- 352 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
HERKES BİR ÖĞRETMENDİR
Öğrencilerin küçük parmakları havada sallandı;
“Ben!.. Öğretmenim!..”
“Beni kaldırın öğretmenim…”
“Öğretmenim, nolur beni…” en son kıvırcık saçlı, iki kurdeleyi ayrı iki tokayla tutturan küçük bir kız çocuğu parmağını sallayarak öğretmenine adeta yalvarmıştı.
“Peki, Mina söylesin. Evet, Mina, sen büyüyünce hangi mesleği seçmek istersin?”
“Öğretmen olmak isterim, öğretmenim.” Mina hiç düşünmeden soruyu cevapladı.
Sınıfın duvarları ders etkinlikleri ile süslenmişti. Her köşe yerli yerinde duruyordu. Pencerenin karşısındaki duvarda boydan boya mevsim şerdi aslı, mevsim şeridinin altında öğrencilerin etkinlikleri renk cümbüşü içinde duruyordu. Bir gökkuşağının rengi fazladan göze çarpıyordu, yanında asılı duran ilkbahar resminde yeşil ton hakimdi.
24 Kasım günü, sınıfta meslek grupları ile ilgili bilgiler paylaşılıyor, bazı meslekler hakkında sınıf öğretmeni bilgiler verirken klasik olan bir soru sormuştu.
“Büyüdüğünüz zaman hangi mesleği seçmek istersiniz, çocuklar?”
Kimisi doktor, kimisi mühendis, hemşire, kimisi bakkal işletmek istiyordu. Meslekler sıralanmıştı. Öğretmen olmak isteyenler çoğunluktaydı, çünkü o gün sınıfın bütün öğrencileri, öğretmenlerinin, Öğretmenler Gününü kutlamışlardı. Hediye olarak sınıfça yaptıkları sade bir çiçek duruyordu masanın üzerinde. Hediye yasaklanmıştı o gün. Öğretmen;
“Şimdi sıra sizde, çocuklar. Mesleklerle ilgili öğrenmek istediğiniz, varsa sorun.” Diğer çocuklardan biraz irice görünen Alper, parmak kaldırdı.
“ Evet, Alper?”
“Öğretmenim, siz neden öğretmen oldunuz?”
“Öğretmenlik mesleğini seçmeseydim eğer, başka bir iş yapamazdım sanırım.”
“İyi ki öğretmen oldunuz, bizim öğretmenimiz…” orta sıradan bir çocuk memnuniyetini dile getirmişti. Pencereye yakın sıradan Meltem’in parmağı havaya kalktı, ardından;
“Öğretmenim, başka meslek düşündünüz mü?”
“Sahi, öğretmenlik olmasa ne olabilirdim ki, hiç düşünemedim!...” Ön sıradan incecik sesiyle Merve söyleşiye katıldı.
“Herkes öğretmen olabilir mi, öğretmenim?”
“Olur… Öğretmen olmak için ne sınıfa, ne karatahtaya ne de sıralarda oturan öğrencilere gerek yoktur. Yavrusunu dokuz ay karnında taşıyan annenin merhametinden şüphe edilmez, bilirim. İlk gün itibariyle çocuğunu eğitmeye çalışan anne bir öğretmendir.
Bir insan vardır sıfatı babadır. Hayatın inişli çıkışlı ve de dikenli çöllerinde yürürken yüreği kanayabilir, yine de güvenilir bir kılavuzdur. Her zaman önceliği çocuklarına veren duyarlı babalar da iyi bir öğretmendir.
Ülkenin tüm bölgelerine ihtiyaca göre yatırım yapan, aynı bayrak altında yaşayan vatandaşlarını eşit şekilde kucaklayan, yüz yıllık eğitim sistemlerini hazırlamasını bilen, ekonomi şartlarını ülkenin refah seviyesine çıkaran ve adaletten ayrılmayan yöneticiler örnek birer öğretmen sayılır.
Depremlerde çürük binaların altında can vermemek için uygun projeler hazırlayan mühendis, malzemeden çalmayan dürüst bir müteahhit - eğer varsa - kendi alanında iyi öğretmendir.
Yeminine bağlı anlayışlı bir doktor aynı zamanda iyi bir öğretmen değil midir? Öğretmen olmayan bir doktor hastasına nasıl yaklaşacak düşünebiliyor musunuz?
Günümüzün acilen ihtiyaç duyduğu cesur bir hakim, vereceği kararlarla örnek bir öğretmen sayılmaz mı? Anlayacağınız, iş ahlakı olan herkes örnek bir öğretmendir.
Sıraladığımız özellikler önemlidir, her öğretmende bulunması gerekir. Kişi öğretmen olmadan iyi bir anne, merhametli bir baba, adil bir yönetici olamaz. Öğretmen olmayan bir hakim topluma hakkı hukuku öğretebilir mi sizce? Yani anlayacağınız, hayatta herkes öğretmendir...
Eğer yüreğimizde kötülük yerine merhamet, kafamızda şeytanlıklar değil dürüstlük ilkeleri, ruhumuzda hak ve hukuk varsa ve bunları paylaşmakta cimri davranmıyorsak, öğretmen olmuşuz demektir.”
Orta sıralardan bir öğrenci daha parmak kaldırdı,
“Öğretmenim, çok güzel anlatınız, ama bazı şeyleri anlamadık.”
“Bir gün siz de anlayacaksınız, zamanı gelince… Her zaman sınıfta ve tahta başında ders verilmez, bazen sokak ortasında, bazen iş başında, evde ne fark eder, öğrenmenin ve öğretmenin cinsiyeti olmadığı gibi, yaşı mekanı da yoktur... Fakülte okuması şart değil, diploması olmasa da... Ne elinde kalem, kitap; ne cebinde not defteri olmazsa da olur. Yeter ki yüzünde küçük bir tebessüm olsun, bir sokak hayvanını sevmek ya da bir düşkünün elinden tutmak da yeterli olur. Doğruyu ve güzeli anlatmak sadece öğretmenlerin işi değildir. Kötülük sadece öğretmene değil, herkese yakışmaz, çünkü herkes öğretmendir.”
“Anladınız mı, çocuklar?”
“Evet, ÖĞRETMENİM….”
………………………………………….
Özellikle şehit olan 153 Öğretmenimizi saygıyla anar, Allah’tan rahmet dilerim.
Hepimiz bir öğretmeniz;
Herkesin Günü Güzelliklerle Dolsun...
YORUMLAR
ne güzeldiniz aydınlığınızla değerli öğretmenim
ve hele de nice çocuk öğrenciniz gözüyle size bakmışlığım da...
gününüz kutlu olsun.
eyvallah.
Mehmet Burhan AKIN
Her aydın insan birer öğretmendir, okudukça kalemlerine imreniyorum.
Saygılarımla...