Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Gülsen Tunçkal
Gülsen Tunçkal

Dejenere Olmuş Bir Toplum

Yorum

Dejenere Olmuş Bir Toplum

9

Yorum

5

Beğeni

0,0

Puan

1372

Okunma

Okuduğunuz yazı 22.7.2020 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Dejenere Olmuş Bir Toplum

Dejenere Olmuş Bir Toplum

Gündem yine kadına yönelik sonu ölümle biten bitip tükenmez şiddet! Bu tür şiddet yanlılarının maalesef tahsilli olup olmamakla da uzaktan yakından ilgisi yok! Dizilerde izlediğimiz o saldırı, bol kurşunlu mafyavari filmlere ne demeli?

Günlük gazetelerden veya görsel basından ne zaman izleyip takip etsek, mutlaka ama mutlaka şiddet içeren ya bir dayak, ya bir tecavüz, veya bıçaklanarak, dahası var kurşunlara hedef olarak kadın ölümlerine ne yazıktır ki şahit oluyoruz. Yeter demekten, herkes gibi de gına geldi. Bu suçları işleyenlerin annesinin olduğu kadar kız kardeşlerinin ve kadın akrabalarının da mutlaka var olduğuna inanıyorum.

Bir çocuğu büyütürken mutlaka henüz dillenmeye başladığında çocuk henüz yürümeye başlamadan eğitilmeli. Eğitime; ’’Amanda benim erkeğim, aslan oğlum’’ diye başlanırsa, hatanın ilk başlangıcı olduğundan kuşkum yok. Kız ve erkek çocuk ayırımı ise abesle iştigal.

Avrupa’nın durumu bariz, evliliğe pek sıcak bakılmaz. Türkiye de bir Avrupa sevdası, hevesini 40 yıldır hep görmüşümdür. Eğitime önem verdikleri için mi beraber yaşıyorlar derseniz, kültürleriyle serbest yaşamlarıyla ilintili. Buradaki serbest yaşam dediğim şu; Devlet herkesin hakkını hak ettiğince veriyor ama az ama çok, tabi bu durum almış olduğunuz tahsille alakalı. Hiç çalışmayanı baz alırsak kesin bilgim yok fakat tek odalı bir oda tutacak kadar yeme içme vs 5000 kron aylık veriyor. Bu para tek kişiye ancak yeterli, ama yeterli.

Avrupa İŞ GÜCÜ nü şimdilerde doktor, avukat, mimar olarak istiyor. E, benim ülkemin suyu mu çıktı! Gel gelelim, ülke insanımın huyu, ahlakı, saygısı, kişiliği, toplum kuralları, öteleme, iteleme, erkek egemenliği hulasa değişime uğrayıp dejenere olmuş bir toplum görüyorum. Anne ve baba anlaşamıyorsa çocuklarının sağlığı açısından ayrılmalı, fakat ipler her zaman istenildiği gibi kopmuyor. Biri sağa diğeri sola çektiğinde işte olan çocuklara oluyor. Çocukların tahsil hayatı mı desem yoksa ileride ki evlilik yaşantısı mı? Bariz örneklerinden görüyorum, gencecik yavrular heba oluyor, sonuç bir veya iki çocuklu olup anne ve babalarının yolundan gidip ayrılmak! Aile içi şiddet çok acı, devlet yardımı ise şart.

Hayvan-sever yanımı bilenler biliyor. Tanıdıklarımdan bazıları uzaktan sever, kimilerinin alerjik durumları vardır dokunamaz, buraya kadar kabul, ama! Şiddet eğilimi maalesef bütün hayvanlar görüyor. Hatay da bir evin bahçesinde golden cinsli bir köpeği 28 yaşındaki geç adam yaralamış, şikayet üzerine de tutuklanmış, serbest kalıncada alkol alıp ikinci kez yaralamış. Daha sonra iyileştirilen köpeği gece yarısı gelip bıçak darbeleriyle öldürmüş. Nasıl bir kindarlık , üstüne üstlük hakaret ve tehditlerde cabası. Kimliği ve aşışı olan doktor gözetiminde ki ameliyat masasından kurtarılamayan günahsız hayvanlardan ne istenir, dinimizle ise hiç bağdaşmıyor, inanın anlamış değilim? Biraz önce siteye konu ile ilgili bir fotoğraf yüklemeye çalışırken! Gördüğüm hayvan işkenceleri beni benden etti :(( Allah önce bu sapıkları ıslah edip, doğru yola getirsin, gelmiyorlarsa da Kahhar ismi celi-lesi ile kahretsin!

Devlet her şeye yetişmiyor diye bir kaide yok, yetişmeli. Örneğin; Katil veya saldırgan yakalanıyor, oh demeye fırsat kalmıyor ki, serbest kaldığını duyuyoruz.. Çözümü bu olmamalı! Hapse atmak mı? Evet, ama hapiste olduğu müddet zarfında da psikolojik destek verilmeli, devlet için çalıştırılmalı vs.. Yüce Allah cc. sonumuzu hayra getirsin. Sevgi ve saygılarımla..

Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Dejenere olmuş bir toplum Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Dejenere olmuş bir toplum yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Dejenere Olmuş Bir Toplum yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Serap IRKÖRÜCÜ
Serap IRKÖRÜCÜ, @serap-irkorucu
24.7.2020 11:50:49
Tüm paylaşımlarını takip ediyorum ama sağlık sorunlarım nedeniyle birkaç gündür sayfaya giremediğim için yazınızın kutlamasına geciktim. Öncelikle özrümün kabuluyle.... :))

Enerji kontrol edilemezse sinerjiye dönüşür. Tek tek yaşanan gerginlikler ve sorunlar giderilemeyince yumak olup tepeden aşağıya yuvarlanmaya başladığında artık önünü almak çok zor olur!... :(((

Sosyal devlet, sorumluluğu gereğince vatandaşların sorunlarına çözüm getiremez, yanlışları hakkıyla değerlendirip gerekeni cezalandıramazsa, kişiler maddi yapılarının yetersizliğinden dolayı ( bazen çözümlerini bildikleri halde ) çözümlerini üretemezlerse bu yaşananlar daha da artar korkarım..

Kötü örnek her zaman baskındır ve ne yazık ki bu anlamda bulaşıcıdır.
Hepimizin bu çözülmede payı olduğunu hiç unutmamalıyız. Destek vermesek ve onaylamasak bile SESSİZ kalıyorsak, bu da bir gizli onay vermektir. Bunu da düşünmeliyiz.

Bu toplumun bir an önce üzerindeki 'ÖLÜ TOPRAĞI'ndan sıyrılıp silkinmeli, kişisel yanlışlara 'dur' demeyi bilmeliyiz ki... örnek teşkil edip kanıksanmasın ve zamanla 'NORMAL'leşmesin... Sonrası artık 'toplumsak kabul'e döner ki o zaman yanlışı kimseye anlatamayız.

Günümüzdeki çok önemli bir soruna çok geniş açıdan yaklaşan yazınızı ve yazı dilinizi içtenlikle kutlarım.
Yerini gerçekten hak eden bir yazıydı.

Sevgilerimle...
Canan Köksal
Canan Köksal, @canan-koksal
23.7.2020 22:42:45
Kolomb'un Amerika'yı keşfiyle başladı her şey :))
Her anlamda gelişmekte olan ülkelere uyguladığı baskı ile insanlık adına yazdığı kaderi bir şekilde kabul ettirmeyi başardı.Batı mahreçli eğitim sistemi ile çok iyi ve hızlı matematik sorusu çözen öğrenci doktor,avukat ,hakim veya öğretmen oldu.

Üniversiteler pedagojik eğitimde sadece Pavlov'un köpeklerini ya da Maslow'un ihtiyaç piramidini öğreterek mezun ettiler bizi. Hepimiz diyecek kadar eminim ve keskin konuşuyorum ki kampüsten çıkıp hayata atıldığımızda hiçbir hakikatten haberimiz de yoktu.

Çalışma hayatımın ilk yıllarında sınıf içinde,eğitim teknik ve yöntemlerinde ...vb yaşadığım problemlerimi anlattığım 15-20 yıllık mesleki tecrübesi olan arkadaşlarım :''Öğretmenlik hemen öğrenilmez, yıllar içinde öğrenilir.'' diye garip bir teselli ile yaklaştığı zaman,biz niye üniversite okuduk diye sorardım. Madem okul bizi hayata hazırlamayacak niye var?

Sahiden niye var? Usta-çırak usulü ile yapalım gitsin değil mi?

Gelişmekte olan ülkeler her zaman prematüre kurumlar ile sakat hizmetler sunabilir.Maalesef acı olan şu ki, toplumu ayakta tutan değerler dejenere olur ve kokuşmuş bir toplum vücuda gelir. Bu koku çok fena...!

Elini kolunu sallayarak sokakta gezen caniler, sapıklar okullarda şu kadar sürede şu kadar sayıda matematik testini çözemeyip başarısız olan , kazanılamayan, kaybedilen zekalar. Kötü bir zekanın maliyetini toplumca öderken şunu da unutmayalım hepimizin eseri onlar. Hepimizin payı var o suçta.

Neye ve kime göre yetiştireceğiz, hangi kıstasta birleşeceğiz?
Ortak fikirde buluşabiliyor muyuz aynı sorunu tartışırken? Hepimiz olayları konuşuyor kınıyor ve vicdanen kınamış olmanın rahatlığını yaşıyoruz.

Evet Tv 'ler çok yanlış yayınlar yapıyor, onları seyredenlere ne demeli?
Evet medya ilahımız olmuş durumda büyük kitleleri arkasından sürüklüyor. Medyatik ne olduğu belli olmayan bir sünepe şarkıcı, bizim 10 dk. dikkat kesilip dinlemesi gereken konuyu anlatamadığımız bu çocuğu saatlerce ekran karşısında saatlerce tutabiliyor.
Neden?

Kolay ve ucuzu seviyoruz, henüz küçükken çizgi film açıp yemek yedirdiğimiz o çocuklar şimdi çığ gibi geliyor ve ezip geçiyorlar. Merhameti ve sevgiyi biz büyükler yanlış uyguladık. Midesi aç kalacak diye korktuğumuz çocukların ruhunu doyurmayan bir toplumun icraatlarını gördüğümüz şu tablo içler acısı.

Yazının girişindeki suçlu gösterdiğim Amerika hedef hatası bilerek yazdığım bir girişti. Suçlusu biziz, bunu kabul etmiyoruz. Kendi liderini de çöpçüsünü de toplum kendisi doğurur.Cezalar ve ödüller her zaman çözüm değildir.

Aileler düzelince düzelecek her şey.

Çok güzel bir konuyu gündem yapmışsınız; üzerinde uzun uzun kritik yapılacak ara başlıklarla ele almışsınız emeğiniz için teşekkür ederim.

Saygılarla...













Canan Köksal tarafından 7/23/2020 10:19:37 PM zamanında düzenlenmiştir.

Canan Köksal tarafından 7/23/2020 10:20:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
Etkili Yorum
Mehmet Burhan AKIN
Mehmet Burhan AKIN, @mehmet-burhan-akin
23.7.2020 18:09:17
Gülsen Hanım,

Aranıza katıldığım günden beri kalemine ve diline hayran olduğum günümüzün sorunları ile ilgili çok yazılar okudum, hepsinde de haklılık payı çok büyük ve acilen çözümler bulunmalı. Bendeniz olaylara bir eğitimci gözüyle bakarken yaşımız gereği gerilere gidip, an itibariyle yaşantımız ile kıyasladığımız zaman ülkemizin ileri değil de geri gittiğinin farkına varmamak elde değildir. Birileri çıkıp; onca yollar, köprüler, binalar yapıldı.... İyi de kardeşim buna karşılık eğitim öğretmenin elinden alıp, öğrencinin eline verildi. Tüm kurumların başına ehil olmayan insanlar getirildi. Balık baştan kokar derler ya, koktu kardeşim... Din basitleştirildi, maneviyat rafa kaldırıldı, ama söylemler ayyuka...

Biz ahlakı değişken olarak biliriz, çocuk aileden ne görürse o kültürle okula gelir. Eskiden okul kültürü öğrenciye yansıtılıyordu, değişen onca sistemden sonra sokaktan gelen kültür okula yansımış oldu. Önceleri bilgi yüklü bir mezuniyetle okuldan ayrılan öğrenci, şimdi direk sonuca gitmek zorunda kalmıştır. Sonuca nasıl gittiğini bilmeden...

Eğitim olmayınca ahlak bozuluyor, ahlak bozulunca merhamet de toplumdan kalkıyor. Hele hele şu diziler, siteler... nasıl anlatalım bilmem ki.

Millet olarak ülkemizin bütünlüğünü korumak ve değerlerini yüceltmek asil görevimiz değil mi? Ülke bütünlüğünü korumak ile aile bütünlüğünü korumak arasında bir fark var mıdır? Semada dalgalanan Ay Yıldızlı bayarak ile minarelerde okunan ezan arasında ayırım yapmak mümkün mü?

Ve gençlik elden gidiyor göz göre göre, Allah muhafaza...

Bunu önlemek için acil çareler bulunmalı diyoruz hepimiz, ama çözümü bulamıyoruz...

