Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Bedri Tokul
Bedri Tokul
VİP ÜYE

ÇAT KAPI

Yorum

ÇAT KAPI

10

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

1554

Okunma

ÇAT KAPI

ÇAT KAPI

Kapının zili çaldı. Açtım, karşı daire komşum Abdil Başkan:
“Çay hazır mı Komutan çay?”
“Hazır değil ama hazırlanır. Gelsene.”
“Geleceğim zaten. Bu gün bütün duygusallığım üstümde, seninle biraz dertleşelim.”

Benim ömrüm, tayinim nedeniyle çeşitli şehirlerde kiraladığım apartman dairelerinde geçti. Apartmanlarda komşuluk ilişkileri zayıftır. Aynı apartmanda, aynı sitede olunmasına rağmen birbirlerine gidilip gelinmez. Hatta öyle ki; karşılaşıldığında selam bile verilmez, tanımazlıktan gelinir.

Emekli olduktan sonra memleketim Amasya olmasına rağmen düzenli, sakin bir şehir olan eşimin memleketi Isparta’ya yerleştim. Karşı daire komşum Abdil Başkan sağ olsun benim o güne kadar yaşadığım "apartman hayatı" görüşümü değiştirdi. Taşındığım ilk günden itibaren her sorunumla ilgilendi. Tanışıp birbirimizi sevdikten sonra ÇAT KAPI gider gelir olduk.
Hele şu pandemi döneminde dışarıya çıkmamızın yasak olduğu günlerde evimizin ihtiyaçlarını benden daha iyi takip eder, alır getirirdi.

Kimdir bu Abdil Başkan ve niye Başkandır?
O nu görenler sert aksi biri zanneder. Oysa o görüntüsünün altında altın gibi bir yüreği vardır. Merhametlidir. Duyguludur. Merttir. Denildiği gibi; gözünü budaktan, lafını dudaktan esirgemez. Beceriklidir, iş bitiricidir.

Oturduğumuz siteyi yapmak için kurduğu kooperatifin başkanıydı Abdil KAHRAMAN. Benden küçük olmasına rağmen ben ona hiç bir gün Abdil ya da Abdil bey demedim. Hep O na Abdil Başkan, eşine de hürmeten buranın söylemiyle abla anlamına gelen Ayşe aba derim. Sevmem bey’li konuşmayı. Katılır ya da katılmazsınız, karşındakine Bey demek onunla arana mesafe koymaktır. O da bana hep Komutan der. Bana bazen sormuşlardır:
”Kooperatif bitti, sen niye hâlâ Başkan diyorsun?”
“ Peki, kısa bir süre bakanlık yapan birine ömrünün sonuna kadar niye -Bakanım- deniliyor?"

Çıktı geldi Abdil başkan:

“Bu gün yaşadığım bir olay beni çok etkiledi be Komutan !”
Çayı koydum ocağa.
“ Senin niyetin çay içmek değil, konuşup rahatlamak. Seni dinliyorum.”

“ Dün oğlanlar; “ Baba, torunlarını da alıp sana yemeğe geleceğiz” dediler. Sevindik tabii. Ayşe Aba’nda bir telaş, çeşit çeşit yemekler, börekler hazırlıyor. Bana: “Ayakaltından çekil. Git biraz gezin istersen” dedi. Çıktım dışarı. Simit tepsisini yanına koymuş, kaldırımda oturan sakallı bir ihtiyar, eli şakağında düşünüyor. Kim bilir ne derdi var? Derdi satamayıp elinde kalan simitler mi? Ya da bu yaşında evde oturmak varken, onu simit satmaya mecbur eden kaderi mi? Ondan torunlarımın sayısı kadar simit alıp para verdim. Paranın üstünü vermeye hazırlanıyor.” “Kalsın amca önemli değil” dedim. “Olmaz oğul olmaz ben dilenci değilim. Hakkım ne ise onu alırım.” Simit satacak kadar paraya ihtiyacı varken, ihtiyardaki asaleti görmüş, mahcup olmuş, utanmıştım.

Akşama daha vardı. Şeffaf simit poşeti elimde gayesiz yürüyorum. Bir sokağa girdim. Yalınayak beş altı yaşlarında bir erkek çocuk elimdeki simit poşetine o kadar imrenerek baktı ki, hemen poşetten bir simit çıkarıp verdim kendisine. Çocuk elindeki simidi ikiye böldü karşıdan gelmekte olan bir adama doğru koştu. Adam eğildi, kucakladı çocuğu öptü. Ben uzaktan seyrediyorum. Adam yarım simidi almak istemese de, çocuk alması için ısrar ediyordu. O adam büyük bir ihtimalle çocuğun babasıydı.

Bunları anlatırken Abdil Başkanı duygu sarmıştı.
“Çay daha olmadı mı Komutan? “
“Oldu” dedim. “Oldu da sözünü kesmek istemedim.”
Bir süre konuşmadan çaylarımızı içtik. Ben bir sigara yaktım. O sigarayı bırakalı yıllar olmuştu.
Abdil Başkan anlatmaya devam etti:
“Komutan bu olayın en önemli, en duygusal bölümü ne biliyor musun?”
“Biliyorum. Ben mi söyleyeyim, sen mi söylersin?”
“Sen söyle.”
“ Çocuğun elindeki simidin yarısını babasına vermesi. Hep babalar çocuklarını düşünürler. Ama O küçücük çocuğun o büyük yüreğine saygı duymamak mümkün mü? O da babasını düşünüyor işte. Bazen büyükler de küçüklere saygı duymasını bilmeli.”
Aynı duyguyu paylaşmamızdan çok memnun oldu.
“Ben boşuna demiyorum ’Komutan boş adam değildir’ diye. Peki, niye bazıları çöpe atarken, bazılarının da karnı çöpten doyar. Bu nasıl bir düzen?”
“Başkan insanların kazanma hırslarının hiçbir zaman sınırı olmamıştır. O hırs insanların paylaşma, şükretme duygusunu yok eder. Ortadaki bir pastanın yarısını üç kişi, diğer yarısını da onüç kişi paylaşırsa sonunda da bir simidi de baba oğul paylaşmaya mecbur kalır.”

“Komutan bazen çocukluk yıllarımı düşünürüm. Çıraklık yaptığım yıllar. Ustamın azarlarını işitir, o çocuk halimle çok çalışırdım. Bütün isteğim bir gazoz içmekti. Bakkalın önündeki kasalara dizilmiş gazozlara imrenerek bakar alamazdım. Ne kadar kıymetli gelirdi o gazozlar bana. Şimdi bakıyorum da gazozun değeri ne ki?”
Güldüm.
“Sevgili Başkan bir ürünün değerini fiyatı değil, o ürüne sahip olabilme imkânı belirler. Şu anda bile senin için çok kıymetli olan o gazozun hasretini çeken binlerce çocuk vardır.
“Bundan sonra var ya nerede bir garip görsem elimden geleni…”
Sözünü kestim.
“Ben senin yüreğini biliyorum Başkan. Bundan sonra değil bu güne kadar da elinden geleni yapmışsındır.”
“Neye üzülüyorum biliyor musun?”
“Onu da biliyorum. Çünkü seni iyi tanıyorum.”
“Neye peki?”
“O simitlerin hepsini niye o çocuğa vermediğine.”
“Evet… Evet… Niye vermedim ki. Zaten torunlara babaannesi neler neler yapmıştı. Simidin yüzüne bile bakmadılar."

Gitmek üzere ayağa kalktı. Bu duygusal konuşmadan sonra sarılamadık, hatta tokalaşamadık bile.

Malum Corana olayı…

Abdil Başkan; senin yüreğini, insanlığını seviyorum.

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Çat kapı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çat kapı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÇAT KAPI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
asude_vuslat
asude_vuslat, @asude-vuslat
26.10.2020 22:27:56
çat kapı komşuluk gerçekten çok değerli bir güzellik

ben de dedim içimden "simitlerin hepsini verecek" diye...

olsun sizin gönlünüz zengin bunu biliyoruz okurlarınız olarak

bazen oluyor böyle dalgınlıklar işte

saygılarımla...

Suat Zobu
Suat Zobu, @suat-zobu
26.10.2020 21:42:12
".............
Emekli olduktan sonra memleketim Amasya olmasına rağmen düzenli, sakin bir şehir olan eşimin memleketi Isparta’ya yerleştim.
..........." diyorsun..

Diyorsun da biz de yuttuk. Şuna kısaca "Hanım köylü olduk" desene canım Ağabeyim.. :)

Şaka bir yana Isparta gerçekten iyi seçim olmuş. Konum olarakta güzel yerde. 1,5-2 saat sonra Antalya'dasın.

Gelelim yazıya; gerçekten mükemmel bir yazı. İşin içine Bedri Tokul girince, Bedri Tokul'un kaleminden damlayınca bal kaymak tadında.

Hüznün, insanlığın, dramın, hoşgörünün mükemmel anlatımı ve kaynaşması.

İyi ki varsın Abi VAROL..

Kel'den öptüm. Saygımla..
Den(iz)
Den(iz), @den-iz
26.10.2020 15:51:11
Gönül sofranıza çat-kapı oldu ziyaretimiz. Doldu taştı ruhumuz, siz var olun komutan.

Sevgilerimle...
KeLeBeK EtKiSii
KeLeBeK EtKiSii, @kelebek-etkisii
26.10.2020 15:44:46
10 puan verdi
Neden senin her yazında ben dalıp gidiyorum abi
o kadar sıcak o kadar içten ki anlatımın sanki bende bir sandalye atıp dinledim izledim sizi hatta senin de dolan gözlerini gördüm
vicdan böyle bir şey her kula bahşedilmemiş ne vicdansız insanlar var

yüreğin var olsun abim
Bedri Tokul farkı
Serap IRKÖRÜCÜ
Serap IRKÖRÜCÜ, @serap-irkorucu
26.10.2020 13:41:08
"Çat kapı" alışkanlığımız bu pandemi sürecinden önce de bitmişti bence Bedri Bey.

Önceden kapı çalınır ve mutlaka "Kim o?" denirdi. Çünkü her an, herkes gelebilirdi. Oysa şimdi görüşmeler randevu sistemi gibi gün ve saat belirlenerek yapıldığı için (!) artık kapıyı kimin çaldığını biliyoruz!... :)))

Sizin bunu sürdürebildiğiniz komşunuzun sizinle yaptığı içten sohbet - dertleşme - paylaşımdan da anlaşılabiliyor.

Daim olması dileğimle...
Kaleminizi kutlarım...

Saygılarımla...



neneh.
neneh., @neneh-
26.10.2020 11:51:14
Muhteşem!..Aynı duygular doldu taştı yürekten.Demek aynı güzergahlarda geçmiş mazi ki şu anda da aynı duygular yaşanılıyor..Dersti adeta yazı geçmişin süzgecinden ..Saygıyla..
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci, @ahmetzeytinci
26.10.2020 10:21:50
Anlatılan olaylar gerçekten hüzünlü lakin apartmanda da dertlerini paylaşacak birlerinin olması güzel gerçekten. Hele de şu zamanda... Kutlarım Bedri abim yürekten...
7TEPE
7TEPE, @7tepe
26.10.2020 09:04:03
Bak şimdi canım simit çekti
😊 Hep senin yüzünden Bedrican.
Sevgilerimle.
robinson7575
robinson7575, @robinson7575
26.10.2020 01:53:55
Yine muhteşemdi Bedri abi aslında hep öyle zan ederiz yakın zamanda ben oglumla öyle bir şey yaşadım simit değil tabi ben oğlumu bana karşı soğuk bilirdim lakin o gün Gördümki yanilmişım onun pırıl pırıl bir yüreği ve o yürekte benimde çok yerim varmış yazını okuyunca o geldi aklıma çok ara verme olur mu? Tebrik ederim
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL