10
Renkli Düşler Dükkânı
Yılın son günü için her şey hazırdı. Bay Baki Kalır yeleğinin cebinden köstekli saatini çıkardı ve saatini kontrol etti. Her şey planladığı gibi gitmişti. Diğer hatırlamadığı sayısız maceraların da olduğu gibi… Eski tahta valizine son kez baktı. Bütün her şey istediği titizlikle dizilmişti. Herkese yetecek kadar hediye vardı. Sonra dükkânın camından arabasına baktı. Sabırsız sesler geliyordu arabasından.
Mine Pehlivan haftalardır devam eden evdeki huzursuzluktan artık sıkılmıştı. Bir çıkış yolu arıyordu. İstemsizce yılbaşı için mezeler, yemekler, meyve tabakları vs.… hazırlamıştı. Güzel bir gün geçirmek için ne gerekiyorsa yapmak istiyordu. Kendince bu kötü günler için pay çıkarıyordu. Eşi adına umutluydu. Bir şeyler akışın değişeceğini hissettiriyordu.
Hamit Pehlivan odadan çıkmanın zamanın geldiğini düşünüyordu. Uzun bir süre Dupont marka çakmağa bakmıştı. Arturo Fuente logolusunu her ayrıntısına kadar incelemişti. O çakmakla ilgili Bay Baki Kalır’ın emin olamadığı hikâyeyi düşünüyordu. ‘Her el değiştiğinde altının değeri artar ve yeni sahibinin karakteri üzerinde tesiri olur.’
Çakmağın üzerine eğilmiş duruyordu. Bütün gün o çakmağı hissetmiş ve üzerindeki tesirini anlamaya başlamıştı. On dakika sonra Hamit Pehlivan çakmağını cebine koymuş ve eşinin yanına gitmeye karar vermişti. Değiştiğini ona göstermek istiyordu. Aralarındaki sorunların hiçte büyütülecek şeyler olmadığı üzerine konuşmak istiyordu. Ona bu hayatta ondan daha değerli başka bir şeyin olmadığını haykırmak istiyordu. İşi ile ilgili yaptığı yanlışları ona anlatmak istiyordu. Söz vermek istiyordu. Bir daha asla böyle kötü şeyler yapmayacağının söylemek istiyordu. Eşiyle yeni yıla güzel girmek için elinden gelen her şeyi yapacaktı.