Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
Onur BİLGE
Onur BİLGE

953 - HAYAT BÜYÜDÜ GÖZÜMÜZDE

Yorum

953 - HAYAT BÜYÜDÜ GÖZÜMÜZDE

2

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

701

Okunma

953 - HAYAT BÜYÜDÜ GÖZÜMÜZDE

953 - HAYAT BÜYÜDÜ GÖZÜMÜZDE

Onur BİLGE

“İlkbahar düşü kuruyordum bir zamanlar. Ardından cayır cayır yandım Antalya yazında. Yakınlık ve sevgi aradım bir Antalya kızında.

Çoktan ölmüş bir adamım ben aslında. Saçımın sakalımın uzadığına bakma! Tırnaklarım da uzamaya devam ediyor ona kalsa. Onlar öldüğümün farkına varamadılar daha.

Ne ilkbaharıydı aslında o, üç çocuktan sonra! Bir rüya görmüşüm ben galiba. Serap mıydı ıslak kız acaba? Değdi mi aldığım haz, çektiğim onca ıstıraba!

Güz… Bu nasıl bir mevsim, anlayamadım! Yollar sokaklar, bahçeler yığın yığın yaprak, bastıkça çıtır çıtır, sapsarı, kuru… Toprağa düşeceğim ânı düşünüyorum, üstlerine basarak yürürken. Her canlı ölümü tadacak ya... Ya geç ya da erken...

Yaşlı yüreğim, arada bir durur gibi oluyor. Hani yürürken bir anda boşa gelir ya bilek… Öyle bir sendeleme kalbimde, tuhaf bir tekleme… Ne acayip bir olay, ölümü bekleme!

Yalnızlığa alışığım ben. Haz bile alırım ondan. Sırılsıklam ıslandım yıllarca yalnızlıktan.

Hiç gelemeyecek kadar uzaklardaydı güz… Şimdi kırış kırış, ütüsüz bir yüz… Takatsiz dizler… Sizler nereden bileceksiniz, yürürken kemikler kaslar nasıl sızlar!

Çok yaşamak isterdim bir zamanlar. Hiç istemediğim bir çağa nasıl da giriverdim! Koşa koşa yaşarken en zinde yıllarımı, düşe kalka yürümeye başladığım çocukluğuma dönüverdim. Ne kadar isterdim, bir asker gibi dimdik durabilmeyi! Pehlivanlar gibi kasıla kasıla yürümeyi... Bastığım yeri tir tir titretmeyi... Yapabilmeyi isterdim, ne yapayım bu yaştan sonra bilmeyi! Ey, “Yaşamak ertelenmez! Yaşamalısın!” diye akıl veren bana! Nasıl yaşayabilirim anlasana, her an hissederken boynumdaki bu soğuk ve yağlı ipteki ilmeği! İlmek değil! İlmek değil, ecelin buz gibi bileği! Boş ver be! Unumu elemişim, çoktan asmışım duvara eleği! Gelirse hoş gelir Allah’ın yakışıklı meleği!.."

"Azizim, durumunu hiç de iyi görmüyorum. Gerçekten hissediyor musun dediklerini? Yoksa şiir mi okuyorsun doğaçlama? Beni korkutma! Sen, kuru gürültüye pabuç bırakacak adam değilsin! Üstelik Azrail’le nicedir sevgilisin! Yaşlılık, bazılarını bilgeleştirir, bazılarını da ecellerini bekler hale getirir. Sen bilge bir adamsın. Bana, mübalağa ediyorsun gibi geliyor. Ne o kadar yaşlısın ne de yaşlı gösteriyorsun.”

“İltifat ediyorsun. İhtiyarlık aşk gibidir. Gizlenemez! Gönül tesellisi o senin dediklerin. Teşekkür ederim.”

”Yaşlılık, Allah’ın bizlere bahşettiği fazladan nimet… Mazinin muhasebesini yapabilmemiz ve tövbe edebilmemiz için en güzel fırsat! Tecrübelerimizi ve bilgi birikimlerimizi gençlere aktarabileceğimiz en yararlı dönem… Hatıraların arasında ânın yaşanmakta olduğu en güzel çağ… Ona bir de bu açıdan bakar mısın azizim?”

”Öyle derler. Gençler ümitleriyle, yaşlılar hayalleri ve anılarıyla yaşarlarmış. Bazılarına göre de rüyaların yerini pişmanlık aldığı zaman başlarmış ihtiyarlık ve sona kadar öyle sürer gidermiş.”

”Öyle söyleme azizim! Hayat, yalnız dünyayla sınırlı değil ki! İkinci bölümü de var bu filmin ama nihayeti yok. Bir de âhiret hayatımız var, biliyorsun. Yaşlılık, maneviyatın tavan yaptığı çağdır. Yaşamakta olduğumuz her ânın tadını çıkarmaya bakmalıyız. Hayıflanmayı bırakmalıyız. Yüzümüzü nura dönmeli, O/Nur’la aydınlanmaya çalışmalı, aralıksız arınmaya devam etmeliyiz. İşte o zaman genç ve zinde hissederiz kendimizi. Ruhumuzdaki gençlik yeter bize. İhtiyarlık, bedenlerimizde kalsın! Onu bize aksettiren ayna da duvarlarda… Yeni binalar arasında Virane’yi seyretmek de mihraplarına kadar viraneye dönen görüntülerimizi dışarıdan seyretmek de haz verir aslında ama bir o kadar da itici ve moral bozucudur, o görüntü bize ait olunca. Ancak o da çocukluk, gençlik ve olgunluk çağımız gibi Allah’ın takdirindendir.”

“Öyledir arkadaşım! Her kime uzun ömür verirse, yaratılışını nekse uğratır. Neydim, ne oldum, ne olacağım! Bir zamanlar cıva gibiydim. Şimdi yerinden kalkmak istemeyen biz aciz haline geldim. Yaşamak ne kadar güzeldi, ne kadar kolaydı bir zamanlar, her şeye rağmen! Şimdi o denli zorlaştı ki çekilecek gibi değil!”

“Belki de biz yaşlanmadık, hayat büyüdü gözümüzde.”

*
Onur BİLGE
BİN BİR GECE ÖYKÜLERİ - 953

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
953 - hayat büyüdü gözümüzde Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz 953 - hayat büyüdü gözümüzde yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
953 - HAYAT BÜYÜDÜ GÖZÜMÜZDE yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
7.11.2021 19:27:32
Hayat büyüdü gözümüzde.
Yoksa biz mi büyüttük insanları g/özümüzde?

Varsın olsun.

Kırıp dökmeden yaşayıp sevmeli insan.


Sevgimle sevgili yazarım
Battal BAŞARAN
Battal BAŞARAN, @battal-basaran
7.11.2021 05:51:05
10 puan verdi
Okundu...
Şiir gibi...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL