Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
mhrcck
mhrcck

Bircan ve Hikayesi

Yorum

Bircan ve Hikayesi

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

833

Okunma

Bircan ve Hikayesi

Bircan ve Hikayesi

Mutfakta yeni yıl için akşama hazırlık yapıyor bir taraftan da radyo dinliyordu. Yenişehir de bulunan

hastahanelerden birinde yatan kanamalı bir hasta için acil ( Rh -) kana ihtiyaç olduğu anonsunu duydu.

İçinden bir ses yılın son gününde bu saatlerde kim kan vermeyi düşünür, haydi git o hastaya kan ver bir işe

yara diyordu. Hayırlı bir iş yapmanın sevinciyle evden çıktı.

Dedeefendi sokak alt başında taksiye bindi, kısa sürede hastanedeydi. Danışma memuresine heyecanla durumu anlattı.

Memure zemin kat koridorunu takip etmesini, hemşire odasında görevli hemşireye sormasını söyledi. Hemşire odasında

görevli hemşirenin

yönlendirdiği doktorun kapısını çaldı, doktor masasında çalışıyordu.

Heyecanla yirmi dakika önce kanamalı bir hasta için acilen kan lazım olduğu radyodan anons edildi, aranan kana kanım


tuttuğu için geldiğim dedi. Doktorun galiba haberi yoktu.

Çevirmeli dahili telefonla kan merkezini aradı, telefonun ucunda bulunan görevlinin, acil kan bekleyen hastanın

olmadığını, mutat anons olabileceğini söylediğini söyledi..

Doktor uzun uzun gözlerine bakarak, illa ki kan vermek istiyorsan dışarıda bekle, bakarsın kan lazım olur verirsin, ilgin

için teşekkürler evlat dedi. Ne demek istediğini o an anlamamış öylesine söylediğini sanmıştı. İyi günler dileyerek çıkış

kapısına doğru yürüdü. Giriş kapısının önünde hastahane görevlilerinin bir genci itip kakış oradan uzaklaştırmaya

çalıştıklarını gördü. İstemeyerek olayın içinde buldu kendini. Anladığı, yılın son günü akşamında o gencin de kendisi gibi

radyo anonsu üzere kan vermeye geldiğini, ısrarla içeri girmek istemesi üzerine, görevlilerin de girmesine engel

olduklarını gördü. Boğuşmaktan nefes nefese kalan görevliler, bunun gibiler kanlarını satmak için buralarda

bekliyor, kan ihtiyacı olan hasta sahiplerinin zaafından faydalanarak yüklü paralar istiyorlar bıktık vallahi bunlardan

birader diyordu.

Genç çaresiz homurdanarak oradan uzaklaşırken, Sıhhiye köprüsünü geçene kadar onu takip etti. köprüyü

geçer geçmez, hey birader biraz yavaşla diye seslendi. Beraber pazar yerine (Şimdi ki çok katlı oto park yeri) kadar

yürüdüler. İsmini sordu genç, adının Bircan olduğunu söyledi genç.

- Görevlilerin senin hakkında söyledikleri doğrumu diye sordu.

- Maalesef doğru ağabey dedi.

- Neden kan veriyorsun ihtiyacın mı var !

Başını öne eğdi, mecburum sanatım olmadığı için iş bulamıyorum. Memlekete dönemem dönsem ne değişecek ki !

dedi.

Üzerinde sadece yazlık pantolon, kısa kol mavi çizgili gömleği altında tir tir titriyordu. Konuşa konuşa Mahmut Esad

Caddesinden evinin olduğu yokuşlu sokağa gelmişlerdi bile. Eve davet etse gelmeyeceğini düşündüğü için onu

konuşmayla oyalayıp evine getirmişti. Niyeti belliydi ama Bircan’ın tedirgin olduğu her halinden belliydi, ama hayır da

dememişti.

Ona mükellef sofra hazırlandı, Bircan yemeğini yerken, giyinme odasında gardırobundan kışlık bir takım ile

giyinmediği nubuk kabanını, yün gömleğini, sıfır yaka kazağını çıkardı, yemekten sonra giyinmesi için küçük odada

etajerin üzerine koydu. Yemekten sonra onu giyinmesi için küçük odaya aldı, o giyinirken

ayakkabılıktan bir çift yeni ayakkabı çıkardı.

Üzerinden çıkan giysileri de gazete kağıdına sarıp ayakkabılığın üzerine koydu. İhtiyacını gidersin diye bir miktar

parayı vermeyi düşündüğü nubuk deri kabanın cebine koydu. Bircan yemekten sonra gitmek için müsaade istedi.

Geçici de olsa açlığı, soğuğu yenmenin mutluluğu onu gözyaşlarına boğmuştu. Genç aileye teşekkür ederek çıkıp gitti.

Bircan kimdi, nereliydi diye sormadı bile, gözden kaybolmasına rağmen bir müddet kapı önünde dondu kaldı.

Aklına altmış dokuz yılında tahsil için geldiği bu şehirdeki zor günleri geldi, gözleri doldu. Kapıyı kapatırken kendi kendine

mırıldandı, o da içimizden biriydi dedi.

İşe yaramayan negatif kanlarımız işe yaramasa da, radyo anonsu, her ikimizin de yeni yıla mutlu

girmemize sebep oldu dedi. 201020 mcicek

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bircan ve hikayesi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bircan ve hikayesi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bircan ve Hikayesi yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
-IspartaGülü-
-IspartaGülü-, @-ispartagulu-
20.10.2021 01:18:51
teşekkür ederim.insanlıgın unutuldugu bu zamanda yazınız beni sevindirdi.sag olunuz.gül diyarından selamlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL