Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
Feride Temel
Feride Temel

Sevginin gücü

Yorum

Sevginin gücü

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

509

Okunma

Sevginin gücü

Nisan yağmurlarının başladığı zamana denk gelmiş benim dünyaya gelişim. Çok küçük doğduğumdan görenler
“bu çocuk yaşamaz “ demişler.Bütün konuşanları küçük halimle utandırmışım. Büyük annem her gün zeytin yağını vücuduma sürüp masaj yapıp, güneşin karşısına koyarmış. Günden güne canlanıp gelişmişim. Her aklına geldiğinde “Allah’ın izniyle seni ben yaşattım kızım “ derdi.

Köyümden ayrılışım aklıma geldikçe derin bir kuyuya düşerde insan ,sonra oradan çıkamamak duygusu sarıyor bedenimi. Kalem yazmak istese de kuyruğuna basılmış fare gibi kaçıyordum. Yine de başaramadım. Kıyıdan köşeden gördüğünüz gibi çocukluğuma gidip geliyorum işte. Sevgiyi tanıdığım, mutlu olduğum ,değer gördüğüm ,ölümüne sevildiğim o günlere . Verilen bu sevgide yazık ki görünmeyen tarafta çok kıskançlığa etken oldu.

Dedemin bana verdiği sevgi bu yaşıma kadar beni tepesinde taşıdı. Kendi ufak tefek ,yüreği büyük insan binlerce teşekkürler.
Türk toplumumuzun ekosunda var .Hep hüznü hatırlar, hüznü anlatmaya bayılırız. Mutlu günleri çok az hatırlarız. Ben güzel günleri anlatacağım mümkün olduğunca.

Çelikhan’da dedemi çok özlüyor, her kapı çalışında şimdi gelir düşüncesiyle gizli gizli bekliyordum. Dedeme sık sık mektup yazardım. O zamanlar evlerde telefon yoktu.Haberleşme aracımız yalnız mektuptu. Mektup yazmak ve okumak çok heyecan verici olurdu.
Günümüz dünyasında teknoloji ilerledikçe mektup unutuldu. Şimdiki gençlik o mektup zevkinin tadını,heyecanını hiç bir zaman bilmeyecekler.

Bir pazar günü kapının zili çaldığında karşımda dedemi gördüm. Yanına ufak hediyeler alarak bizi ziyarete gelmişti. Köyümüzün o meşhur kuru üzüm,ceviz ,fıstığını küçük valizine koyup getirmişti. Çelikhan iki dağ arasında olduğu için güneş çabuk batar ,erken akşam olurdu. Annemin yaptığı yemekleri yedikten sonra ,çayın yanına dedemin getirdikleri çerezleri koyu memleket sohbetiyle yedik. Çok sevinçliydim ,dedemin benim için geldiğine emindim .Sonunda evdekiler uyumak için odalarına çekildiğinde dedemle yalnız kaldık.
Bana dönüp “ kızım önce babandım,ne zamandan beri deden oldum “ dedi. Başımdan kaynar sular döküldü.Ne diyeceğimi bilmeden ,utanarak başımı öne eğdim.
Yazdığım mektuplarda canım dedeciğim diye yazmıştım. On sene babam bildim ve baba derdim . Anladım ki dedemi farkında olmadan ,bilmeden çok kırıp incitmiştim. Beni gerçek seven bu güzel insanı. Özür dileyip yanaklarından öperken bana sıkıca sarıldı. iki damla yaş gözlerinden habersizce akıverdi.

Bir gün babamın her zaman gittiği memurlar kahvesinden geç geldiğini gördüm. Dedemi yolcu ettiğimden beri uyumakta zorluk çektiğimden daha uyumamıştım. Geldiğinde annemle konuşurlarken Vural hocanın bir gençle kavga ettiğini ,hafif kaşının üzerinden yara aldığını söyledi. Azize’nin uzaktan akrabası olan bu genç Vural hocanın önüne çıkmış
“Azize’yi bırak sen Kürtlerden kız alamazsın” demiş. Vural hoca “ Biz evleneceğiz,karım olacak benim “ dediyse de fayda etmemiş. İstenmeden ağız kavgası ,el kavgasına dönüşmüş. İlçenin ileri gelen büyükleri gördükleri an koşup müdahale etmişler. Bu yörenin insanları yabancı gelen insanlara değer verir saygıda kusur etmezlerdi. Olay fazla büyümeden önlenmişti.
Küçük yerlerde her şey çabuk duyulduğundan insanların merak etmesine gerek kalmazdı. Net ve açık olurdu her şey .
Vural hoca bu olaydan sonra yaz tatilini beklemeye gerek kalmadığını anlayıp düğün hazırlığına başladı. Düğünün okulda olacağını ,bütün memur ailelerin eşleriyle davetli olduğunu herkese bildirmişti.

Çelikhan’a en yakın yer olan Malatya’ya gelinlik ve alışveriş için ertesi gün Azize ile beraber gittiler. Küçük ilçede kuaför dükkanı yoktu. Bu işlerden anlayan maharetli hanımlar gelini hazırlardı. Azize’yide Nihal adında bir öğretmen yanında bulunup yardımcı olacaktı.

Hava açık ve güneşliydi. Elmaların ,ayvaların çiçek açtığı zamandı. Düğün günü olduğu için erken kalktık.
Bizim evde de telaş aldı başını gitti. Babam kol düğmelerim nerde diye içeri odadan bağırıyordu. Benim kıyafet seçme şansım, şimdiki çocuklar gibi yoktu. Annemin ördüğü limon sarısı kazağımın altına ,siyah pantolonumu giyindim. Öğleden sonra ailece hafif hafif esen rüzgarın eşliğinde okulun yolunu tuttuk.


F.T

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sevginin gücü Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sevginin gücü yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sevginin gücü yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL