3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
832
Okunma
"ciğerini sökeceğim," diyor ses, en azından yumruk yapsa bile henüz göğüs hizasından ayırmadığı elini izliyorum. klişe laflara günün herhangi bir vaktinde ihtiyaç gelişebilir ya da belleğin bir yerinde muhafaza edilmiş bir film repliği, günün getirdiklerini kabaca aşındıran zaman akışına direnen garip bir imgelem sunabilir.
parmaklar yuvarlak boğumlarını gergin hale getiren biçime tepki verircesine avuç içinden kaçmak için kımıldasa da, durdurmak için ara ara görünmez bir güç baş parmağı harekete geçiriyor. ikinci paragraf sonu.
gövdesi öne doğru hafifçe eğilmişti, saçları sert mizaçlıydı, ah dedi bir tel. saç telini bir nedenle romantize etmenin yolunu arıyorum, çok bilindik şiirler için üzgünüm, ahlar ağacı’nın önünde duran ahlar ağacı şiirine bakıyorum, o değil.
düdüklü tencereyi de düşünebilirdim, benimle ilgisi olan bir anı arıyorum belki. zor bir hafta sonuydu.
geçtiğimiz pazar, piknik alanında futbol oynayan erkek grubu huzura ermiş midir? yüzleri kızarmış ve midelerinde az önce yenilenleri sarsıntıya uğratan şey, ciğerleri yerinden sökülmüş gibi acıyor, biri ağaca elini dayamış, ağaç görünmez bir güçle dallarını sallıyor ya da mevsime uygun bir rüzgar dahil oldu, mantıklı olan bu.
kötü bir gündü, akşam olunca o söylüyor ve henüz onu tasvir edemem ve biri demek için erken ya da onun için şöyle bir başlangıç gelişsin, gördükleri karşısında beden ağrıları çeken biri, şimdilik bu kadar.
"dogmatik sularda yıkandık. "şair burada ne demek istemiş, bunu konuşuyor iki kişi. birinin aklında tedavisi yarım kalan biri var. o biri cesaretim olsa cildiyeye on kere giderdim, sümbülteber dokulu bir senfoni bestelemiştim oysa diye, düşünüyor. müzik uzak veya yakın, kararsızım. sıcak bir çorba olsa şimdi, balkona on aydır ayak basmayan biri, şimdilik o.