bir varmış bir yokmuş bir dağ köyünde evlerden bır ev varmış fakirlermiş bir sarı inekleri vamış biri kız biri oğlan iki çocukları olan fakir ama mutlu bir aile kendi hallerince yaşarlarmış geçimleri sarı inek imiş ana sağar ısıtır sütünden yoğurdundan geçinirlermiş çocuklar sarı ineği inek de çocukları çok severmiş güzel güzel geçinip giderlermiş mutluluk dediğin ne ki birgün var iki gün yokmuş olacak bu ya anaları ölmüüş yavrular ineğin yanına varır ağlar ağlarlarmış ev avratsız olmaz derler adamcaz evlenmişşş vakti zamanı dolunnca nur topu ocukları olmuşşş üvey ana yani analık olan anaların anlayışıyla tenzihen masal bu ya kendi çocuğuyla üveyleri farklı görür olmuş öyle ki yetimlerin kendi çocuğunu yani bebek kardeşlerini sevmesine bile tahammül edemezmiş yanına yaklaştırmazmış o böyle yaptıkça kendi çocuğu huysuzlaşırmış üveyler gider sarı inekle dertleşir güzelleşirlermiş buna dayanamayan analık üveylerin karınlarını bile doyurmazmış yavrular yine sarı ineğe varıp ağlaşırlarmış dertlerini anlayan sarı inek dayanamamış dile gelmiş memelerini vermiş emzirir karınlarını doyururmuş tabii çocuklar daha da güzelleşmiş bebek ise gittikçe huysuz cılızlaşır da cılızlaşırmış sinirinden kahrından çıldıracak gibi olan analık bunların güzelleşmelerinin sarı ineekten olduğunu anlamışşş kocasına sarı ineği kesmesini söyler dururmuş adamcaz varımız yoğumuz derse desin dedik onun dediği olacak mı olacak duyan yetim yavrular varıp sarı ineğe anlatır ağlaşırlar sarı inek üzülmeğin der nihayet adamcağız cadının dilinden usanır bıkar sarı ineği kesmeğe razı olur karar verir çocuklar yine kaşar ağllaşarak durumu anlatırlar sarı inek üzülmeğin kemiklerimi toplayın musdurumun ( yemlik ) altında kuyu deşin kemiklerimi gömün acıkınca gelin kemiklerimi emin yine gömün örtün der çocuklar dediği gibi yaparlar cadı yine delirecek gibi olur bakalım şimdi ne yapacak |