Edebi cümlelerle toplumsal bir sorunu dile getiren kalemi kutluyorum...
Aygün Deniz
Aygün Deniz, @aygun-deniz
23.7.2020 10:09:13
Amin diyorum,sayın Gülsen Tunçkal. Kutluyorum duyarlı haklı yazınızı. Sevgi ve selamlarımla.
Özer YILMAZ1
Özer YILMAZ1, @ozer-yilmaz1
23.7.2020 03:30:17
Tebrik ediyorum, çok güncel bir konuyu ele almışsınız. Maalesef yüreğinde merhamet, şefkat, sevgi ve saygı kültürünün egemen olmadığı insanlar, insanlığın vicdanını sızlatan eylemler içinde oluyor. Allah ıslah etsin.
asude_vuslat
asude_vuslat, @asude-vuslat
23.7.2020 02:02:02
"Allah önce bu sapıkları ıslah edip, doğru yola getirsin, gelmiyorlarsa da Kahhar ismi celi-lesi ile kahretsin! "

bu duanız çok çok anlamlı

amin diyorum

ve gelecek nesiller için ben de çok endişeleniyorum

)); daha bizi ne gibi vahşet sahneleri bekliyor korkuyorum

yazınız güzeldi demek çok anlamsız olacak

doğruları anlatan duyarlı kaleminize saygılar diyorum

iyi geceler arkadaşım...



Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci, @ahmetzeytinci
22.7.2020 15:28:02
Toplumsal Dejenerasyon aldı başını gidiyor. İster miydik böyle olmasını, tabi ki hayır... Tek kanallı televizyonumuz varken daha bir insancıl daha bir değerlerine bağlı insanlardık. Kadirbilir büyüklerimiz ve küçüklerimiz vardı... Ne zaman ki nüfus çoğaldı, medya organları fazlalaştı her türlü pislik de o oran da fazlalaştı... Çocuklar, daha mini mini bebeler oyunlarda bile İnternette adam öldürüyorlar... Nedir bu aymazlık? Buna artık birileri dur demeli... Saygı sevgi yok olmaya yüz tuttu neredeyse... Geçen gün İnternette bir videoya rastladım akıllara zarar, köpeğin birini diri diri yakmaya çalışıyordu bebeler, insanlıktan çıkmış canavarlaşmışlar artık. Burada iş büyük çoğunlukla ebeveynlere düşüyor. Onlar ne ekerlerse kendileri de toplumda ileri de onu biçecektir... Kutlarım güzel yazınızı saygıyla...
Den(iz)
Den(iz), @den-iz
22.7.2020 14:53:17
Yazınızı dikkatle okudum. Kadına şiddet üzerine bir yazı paylaşacaktım ama hala ana sayfada bir yazım olduğu için buna sistem izin vermedi.Yazı içinde ben de çocuk yetiştirmek üzerine ve hayvan sevgisinin bunun içindeki önemine değindim. Evdeki şiddet bitmeden sokaklarda devam eden cinayetler asla son bulmaz. Evde kadın, çocuk,erkek veya hayvanlara psikolojik veya fiziksel şiddet uygulanmaya devam ettikçe sağlıklı insanlar yaratamayız. Bunun Avrupa veya Türkiye ile ilgisi yok. İnsan, insandır ve bir insana ne kadar çok sevgi ve güven aşılarsak o derece sağlıklı bireyler yetişir. Annesi tarafından hayal kırıklığına uğratılmış, sevilmemiş, şiddet görmüş erkek çocuk büyüdüğünde büyük ihtimalle ''kadın düşmanı'' olur. Aynı şekilde büyütülen kız çocuklar ise silik ve cinsiyetinden utanarak yaşayan insanlara dönüşürler. Bunu baba yaptığında da benzer durumlar olur. Aynı zamanda bu şekilde büyüyen insanlar anne ve babasını rol model alırlar ki bu ayrıca büyük bir tehlikedir. Son olarak insanların eş cinselliğe yönelmelerinin sebepleri arasında da yine bu çocukluk travmaları yatar. Uyuşturucu bağımlılığı, ensest ilişki, çok ama çok eşlilik, sosyopatlık, narsistlik vs vs hepsinin travmatik reaksiyonları genellikle çocukluktur.

Ne yazık ki gelecek nesillere hiç iyi fotoğraflar bırakmıyoruz.

Sevgilerimle...
Gülsen Tunçkal
Gülsen Tunçkal, @gulsen-tunckal
22.7.2020 14:30:28
Kadın şiddeti ile alakalı bir dolu fotoğraf buldum ama içim el verip koyamadım.. Şimdiki fotoğrafı daha bir anlamlı buldum sebebi ise; Burada şiddet eğilimli bir erkek yani baba figürü, minik masum bir çocuk, ama babasının kötü örneğinden bir müddet sonra bir paye alacaktır, bu kesin! Ve sevimli bir Anne köpek yavrucakları olan, karnı aç yemek arayan :( Gördüğü hareket ise itilip kakılmak!! İç acıtan bir tablo, sadece Allah diyorum!!
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL