Tanıyın beni tanıyın Tutun elimi Sizlere laik olayım Değerlerimize değer katayım Her daim sizlere layık olayım. Derdimize derman, yaramıza merhem olayım. Bir genç kardeşinizim. Nar tanesi isimli ilk eserimle umut etmişim. Kim bu, ne istiyor, ne demek istiyor diye sorun. Bende sizlere izah edeyim. "Amacım gelişi güzel hikâyeler, romanlar yazmak değildir. Açıklamasını zorunlu gördüğüm toplumsal gerçeklerin yaşamın diğer alanlarında yaşayan ürünlerle kaynaştırılması tarihsel ve kültürel gerçekliğin yükselişine, yaygınlaşmasına katkıda bulunarak; toplumun ötekileşmiş, göz ardı edilmiş değerlerini tüm yönleriyle dünya insanlarına ve halklara sevgiyi, huzuru ve barışı sağlayarak, gün yüzüne çıkarmaktır. Ve Davetiyemdir umutlu Aydınlık yarınlar için Direnişim Mücadelem Davam var. Bahar en sevdiğim mevsim. İlk cemre havaya düştü. Baharın müjdecisi cemreler. Sonra suya ardından toprağa... Sonra gelsin bahar. Kışı bu yıl soğuk geçirdik. Kar yüzünü bir gösterdi bir kayboldu. Şöyle doyasıya kartopu oynayarak yolların trafiğe kapandığı anları yaşamadık. Her ne kadar iki parmak kar ile Şanlıurfam ulaşıma felç olmamış olsa bile Kışa da bahara da hazırlıklı olmalı. 2020 adı tatlı geldi ve ardından güzyaşım, hüzünlüyüm... yine de umudum var. komşuya olan savaşı, depremi, korona virüsü ile birlikte uğurlayalım. Baharın hayallerini kuralım. Diriliş tekrar gerçekleşecek ’Seviyorum’ diyebilmenin en güzel mevsimidir bahar... İnsanlık hareketim gibi dağlardan ovalardan yankılanır sesi.. Şu da bir gerçektir ki ülkemde bazı şehirlerimde olan bazı şehirlerimde olmayan karla mücadelede etkisiz olduk. Düz yolda yoldan çıkmayı becerdik. Tüm yaşanmışlıkları şöyle bir kenara bırakalım. Yerel yönetimler seçiminin yıldönümüne yaklaşıyoruz. Yap-boz misali edinilen tecrübeler bu bahar tekrarlanmaz inşallah. Gri, kıraç ve memur kentinin yeşilini korumayı beceririz. Bakın, ihaleyi unuttuk... Hemşerim işsiz bin bir türlü dert kapıda yazın ortasında kürk giyipte hiç üşür mü insanım? insanım üşüyor. Ben gencim baharla filizlenecek bir tohum, ne Necip, ne Nazım, Ahmet Arifim, ne şucu ne bucu değil, elbette hepsi büyük değerler bende aydın bir geleceğe adayım. Sömüklü böceklerden her yıl aynı palavra nasıl kanar halkım şaşırırım. Geç kaldık Suyu unuttuk diyorlar. Bakım mı yapılacaktı şehrimde fidanmı dikilecekti, kütüphanesi olmayan okullara kütüphane mi yapılacaktı, çocuklarına işsizlikten yokluktan bakamıyor ve boğazı düğümlenip çaresizlikten kendini ateşe verenemi umut olacaktın? Amacın belli daha çok rant Mazeretleri ülkem kabul etmemeli. Efendim, hatırlatmak istiyorum. Bu kentin yaşam damarlarını ihmal etmeyiniz. Size açılan kredi her geçen gün eriyor. Bakımını beceremediklerinizi kurutuyorsunuz. Kuruttuklarınızı esere çeviriyorsunuz! Nasıl bir eser ise? Tartışılır... Yeşile sahip çıkın... İlgili biriminize verin talimatlarınızı. ’Bir yaprağın kurumasına müsaade etmeyin’ deyin. Ve takipçisi olun. Gerçi sizin önceliğiniz yapılanları yaşatmak değil ki. ’Tasarruf edeceğiz’ Çözüm sürecine çözüm getireceğiz mantığınız ile çelişirsiniz. Ben yine de yol yakınken bu baharı insanlığın beşiği bakımlı bir Şanlıurfa’mda karşılamak istiyorum. Çok şey mi istedim? Bilemiyorum. Ülkem kentlim köylüm adına beklentimdir. Gerçek olsun... Yalan olmasın... Ülkemin her mevsimi gibi ’bahar’ı bir başka güzel… Yeşili, Sarısı , Kırmızısı ile renklerin cümbüşüne tanıklık etmektir ülkem … Her karamsarlığa bir umuttur direnişim ve bahar gibi , tıpkı Ülkem gibi… RECEP FIRAT |