Severim bakkal Mehmet’i... Dostumuzdur, arkadaşımızdır, kardeşimizdir... O büyük marketlerin gölgesinde de bir şeyler satmaya, evine ekmek götürmeye uğraşır. Bakkallık ile birlikte tost, ciğer ekmek gibi şeylerde satar. Gariban mahalleleri burası uygun verdin mi, almayan çıkmaz...

Veresiye defterini bir görseniz, ben diyeyim beş siz deyin on beş, neyse girmeyelim o konulara, moralini bozmayalım arkadaşımızın... Bahar yaz mevsimini bendeniz ve odeniz, yok ya olmadı, o deniz diye bir şey yok, bendeniz ve o, daha doğrusu, hasretle özlemle bekliyoruz. Ne demişler, ’’Bekleyen derviş muradına erermiş.’’

Niye bekliyoruz ona gelelim. Havalar ısındı mı haliyle dondurma zamanı da gelmiş demektir. Dondurma geldi mi de bizim o dondurmaları yalama, hatta yalayıp yutma zamanımız gelmiş demektir. Allah var, çok dondurma satar Mehmet yazları... Tabi en kıyak müşterisi de bendeniz ve bizim meslektaşlar...

Geçenlerde gittiğimde ’’Gel oğlum şu dondurma sezonunu erken açalım, alayım bir tavuk ya da horoz, bismillah deyip vuralım bıçağı törenle, kanını da alnımıza süreriz. Sen de bol bol dondurma satarsın bu sene, bak geçen sene kesmedin tavuk, fazla dondurma satamadıydın.’’ dedim. Güldü Mehmet kıs kıs... Döndü bana ’’Bu sene inşallah ful çakacağız dondurmadan, kampanya yapıyorum iki al üç öde kampanyası.’’ nasıl ola ki... ’’Şaşırdın galiba iki al bir öde ya da üç al iki öde diyecektin.’’ dedim. Mehmet bu cevaplar hazır. ’’Geçen sene bir dolu dondurma elimde kaldı zarar ettim bilader, bu sene, o zararı telafi etmem lazım, yani siz müşteriler iki alacaksınız üç ödeyecek üç aldınız mı dört ödeyeceksiniz, yani bir nevi bana kıyak yapacaksınız, beni kalkındıracaksınız.’’

Bu Mehmet de bir alem de alem olmaya şimdi gidip sezonu açmak için bir tavuk ya da hindi bulmamız lazım. Dedik ya dondurma dolabının orada, bir tane tavuk veya hindinin ruhunu teslim etmesi şart oldu... Dur bakalım bir iki hafta daha bekleyelim de şu havaların azıcık daha ısınmasını, sonrasında düşünürüz bir şeyler. Bir de dondurma duası yaparız ellerimizi açıp. Bakarsın geldiği gün biter dondurmalar, bizim de hayretlerimiz şaşar...