Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
İDRİS ÇETİN
İDRİS ÇETİN

BİZ BUNU SÖMÜRGELERDE UYGULADIK

Yorum

BİZ BUNU SÖMÜRGELERDE UYGULADIK

1

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

520

Okunma

BİZ BUNU SÖMÜRGELERDE UYGULADIK

BİZ BUNU SÖMÜRGELERDE UYGULADIK

Edebiyatçı, şair ve gazeteci Atilla İlhan Paris’te Türkolog Prof. Carlieri ziyaretindeki bir hatırasını şöyle dile getirir:
Üniversite öğrencisi Fransızlarla “takıştık.” Kral 1. François’nın, uğradığı Cermen yenilgisinden sonra, Kanûni Sultan Süleyman’dan yardım istediğine inanmıyorlar. Marsilya’ya iki kalyon gönderdiğine filan! Hele Padişahın, krala yazdığı mektubu, aklımda kaldığı kadarıyla, nakledince, küplere bindiler o zaman.
“Bir Türkolog bulun da, yüzleşelim!” dedim.
İşte Prof. Carlier, buldukları Türkolog... Sâkin, kendi hâlinde bir zat! Beni kibarca karşıladı, düzgün Türkçesiyle “safa geldiniz” dedi. Olayı, Türkçe olarak benden dinledi, gülümsedi. Öğrencilere dönüp:
“Demek inanmıyorsunuz? Bu tarihi bir gerçektir” dedi.
Hayır, inanmıyorlardı, o kadar ki, adamcağız kütüphaneden, ciltli kocaman bir kitap çıkarıp göstermek zorunda kaldı. Orada üstelik padişahın mektubunun, sûreti de var. Hani adama, “Ben ki…” diye başlayıp, bilinmez kaç unvanını sıraladıktan sonra;
“Sen ki Françeska Eyâletinin beyi François’ın!” dediği!

Ben, tam çıkacağım, kolumdan tutuyor. Eğilip, sır söyler gibi, alçak bir sesle:
“Delikanlı, Türkçeye ne yaptınız?” diye soruyor. Dilimin döndüğünce ona, “Dil Devrimini izaha çalışıyorum, Türkçe’nin Arapça ve Acemce’nin istilâsına uğradığını, vs. vs. vs…”
Meğerse neymiş?
Beni mütebessim dinlemişti. Susunca, aynı fısıltıya yakın sesle, o söze başladı. Bilmediğim, o zamana kadar işitmediğim şeyler söylüyor:
“Ümmet toplumlarında dil – dolayısıyla kültür- dine göre değişirmiş. Onca böyle büyük üç adet ümmet toplumu ve sentezi var;
Birisi: Batı/Hıristiyan toplumu,
İkincisi: Doğu/Müslüman toplumu,
Üçüncüsü: Daha doğudaki, semavi olmayan dinler topluluğu!
Ümmet toplumunda, başta dil, dinin kendini ifade ettiği dildir. Batı’da bu, Yunanca/Latince olarak görünüyor; Osmanlı’da, Arapça/Farsça olması, son derece normal; zira Müslümanlığın ümmet dili, bu iki dildir…”
“Batı ülkeleri, Fransa, İtalya ve İspanya, nasıl millet diline geçerken, Yunanca/Latince kökenli birçok kelime, hatta kuralı aldılar kullandılarsa; Türkler de, Selçuklu/Osmanlı ümmet sentezinden, millet sentezine geçerken, dillerinde elbette Farsça/Arapça kelimeler bulunacaktır. Bunda yadırganacak şey yok; ya da asıl yadırganması gereken, "özleştirme” adı altında dilin budanıp kuşa çevrilmesidir. Zira böyle yetiştirilen genç kuşakların, ecdadın dilini anlaması imkânsızdır. Bu da, kendi kurdukları (Selçuklu/Osmanlı) medeniyet sentezinden kopmalarına, boşlukta kalmalarına yol açar!” diyordu.
Hayretle -Biraz da dehşetle- dinliyordum; elimde olmaksızın, belki de onu “Madara etmek” maksadıyla, sözünü keserek sordum:
“Peki, şimdi siz Fransızcadaki Yunan/Latin kökenli kelimeleri atsanız, ne olur?” Cevabı unutulur gibi değildi:
“Atamayız, çünkü geriye kalsa kalsa, yüz, bilemedin iki yüz kelime kalır. O da konuşmaya yetmez.” Dedi.
Dönem, Cumhurbaşkanlığı sanat danışmanı Nurullah Bey’in (Ataç) alenen ve resmen:
“Yunanca ve Latinceye geçmeliyiz, onlar gibi olmalıyız, onlara benzemeliyiz!" dediği dönem. Bunu söylediğim zaman, Prof. Carlier’den aldığım cevabı, tahmin edebilirsiniz:
“Biz bunu sömürgelerde uyguladık. Kimliklerini, kişiliklerini yitirdiler!” diyordu.
16.12.2020
Yozgat

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Biz bunu sömürgelerde uyguladık Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Biz bunu sömürgelerde uyguladık yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİZ BUNU SÖMÜRGELERDE UYGULADIK yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
ŞÜKRÜ ATAY
ŞÜKRÜ ATAY, @sukruatay
18.12.2020 21:10:19
10 puan verdi
Türkler de, Selçuklu/Osmanlı ümmet sentezinden, millet sentezine geçerken, dillerinde elbette Farsça/Arapça kelimeler bulunacaktır. Bunda yadırganacak şey yok; ya da asıl yadırganması gereken, "özleştirme” adı altında dilin budanıp kuşa çevrilmesidir. Zira böyle yetiştirilen genç kuşakların, ecdadın dilini anlaması imkânsızdır. Bu da, kendi kurdukları (Selçuklu/Osmanlı) medeniyet sentezinden kopmalarına, boşlukta kalmalarına yol açar!”

Çok önemli bir konuyu ele alan yazınız için kutluyorum, tebrikler.
Maalesef İngilizler hala Shakespeare'in dilini anlıyorken bizler Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerinde kullandığı dili gençler açısından düşünüldüğünde hiç anlamıyoruz desek yeridir !
Saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL