Kargalı elmadağ ilçesinin sulak vadisi bir semtir
’ kargalı ’ denmesinin bir nedeni olmalı elbet

Yine bir akşam mesai sonrası alışkın olduğum yürüyüşümü yapıyordum
beş yıldır buradayım beş yıldır bu vadide yürümeğe doyamadım
her gelişimde ayrı bir haz duyarım her gelişimde mevsimine göre ayrı kuş
cıvıltılarına kurbağa seslerine imrenmiş keşke burada bir avuç yerim olsun dileğinde
bulunmuşumdur
kimi zaman mehtapta saatlarca cırcır yaz böceklerinin müzik şölenlerini dinlemiş o
esrarı çözülmedik müziğin ahengine çok sesli armonikasına kendimi kaptırmış kendimi
dünyanın en mutlu insanı adetmişimdir
tüm yorgunluktan tüm sinir sitresten arınarak zemzem suyu ile yıkanmış değim yerindeyse
anadan yeni doğmuşa teknik değimiyle sıfır km’ye dönmüş gibi dinç hisederim kendimi

bundan iki yıl önce sabahın karanlığında gelir şafağı burada selamlar ezanı şafağı selmlayan
türlü kuş sesleri arasında dinlemekten duyduğum hazzı keyfi mutluluğu anlatamam dahası
dayanamaz doğanının o gizemli sabah sesini kayda almışimdır beni görenler dincelmişsin der
maşallah çekerlerdi ben de kendimi en az on yıl gençleşmiş his ederdim tam olmasa da hala
öyleğimdir işte tüm bunları doğaya borçluyum

ama ne acıdır ki bu güzelim doğanın can çekişmekte olduğunu görüyor içimiz sızlayarak acıyarak
görüyor tanık oluyoruz bir kaç sene içinde nerde kaldı o güzellikler demekten kendimi alamıyorum

Emekli albay metin bey anlatıyor
çocukluğumun yıllarını görseydiniz doğa güzelliği doğa zenginliğini görmeliydiniz kuş türü kuş sesleri
hele mayıs haziran aylarında yavrularına konuşmayı uçmayı korunmayı anlatan öğreten o cıvıl cıvıl
seslerle vadi yankılanırdı orta yerde doğal gölet vardı mandalar yüzerdi derede deyirmen suyu gibi su
akardı az mı balık yakalamıştık çevre şirahanelerle doluydu ekim ayı bağ bozum ayı şirahaneler dolup taşardı anlatmakla bitiremiyor sonra derin bir iç çekiyor
peki ne oldu tüm o güzellikler diyorum
değişik nedenleri oldu elbet yeni kuşak fabrikalarda işçi oldu baba dede malına bakılmaz oldu su kuyuları sondajları ıklim değişimleriyle sular suyunu çekti
ya kuşlar kuşlara ne oldu demekten kendimi alamıyorum
sorma onu hiç sorma dedi devamla buranın adı kargalı 1960 larda güya kargalar buğday başaklarını çırpıyormuş bir karga avcılığı daha doğrusu katliamı başladı herkes elinde av tüfeği karga peşinde daldaki karga vurulur da diğer kuşlar vurulmaz mı saçma bu derken karganının yanı sıra kuş türü de nasibini aldı yok oldu buğdayı kargadan kurtaralım derken kımıl denen hastalığa teslim etmiş olduk
kımıla karşı zirai ilaçlamayla bu kez buğdayı kınacık sardı yine başarı sağlanamadı buğdayı kurtaramadığımız gibi doğanının dengesini bozduk canına okumuş olduk
peki çözümü ne olmalıydı paşam
çözümü çok basit hangi zararlıyla mücadele edeceksen ona sadece ona karşı ilacını kullanmak gerekirdi gerçi hala o teknolojik seviyeye gelemedik
başaranlar uygulayanlar var mı diyoru günümüzde
var tabii var abd başta olmak üzere kanada israil avusturalya ne bileyim dedi yine hayflanarak biz hala tarikatlarla ergenekonlarla uğraşmaktayız
konuşarak yürürken semtin girişinde doğanın hala kalmış olan canlılığını korumakda saklamakta olan kısmında bir duman bir duman neymiş anız yakılıyormuş bir iki saat içinde her taraf siyah bir çadır kara bir iskelet gibiydi gibi değil öyleydi
ikimiz de ağlamaklıydık
böylece doğadan aldığım on yılımı benden geri almış oldular
28.01.2022 / ankara