Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

YAZA YAZA GELDİĞİM O NOKTA...

Yorum

YAZA YAZA GELDİĞİM O NOKTA...

3

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

551

Okunma

YAZA YAZA GELDİĞİM O NOKTA...

YAZA YAZA GELDİĞİM O NOKTA...



Bir ç/engele takılı olmanın raconu aslında tüm olup biten ve başarmakla düşünmek arasındaki o ince çizgi adeta aklımın tarayıcı iken sezilerim bazen içimin ezildiğine tanık olmak hoş duygular yaşatmıyor.

Bir hatmi çiçeği iken evrenin tek süsü ve benimse tek süsüm içimden gelen bir gülümsemenin taşıdığı ve taşıttığı farkındalık.

Doğduğum günden beri içinde bulunduğum o kuvöz ve hava almanın mucizevi varlığı…

İnsanlara pek benzemediğim aşikâr gerçi hep de aynı kefeye koymuşken kendimi ve tüm insanlığı hele ki bu pandemiden sonra biliyorum bazen ilerisine yürüdüğümü hayatın genelde de geride kaldığımı itiraf etmek çok kolay olmadı hani.

Şehir efsaneleri kimi zaman kulağıma çalınan ne de olsa şehrin sadık sakiniyim kendimi bildim bileli eşleştiğim İstanbul gibi bazen tahayyül de edemiyorum: neyi mi?

Haritada sınırlı küçük bir lokasyona denk düşen şehri İstanbul ve yirmi milyondan fazla bir nüfusu barındıran. Akla zarar gerçekten de: bu kadar kısıtlı ve sınırlı bir coğrafyada bunca insanı ağırlamak tıpkı yüreğimde ağırladığım insanlık ve yaşadığım hayal kırıklıkları ile binlerce parçaya b/ölündüğümün de verdiği şaşkınla hani nerede ise bedenim dar geliyor kimi zaman.

Yere göğe sığamadığım zamanlarda hâsıl olan enerji patlaması ve dörtnala gezindiğim ruhumun koridorları ve ben de tıpkı İstanbul gibi iki yakamı asla bir araya getiremiyorum.

Defolu bir fani olduğumu düşünüyorum kimi zaman: ne kadın ne çocuk ne insan ne eşya hatta beynimin gri hücrelerine olan düşkünlüğümle sık sık beynime verdiğim emirler sayesinde aştığım onca şey ve ek olarak yüklendiğim sorumluluk ve üstüme vazife olmayan ne ise bir beşer olarak nerede ise her suçtan bilfiil hüküm yediğim.

İçimdeki okyanusa denk düşen o sefil ve de tek zerremle bazen dalgalanıyorum bazen ruhum kıyıya vuruyor ama sığda oynaşan bir dalga da değilim en çok da boğulmakla iştigal ve dibi görüp ansızın yüzeye çıkıp yıllarda yetecek nefesi ve enerjiyi depolayıp filmi başa sardığım.

Bazense alt yazı geçtiğim alt belleğim ve yaza yaza geldiğim o nokta aslında çok geriye gidip kendimi ilk hatırladığım.

Neresinden baksanız dört yaşındaki halimi dün gibi hatırlıyorum ve yarım asırlık ömrümde şaşıyorum da; bunca zamanı ve hayatımı nasıl heba ettiğimi.

Mahkûm hayatım elbet ilk gündeki hızından bir şey kaybetmeyen ve ıssızlığımın da tek getirisi iken kendimle baş başa kaldığım yetmezmiş gibi acımadan kendimi yargılayabilmenin verdiği kâh güç kâh içgüdü kâh sıkıntı en çok da kendimle olan sürtüşmemden dolayı dikiş tutturamadığım hayatın gerçekleri.

Kariyer de çocuk da yapan hemcinslerime her nedense benzemediğimi iyiden iyiye kabullenmişken bir kere bile öykünmediğimi artık iyice bellemişken aralıksız kendimi kâinat terazisinde tartıyorum ama ruhumu ama zihnimi ama yüreğimi.

Bedensel olarak zaten kendimi defalarca darağacında sallandırmışken dış sesin baskısı eskisi kadar yakmıyor canımı.

Bir virüsün esir aldığı kâinat.

Bense gerek yetiştiriliş tarzım gerek disiplinli mizacım gerek muhafazakâr addedilecek hayat görüşümle biliyorum da çevremdekiler nazarında nasıl da uyumsuz olduğumu.

Dâhil edildiğim tek grup da yok iken daha doğrusu insanları kategorize etmekten de hoşlanmazken ve şiarım iken kırıp dökmeden yaşamak ve tek kalp incitmeden yol almaksa kalp kırıklarımdan binlerce Gülüm inşa edebilirim.

Had safhadaki mahcubiyetim.

Sevgi odaklı olmamın ertesinde kendimle olan yıldızımın da barışmadığını not düştüm mü…

Sözcüklerse bağlanan basiretime tek iyi gelen en çok enerji katan ve enerji patlamalarımda illa ki kendimi yazarken bulduğum ve işte kat çıktığım varlığımda kat izi olan ruhum ve duygularım ne de olsa plansız programsız yaşayıp sevmenin haricinde doğaçlama yazmanın da verdiği huzur ile kendimi tek iyi hissettiğim mekân elbet kalemin şahlandığı ve miadı çoktan dolmuştur diye bildiğim mazinin küllerinden yeniden doğduğu ve anda saklı iken mevcudiyetim mutluluğuma da vesile iken kalemin tutanaklara geçtiği binlerce duygu binlerce cümle…


Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yaza yaza geldiğim o nokta... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yaza yaza geldiğim o nokta... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YAZA YAZA GELDİĞİM O NOKTA... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Aygün Deniz
Aygün Deniz, @aygun-deniz
26.7.2021 21:45:40
Dâhil edildiğim tek grup da yok iken daha doğrusu insanları kategorize etmekten de hoşlanmazken ve şiarım iken kırıp dökmeden yaşamak ve tek kalp incitmeden yol almaksa kalp kırıklarımdan binlerce Gülüm inşa edebilirim.

Çok güzeldi yine Gülümm. Sevgimle her zaman.
HASAN ÇAPRAZ
HASAN ÇAPRAZ, @hasancapraz
25.7.2021 20:37:45
10 puan verdi
Defolu bir fani olduğumu düşünüyorum kimi zaman: ne kadın ne çocuk ne insan ne eşya hatta beynimin gri hücrelerine olan düşkünlüğümle sık sık beynime verdiğim emirler sayesinde aştığım onca şey ve ek olarak yüklendiğim sorumluluk ve üstüme vazife olmayan ne ise bir beşer olarak nerede ise her suçtan bilfiil hüküm yediğim.,,,Güzeldi,,,,


Sanatçı kalbide gönllüde hep farklı olmuştur,,Çoğunluğa uymak zorunda da değilsin

Bence hayata tutunmak için güzel kalpli ollmak yeterlidir


selamlar dost kalem
Etkili Yorum
mavitükenmez
mavitükenmez, @mavitukenmez
25.7.2021 20:25:46
Yazmak içinizden geldiği gibi serbest bırakmak duygu yüklü kelime bulutlarını çorak topraklara belki bir nebze faydalanırsa canlılar bu yağmurdan ne mutlu bir durumdur. Karşılığını bir okumaya değişirken birikmiş tecrübe özveri dolu kalemden dökülenleri ne kadarda masumdur o yazar aslında. 5 kuruşluk menfaatler uzaktır yazdıkları beklentisi sadece okunmak.

Yazılarınız ve şiirlerinizi okumak takip etmek ne kadar rana,

Tebrik ediyorum

Sağlıcakla kalınız ustadem
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL