- 318 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KIYMETİ YOKTU
Sözüm ona sıcak bir şehirdeyim. Yürüyorum yürüyorum. Yağmur yağıyor, yağıyor da yağıyor, bol bol yağıyor. Kaldırım taşlarında çığlıklar kopararak yağıyor ya da bana öyle geliyor. Yüzüm yere dönük. Gözyaşlarımı rahatlıkla bırakıyorum yağmur damlalarıyla. Yağmur hızlandıkça onlarda hızlanıyor. Bir kadın camdan bakıyor. Sanki Allah’ın esirgeyen, bağışlayan rahmetini bekliyor.
Ben annemi düşünerek yağmurun altında bilmediğim sokaklara sapıyorum.
Üstüme bilmediğim gölgeler çullanıyor sanki boğulacak gibi hissediyorum. Çitlembik ağacının dibine çöküyorum, karanlıkta, sırılsıklam. Mendilimi çıkarıp yüzümü siliyorum, üşüyorum. Avuçlarıma nefesimi üflüyorum. Annemin soğumuş ellerimi ısıtışını hatırlıyorum, sımsıcak ellerini, temiz tülbent kokan annemin başını özlüyorum ve sımsıkı sarıldığında, koynunun sıcak kokusunu. Biraz rahatlıyorum. Yerler ıslak, asfalt ışık içinde, yağmur kesilmiş, yıldızlara bakıyorum. Gecenin saatlerine el koyarak ,”Ne kalacak benden geriye? ” diye soruyorum kendime. Hiç bitmeyecek soğuk içinde, sokaklarda sırtımda kendimle yürüyorum, yalnız yalnız. Sinem aldığı yaralarla oyulmuş. Bendeki yaraları annemin ılık sütü yıkasa, koşulsuz sevgisi sarmalasa, acılarım dinerdi diyorum…
Diyorum…
Diyorum…
Çok geç, bir anlamı yok artık bunu da biliyorum.
…..
Yolda kimsecikler yoktu. Kıymeti de yoktu. Hiçbir şeyin kıymeti yoktu. Uzaklarda uçan bir iki martı, yaprakların arasında denizi gördüm. Ay, ılık ılık aktığında suya , ishak kuşunu dinleyerek yoluma devam ettim. Pencerenin önünde dışarıya, karanlığa, yağmurlara bakan kadın da yoktu. Belli ki Allah’ın esirgeyen, bağışlayan rahmetine kavuşmuştu.
FATMA LEYLȂ DENİZ 30.07.2021
Not: Bu kısa anlatı tamamen kurgudan ibarettir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.