Edebiyat
Necip Fazıl kokan artıklar, Nazım Hikmet duyuşan mısralar, Ahmed Ariften kalma hasretler, Gökyaylardan kalan bayrağın rüzgarı, Hikmeti kendine tanımsız tasavvuf yazmaları, Ersoydan kalan civanmertlikler, Neyzenleri korkutmaya çalışan tulumba fikirler,Yahya Kemali andıran seferin çorbacılığı, İlhan Berkli karalamalar..
Fransızlardan devşirme kafiyeler, İrandan Arapdan miras muziplikler… Hepsi bu mu?
Bu muydu okuduklarım. Ekserisi neydi daha... Bir hiç miydi hayat... Yazdıklarım bir ortalaması mıydı hayatın, Yunusların pejmürde olmuş hali, Mevlana ve Şemsin söz hovardalıkları, fabrika ayarlarına dönüşemeyen geri sarmalar, bozuk kasetlerin distorsiyonlarından seçilmeye çalışılan edebiyat.
Hacı Bektaşlar gibi zikretmeye çalışan mouselar, Fatihler gibi kardeş katline koşan yazılar, internet haremlerinde kadın beğenmeye çalışan süvariler, zengin koca arayışında yeni yetme duygular, pencereden sızan ışığı sömüren kalemler, hep birilerine takılmış bir balık gibi çabalayan kalp çırpınışları, dinlerin boyunduruğunu takmış yiğitler, dinsizlik ırmağında kafasını taşlara vurmaktan bıkmayan gök kafalılar, Tanrıyı kabul etmeyen kocaman yürekli edebiyatçılar…
Halk edebiyatına divan edebiyatı fırçasıyla karışan bulanık dimağlar, divan edebiyatına baş kaldırmış ozanlar, doğru söylediği için sürülen gerçek yiğitler, hengamede ben de göreceğim diye öne çıkmaya çalışan palyaçoluk tebessümler, orta oyununda bolca geçmişin boğa güreşleri, saç saça başa başa entarelerini yırtan kocaman yürekli büyük kavgalar..
Ve kapının kafasına geçirilmiş gibi gelen örtülme sesiyle öküz gibi başını sallayan bir ben.
Ve durmadan her gün sayfalara düşen intihar haberleri, bunların üzerinde tepinip milleti sindirmeye çalışan devlet malına çökmüş ekran hokkabazları, babacan tavrını bürünmüş katiller, ney sesinde huzur arayan zavallılar, patika yollarda sadece gölgesi görülen aç kurtlar, vurmak için vaktini kollayan namertler…
Bolca anı kökleyen öykülerin yüklendiği gözyaşları..
Ve kadın! İhtimal ki sen vuracaksın bu çağa yumruğunu… İnan sen kuracaksın kocasız aileleri, robotları sen yöneteceksin..
Ve erkek! Hiç olmadığı kadar çaresiz, son zirvesini görmüş altın grafiği gibi, elinde gitgide yırtılan kutsallık hakları ve içine çökmüş bir dağ görüntüsü.
Yirmi yılda yüz yıl geriye götürülen vatanım benim!
Ve siz gençler, siz resetleyeceksiniz dünyayı, yeniden başlatıp özgürlüğün tanımını da yeniden yazacaksınız eğer biz timsahgiller bunaklarına su kenarında yakalanmamayı başarırsanız bir ceylanbaşlıöküz gibi..
YORUMLAR
Sanatta, mimaride, estetikte, şehircilikte dünyevi damarın önemli katkıları vardır çağlar boyu
Mistik olan sonsuzlukla ilgilenir genel olarak, yaşadığı anı, çevreyi, çehreyi kaçırır çok kez, aşkınlığa verir kendini çünkü
Burada mistik duyuşu yerip dünyeviliğe mutlak paye biçmiyorum elbette
Ancak bir Avrupa'nın şehircilik anlayışına bakalım, birde bize
Batılı son asırlar eski kent ile yeni kenti ayırmakta, eskiyi bozmadan onunla uyumlu yeni
Bu da sanatta, estetikte seküler olana meyil veriyor
Bunları neden mi söylüyorum?
Sizde de böyle bir damar var, dünyeviliğe meylederek eylemek az şey mi azizim!
Dünyaya ait olanı detaylandırmak noktasında ustasınız vesselam
Nihayet
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket hocam
Sağlıklı bir ömür dilerim
Saygı ve selamlarımla...
levent taner tarafından 5/13/2020 8:53:54 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
değerlendirmeniz ve katkılarınız için çok teşekkür ederim levent hocam..
epey uzun ara veriyorsunuz sanki buralara.:))
eksik olmayın.
saygı ve huzurla.
aslında okuru araştırmaya yönlendiren güzel ve kapsamlı bir yazı olmuş
tebrikler
Edebi eser, uygarlık ve medeniyet, kültür ve medeniyet.
İnsanların duygu, düşünce ve hayallerini en güzel şekilde, yazılı veya sözlü olarak anlatması sanatına "edebiyat" denir. Bir anlatımın edebi olabilmesi için insanda estetik zevk uyandırması gerekir. "Edebiyat" sözcüğü Arapça "edep" kökünden gelmektedir.
Bu kısa açıklama benim için şimdilik yeterli gibi (:
sizin yazdıklarınızı değerlendirme olarak bir kenara ayırıyorum
güne düşmeli ve çok okunmalı
Yinsani
eksik olmayın.
saygı ve huzurla..
Ne desem bilemedim, keşke bütün bu kargaşaları resetleyip herkes olduğu gibi saf haline dönse, içinden geldiği gibi kendi duyguları ile edebiyatını kendi yapsa, geçmişi kötülemeden, geleceği çok fazla düşünmeden anı yaşasa/yaşasak... Özgürlükler bir iki kişinin iki dudağı arasında gidip gelmese... Güzel olurdu galiba.
Saygılar.
Yinsani
Sağlık Saygı ve huzurla..
Merhaba Sayın Dünyevi,
Başlığınızın içeriği ne kadar anlattığı tartışılır...
Bu başlığın ardından ( kaleminizden alıştığımız üzre ) bol bol eleştiren, eleştirirken sorgulayan, o nedenle de okurken düşündüren edebiyatla ilgili tespitler olduğunu düşündüm.
Oysa ben bu yazının, özellikle ilk kısımlarından, Defterdeki paylaşımların 'edebiyatı' üzerine saptamalar, bıkkınlıklar, kaliteyi eleştirmeler saptadım... Yanlış mı anladım acaba?
Daha sonra değindiğiniz magazinel notlar da bu başlık altında yer bulmuş...
Edebiyat, yedi sanat dalından biri olarak kabul edildiği halde, diğer sanatlardan daha ulaşılır ve sözle yapıldığından olsa gerek duygulara daha çok hükmeden ve okuyande daha derin izler bırakan bir sanattır. Yine bundan dolayı olsa gerek herkes edebiyattan anlar!
Bir konser dinleyenler eserin daha allegro ya da moderato çalınması konusunda kolay kolay fikir ileri sürmezler.
Bir resim sergisini gezenler alan bilgilerine vakıf değillerse 'Aslında bir şey anlamadım ama çok etkilendim'... ya da 'hiç beğenmedim' derler ama neredeki fırça darbelerinin ya da renk tonunun nasıl olması gerektiği konusunda pek de yorum yapmazlar.
Heykelde de durum çok benzerdir.
Mimari deseniz tamamen teknik bilgi donanımı gerektirir, bilmeyenler hiç girişmezler.
Oysa edebiyatta okuma yazma bilen herkes, alır eline kalemi - yazar başına geleni misali 'fikrini' yazar.
Bu eleştirilerin başında gelen 'benzerlikler' etkileşimler bütün sanatlarda hem de uluslararası düzeyde her zaman vardır. Taklitler ise ancak aslını yaşatır, kâle bile alınmaz.
Bu nedenle tarihçiler, bir toplumu tanımak istiyorsanız edebiyatını inceleyin, der. Yaşanan sosyal savrulmalar, siyasi değişimler/ gelişimler, eğitim seviyesi edebiyatta su yüzüne çıkar.
Buna da sadece zamanın tortusu karar verir.
Kadın - erkek - gençlerle ilgili görüşleriniz ise, geleceğe gönderme gibi... :)
Aslında çok derin bir konu, gerçekten yazacak çok şey var da!... Şimdilik bu kadar...
Emeğinize sağlık.
Saygılarımla...
Yinsani
(evet edebiyat okuyan birinin tarihin ve yaşadığı kültürün yüzde 80 ini anladığını ben de düşünüyorum, (başka bir dosta hitaben de) edebiyat okuyan birinin tarih okuyarak vakit kaybetmesini dilemem, ki sosyoloji okumasını istirham ederim.)
Geniş bir yelpazede oluşturduğumu düşündüğüm sorularımı 1 hafta demlenmeye bırakıp, bir kaç kişiden de sorular hakkında (defterden) görüş alıp almamakta tereddüt geçirsem de sanırım yine kendimce hazırlayacağım, sizi terletmek istiyorum mümkünse. Cevap aradığım ve bulmakta zorlandığım konularda bizleri aydınlatacağınızı düşünüyorum. Sorular ve cevaplar bakımından ekstra bir cesarete ihtiyaç duyuyorum..
verdiğiniz cevaplarda cimriliğe kaçmamanızı dilerim.:)
Deryanın damlayı anlaması kolaydır, lakin damlaların deryaya dönüşmesi için neye ihtiyaç olduğunu bilmemekteyim..
En kalbi saygı ve sevgilerimle..
En sevdiğinize emanet olun hocam.
Serap IRKÖRÜCÜ
Konuyu sayfaya taşıdığınız için ben teşekkür ederim...
"... verdiğiniz cevaplarda cimriliğe kaçmamanızı dilerim.:) " Benim yakın çevremde en bilinen özelliklerimden biri bonkörlüğümdür... Müsterih olun.
"Deryanın damlayı anlaması kolaydır, lakin damlaların deryaya dönüşmesi için neye ihtiyaç olduğunu bilmemekteyim.." SÜREKLİLİĞE....
'Taşı delen suyun gücü değil, damlanın sürekliliğidir.' ( Brezilya Atasözü )
Bilmukabele...
Saygılarımla.
su gibi akıp giden gayet güzel ve anlamlı bir yazıydı okuduğum
ve illaki sonuç bölümünde yer alan ve kadınlara,
ve erkeklere ve gençlere seslenişe ayrı bir parantez açıp
bu yzılanların gerçek olmasın ıyürekten dileyip amin diyorum...
ve gönülden kutluyorum Bir dünyevi kardeşim
yarin yine çekirge bakmaya çıkıyım ben en iyisi :)))
sevgi ve selamlarımla
Yinsani
çekirge mi, beynimi yiyor daha.. :))
saygı huzur ve muhabbetlerimle.