2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1106
Okunma

Güneş denizden doğar ve denizden batardı. Doğuşunu ve batışını izlemek o kadar güzeldi ki anlatamam. Sanki bambaşka bir gezegen oluyordu bu anlarda gündüz alelade yaşadığımız yerler. Dalgaların sahilin kumları ile oynaşmasının sesleri gelirken kulaklarıma kim bilir hangi yaşanmışlığı anımsıyordum.
Gözlerim bu güzel manzaradan nasibini alırken güneşin doğuşunu Bodrum Bağla’dan, bazen Bitez veya Gümbet eski degirmenlerin olduğu tepeden. Batışını ise bazen Turgutreis bazen Gümüşlük bazende Yalıkavak’ ta tesadüf veya bilerek izliyorken, bu efsunlu rüyanın büyüsüne kapılmamak imkansızdı. Ya o beyaz evlerin önünde beyaz ve pembe begonviller, sabah ve akşam kokusunu salan yasemin ve hanımeli, duvara tırmanan lila rengi sarmaşık çiçekleri, nasıl bir zarafet nasıl bir letafetti bu.
Akşam su kabağından avizelerle aydınlanmış bir masa yemekte dedikodusuz, riyasız, hoş sohbetler. Kimin dünya derdi varsa bahçe kapısından içeri girmemiş.
...
Bir akşam üstü kokusu alıp beni kendine çeken yasemin çiçeklerinden, bir tutam topladım tam koklayacakken yan taraftan bir bayanın beni seyrettiğini farkettim. Gözleri ve dudakları ile gülümsedi boyu ortadan biraz daha kısa saçları uzun açık kahverengiydi. Ona baktım bir cevap bekliyor gibi o da bu bekleyiş üzerine konuşma zorunluluğu hissederek,
"Bu koku o çiçekten mi geliyormuş?" dedi.
"Evet bu yasemin çiçeğinin kokusu akşam üzeri parfüm misali buram buram kokar" dedim.
Gülümsedi, yanına doğru giderek ona çiçekleri uzatıp, "seviyorsanız size verebilirim" dediğimde. Çekingen gözleri ile bana baktı. Gözleri ne renkti bir anda anlayamamıştım. Ela değil, Çakır değil, kahverengi miydi, hayır hayır, bal rengi derken onun adını gözündeki dalgalanan renkler gibi olduğundan "meneviş" koydum. Meneviş bir Yörük kızıydı, buralarda çalışmaya gelmiş olduğunu sonradan öğrendim, İlk defa bir erkekten çiçek aldığınıda. Çekingen ve saygılı bir bayandı. Onunla tanışmak onunla konuşmak kendi dünyamdan ayrılıp onun masum hiç bitmeyen Gökkuşağı’nın altında ki dünyası ile tanışmak çok güzeldi. Bilmediği o kadar çok şey vardı ki, günümüz dünyasından o kadar uzaktı ki, köyü annesi babası ve iki küçük kız kardeşinden ibaretti hayatı.
Böyle berrak bir kaynak suyu kadar temiz insanlarda varmış demekki dünyada, dedim kendi kendime. Ne kadar masumdu, bir melek kadar temiz insan olabilir miydi? Belki de bu bir melektir, aramıza karışan bize insanlığı öğretmeye çalışan. Bodrum’daki çalışmak ve burada ki güzel yerleri gezmek onun için bulunduğu yerden sahile doğru yürümek ve sağda solda gördüğü güzel çiçeklerden ibaretti. Sahilde herkes evine gidince tenhalaşınca kumları incitmemek için yere basarcasına yürürdü. Ben onu görünce içimde ki vicdanı, insanlığı görüyor gibiydim. Ben gülümseyince o da gülümserdi tıpkı küçük bir kız çocuğu gibi. Bazen köyünü anlatırdı bende onun hiç sevmediği metropol şehirleri anlatırdım. Haline olduğu yere şükrederdi, meneviş.
Iyi bir dostluğun başlangıcı sonrasında, onun İzinli olduğu günlerde Bodrum u gezdiroyordum. Biraz kırsal yerde yaşadığından mi, yoksa huyu mu böyleydi bilmiyorum ama çekingen tavırları vardı. Bodrum kalesi, gümüşlük Tavşan adası, myndos kapısı, yalıkavak, Turgutreis, Gündoğan, Göltürkbükü ve Bodrum’un birçok yerinde ki güzellikleri gezerken oraların tarihinden de bahsediyordum. 8 yıllık bir ilköğretim mezunu olmasına rağmen zeki ve meraklıydı. Sanki onu bir turist gezdirir gibi gezdirmek ona bu imkanı sağlamak, benim ruhumu dinlendiriyordu, benim bu arkadaşlıkta menfaatim tam olunca buydu. Akşam başımı yastığa koyduğumda rahat bir uyku çekebiliyordum.
Bir gün meneviş ile bir genç adamı beraber gezerken gördüm. Tanıştık genç adamda iyi bir insana benziyordu. Meneviş ile göz göze geldiklerinde aşklarını görmemek imkansızdı. Doğru bir insan olduğu her halinden belliydi. Meneviş hayatında ilk kez birisini sevmiş ve ona güvenmişti. Evleneceği erkek bu olmalıydı. Doğru insanı bulmak ve ya onun sizi bulması bu kadar kolay mıydı?
Evet bu kadar kolay olmuştu. Birbirlerini sevdiler ve sonunda evlendiler.
Eğer Meneviş gibi iyi yürekli temiz kalpli meleklerin insan suretine bürünmüş hali olursanız. Yaradan da size ilk atışta doğru hedefi bulmanızı yardım edecektir. Ta başka illerden gelen bir mert, yalansız dolansız bir Anadolu çocuğu buraya gelip Meneviş’i bulup evlenir. Evlendikten sonrada ikisi çalışıp çabalayıp omuz omuza verip mutlu oldular. Hatta şimdi duyduğuma göre dünyalar tatlısı birde kızları olmuş, bazen sosyal medyaya göz atarken resimlerini görürüm bu güzel insanların ve derim ki, demekki hergün çirkefleşen dünyamızda halen insan doğup insan kalmayı başaranlar var. Bende bu yolda elimden geldiğince evrimimi tamamlamak için uğraşıyorum. İnsan doğdum, insan oldum ve insan öldüm, demek için uğraşıyorum.