Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Parlain m
Parlain m

Ruh

Yorum

Ruh

4

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

934

Okunma

Ruh

Ruhum sıkılıyor. Epeyidir bir kerpeten ve onun itinalı bir çevirme ve sıkıştırma hareketleri eşliğinde saatlerimi geçiriyorum. Sıkıldıkça hüzünleniyor, hüzünlendikçe bir şeyler oluyor bana. Biraz hava almak için yaptığım kısa yürüyüşler de bir işe yaramıyor. "Oksijen cilde ve ruha iyi gelir," bu bayağı ve ne yazdığının idrakinde olmayan kendini bilmezin yaptığına emin olduğum haberi, bir mecmuanın hafta sonu ekinin sondan ikinci sayfasında olduğunu, senesi zihin çöplüğüm tabanında yatıyor olsa bile hatırlıyorum. Mecmua sözcüğü, bu bakımdan bilinçli seçimim, pek okuyan kalmadı öyle şeyleri. Zaten oldum olası gazetelere dokunmaktan hoşlanmazdım. Şimdi düşününce ölü ağaçlara zorla giydirilen renkli kimlik mi buna beni mecbur etti bilemiyorum. Neyse, böyle ayrıntılarla kimse yorulmuyor, örneğin sahipsiz çiçeklere, aç kedilere, komşunun kapısına alalade asılmış ekmeğin poşetinden düşmek üzerine oluşuna kafa yoruyorum. Geçenlerde bir kuş geldi pencereme, nasıl desem uçamadığını sonradan fark ettim. Hala bahsi geçince hemen gözlerim doluyor, garip şey doğrusu. İnsan değiştiğini böyle tahmin edilmez anlarda anlıyor. Ölüme yavaş yavaş gidişi değil, belki de ona yolculuğunda eşlik eden başka bir kuştur böylesine içlenmemin nedeni. Çocuğu, eşi ya da bir akrabası mıydı bilinmez ama insan ölürken bir topluluk, bir doku oluşturup birlikte hareket ederler. Şimdi düşündüm de birkaç gün sonra yani onun öldüğüne kanaat getirdiğim bir öğlen vakti sağlıklı bir kuşun gelip buğdaylarını yediğini, suyunu içtiğini görüp buna memnun olduğumu anımsadım. Memnuniyetim üzerine birazcık düşününce de oldukça rahatsız oldum. Yorgunluğundan düzeltemediği kıyafeti ile yaşlı bir kadına benzeyen, uçacağına olduğu yerde öylece duran bir solgun tüylü bir kuşa bakmayı kimse istemezdi sanıyorum. Oysa bi güzelliği vardı gidişinin demek isterdim. Bunu söylerken de bir sanat musikisi parçası çok çok uzaktan duyulmalı kanun sesine geçince de....her neyse şuraki ağaca yıldırım düşmüş olmalı, derin bir yarık açılmış gövdesinde hala börtü böceği ağırlıyor. Fotoğrafını çekmeyi tek bir an istedim.

Ölüm beraberinde rahatma hissini getiriyor. Başında bekleyen kuş, onu unutmuş mudur? Yaşlılar ve çoğul hastalar için çilesi bitti derler. Ya görünmeyen çilesi olanlar için aynı şey kolayca söylenir miydi bilemiyorum.

Hayatın devamlılığı başını döndürüyor insanın. Tüm bu kavrayış canlılığa övgüden başkası değil. Eserleri olan insanlara ölmediler bir yanıyla yaşıyorlar sözleriyle onur bahşedilir. Hafif aralık kalmış bir ağıza, mavi, mor bir tene, hareket etmeyen kaskatı bir bedene bakmamış olmalılar. Bunun gibi ifadeleri birkaç kez dile getirince pek arayıp sormaz oldu kimi arkadaşlarım. Dedim ya kimse solgun tüylere bakmak istemediği gibi ölgün, sıkılmış bir ruha da bakmak istemiyor. Çılgın bir hızla çoğalan hücrelerin, taşın bile önce gömülüp, akışkan halde ortaya çıkıp katılaştığı bir gezegende öylece aşınmayı beklemenin çaresizliğinde bir ruh, benim ruhum, onu kucaklıyorum sıkıca, tıpkı bir kerpeten gibi.

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ruh Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ruh yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ruh yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
mimoza2023
mimoza2023, @mimoza2023
21.10.2020 16:24:34
Yüreğinize,zihninize sağlık sayın Persepone...İnsan ölüme yaklaştıkça ya da ölüm giderek yavaş yavaş benliği sardıkça,o küçük kuş gibi çaresiz hissediyor insan,ölümü sarınmışız da hiç çıkaramayacakmışız gibi üzerimizden,geçmişin anılarına çapa atmış,bugünden ,yeni bir gün üretememenin çaresizliğyle ve soluk tüylerimizle ölümü bekliyoruz....Oysa ölüm de yaşama dair...Bunu kabul ettiğimizde belki bir gün,işte o zaman ,yaşamın hakkını verebiliriz.....Büyüleyici üslûbunuz ve öykü tadındaki denemenizle,bir rüya yaşattığınız için,bin bir teşekkürü borç bilirim,o yüce kalbinize...Sevgi ,selâm ve saygılarımla...
Erlik Aldacı
Erlik Aldacı, @erlik-aldaci
21.10.2020 12:58:46
"canlı varlık, ölümü düşünemez. spinoza’dan öğrendiğimiz bu düşünce olgusal değil varoluşa ilişkindir. onun sayesinde ölüm oruçlarının ölüme değil, yaşama doğru gittiğini, yaşama ilişkin taleplere sahip olduğunu, onunla kenetlenip onu olumladığını öğreniyoruz. çünkü yaşam dirençtir. kendine bir süre biçmez, sonunu algılamaz, sona erdiğinde kendisi ortada bulunmaz."

Ulus Baker

Herşeyi özetlemiş....
feu
feu, @feu
21.10.2020 01:34:52
Kuş ve ruhun birbirine yaslanmış yolculuğu, harika bir paralel.
Hikayenin çarpıcı merkezi ise hem rahatlatan hem rahatsız edici bir gerçek. Öleceğini bilerek yaşayan tek ırk; ölümle ne yapacağını bilemeyen biziz. Doğa çok daha güçlü. Başarılı bir teknik. Selamlar.
 Enûma Eliš
Enûma Eliš, @enmaeli
26.7.2020 00:05:52

Dostlukların, arkadaşlıkların sahiciliği en ihtiyaç hissettiğimiz zamanlarda sınanır. Bir üzüntüden, bir dertten bahsedildiğinde dostun tavrı bu samimiyeti ve sahiciliği kanıtlar bize.

Rochefoucauld şöyle der: “ En iyi arkadaşlarımızın mutsuzluğunda her zaman, bizi rahatsız etmeyen bir şeyler buluruz.” Bu sözü ilk okuduğumda çok tuhaf karşılamıştım. Sonra bir gün bir cenaze evinde garip bir şekilde kimilerinin ona buna gülmemek için kendilerini nasıl sıktıklarına şahit oldum. Kendilerini ne kadar zorlasalar da adeta gözleriyle gülüyorlardı. Üstelik cenaze sahiplerine en yakın kişilerdi bunlar. Sebebini düşündüm; insan bir cenaze evinde neden güler ki. Ölüm ona rastlamadı diye midir, bunca bastırılmış mutluluk belirtisi…

O zaman insan dosttan ziyade düşmanın samimiyetine daha çok inanmaya başlıyor.
Esas itibariyle burada değinmeye çalıştığım dostluğun sahiciliğidir.


Ruhunuzu kucaklamanız iyidir ve iyidir insanın dönüp dolaşıp kendini kendinde bulması.


Saygı ve selamlarımla,

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL