an olmuştu tatlı bir duyguyla gözü mü kararıyor başı mı dönüyordu ne oluyordu bağ evine girdi kanepenin üstüne uzandı anası da kızına bi şeyler olduğunu daha doğrusu tabiat ananın sihrine büyüsüne yakalandığını anlamış ’ ah yavrum daha dün çoçuktun demek ki’ deyip hem gülümsüyor hem sesleniyorken kız da sırt üstü uzanmış gözlerini görünen daldaki yuvaya kitlemiş ana kuşun hareketlerini izliyor yavruların vıyak vıyak seslerini dinliyor kendinden geçmişcesine düşünüyor hayaller kuruyor anasını duymuyor gibiydi o an az önceki an gözlerinin önünde canlandıkça tuafllaşıyor halden hale giriyor o çiçeklerin kokusu içini sarıyor sersemleşiyor gözleri mahmurlaşıyordu anasının ’kalk kız!’ demesiyle toparlandı titriyor muydu irkiliyor muydu ’nen var kızz ’ dedi anası anlamazlıktan gelerek ’ n’oldu ki anaa’ dedi, dedi ama olan olmuştu bahar suyu nevruz suyu olup damarlarına yürümüştü onu o anı içinden söküp atması mümkün değildi kulubeden çıktılar doğanın bunca güzel yeşile bürünmüş çiçeklerle süslenmiş olduğu ilk kez görüyor gibiydi eğildi birkaç çiçek kopardı kokladı kokladı değil içine içine öyle bir çekiş çekti ki anası da duygulanmış olmalı ki derince bir iç çekti kızın koluna girerk evin yolunu tuttular güneş batmak üzereydi kuşlar kimi yuvalanıyor kimi içli ve duygulu seslerle ’güle güle’ der giydiler -- devam edecek-- 17. 05. 2022 |