- 749 Okunma
- 4 Yorum
- 8 Beğeni
Ye İsmail Ye
Dursun emmi 50 yaşında, yeğeninin eşi İsmail ise 22 yaşındadırlar. İkisi beraber daha önce pazarlığı yapılmış bir ineği teslim almak için başka bir köye giderler.
Köye varıldığında ineğin sahibi o an sofra başında ve yemekten kalkmak üzeredir. Usulen evin hanımı sofraya buyur edecektir ama sofrada yiyecek bir şey kalmamıştır. Kadıncağız utana sıkıla yumurta pişirme teklifinde bulunur. İsmail karnının tok olduğunu ısrarla söyler. Osman emmi ise açtır ve ineği teslim alınca yaylaya diğer ineklerin arasına götüreceği için teklifi hemen kabul eder. Ev sahibi olan kişi ile aynı tertip olarak birlikte askerlik yapmalarının da bu teklifi kabul etmesinde etkisi vardır.
Evin hanımı bakır bir tavaya güzel bir yayık tereyağı koyar. Yağ köpük köpük olduktan sonra tavaya dört yumurta kırar. Tam sofraya yumurta tavasını getirirken istenmeyen bir şey olur. Hafiften ev sahibi hanımın burun sıvısı görülür. Bu durum nedeniyle Osman emmi tiksinir ve yumurtayı yemek istemez. Ancak bunu söylemesi mümkün olmadığı için de anında bir gerekçe uydurur. ‘Kardeşim aslında ben toktum, delikanlı açtı. Bizim damat çok utangaçtır. Asla aç olduğunu söyleyebilecek biri değildir. Utanmasın diye ben açım dedim. Hadi utanma İsmail. Burası tertibimin evi. Yabancı yerde değilsin. Geç sofraya’ der.
İsmail biranda ne yapacağına şaşırır kalır. Sofraya oturmasa ev sahiplerine çok ayıp olacaktır. Sofraya otursa zaten karnı tok. Benim karnım toktu dese Osman emmiyi yalancı çıkartacak. Bir yandan da evin hanımının burun sıvısını gördüğü için aslında o da yumurtayı yemekten iğrenmiştir. Bunları aynı anda düşünen İsmail ne yapsın çaresiz bir şekilde sofraya oturur ve yumurtayı yemeye başlar. ‘Nasıl olsa burun sıvısının tava içine düşecek hali yok ya’ diye de kendi kendini teselli eder.
Dursun emmi durur mu? Bir de ayağa kalkıp ‘Ye İsmail ye, ye İsmail ye’ der. Dursun emmi bir de utanmadan yaptığı iyi bir şeymiş gibi olayı köyde önüne çıkan herkese anlatır. Bu olay kulaktan kulağa tüm köye yayılır. İsmail’i her gören kişi ona ‘Ye İsmail ye, ye İsmail ye’ demeye başlar. Artık o köyde İsmail’in bir lakabı vardır. O lakap ne mi? Tabi ki ‘Ye İsmail ye’den başka ne olabilir ki.
YORUMLAR
Dursun emmi durur mu? Bir de ayağa kalkıp ‘Ye İsmail ye, ye İsmail ye’ der. Dursun emmi bir de utanmadan yaptığı iyi bir şeymiş gibi olayı köyde önüne çıkan herkese anlatır.
üstadım tebrik ederim değişik bir tarzının güzel örneği
ben de bu ve buna benzer çalışmalar yapıyorum.
severek gülümseyerek okudum
güzel yüreğiniz daim olsun selam ve saygılar....