Mağrurluğun Sonu Mağdurluktur
Gerçek yaşamda, sanal âlemde, ev ve iş ortamlarında vs. yaşamın ve insanın olduğu her yerde sorunlar olmaktadır. Bu doğanın doğal bir kanunu gibidir.
Özellikle bazı insanların tavırlarına baktığım zaman gözlemlediğim şu ki;
Kendisini dev aynasında gören ve katiyen hata yapmayan, karşısındakini bir sinek gibi görerek hatasını arayan, bulduğu anda onu yerin dibine girdirip çıkartan ve dahası bundan da büyük bir keyif alan bir duygu çıkmazında debelenip duran hengâmeler içindeyiz.
Diğer taraftan söz sanatlarıyla, laf salatalarıyla, zaferiyle mağrur olan bir zihniyet!
Oysa ne çabuk unuttuk insanın acizliğinden medet ummayacak kadar asil bir toplum olduğumuzu.
Biz neden bu kadar ucuz hesaplar peşindeyiz?
Başkalarını mutsuz etmek ve onların hatalarının peşinden koşarak, acılarını depreştirmek ve onların gittikleri yola engel olmakla mutlu olma gayretindeyiz. Bu nasıl bir bencilliktir? Bu nasıl bir kibirdir? Bu nasıl bir cehalettir?
Belki herkes senin kadar iyi şiir yazamaz, senin kadar güzel nameler döktüremez, belki senin kadar afili sözler sarf edemez.
Ama unutma ki herkes insan! Ve dahası her insan sevgiyi saygıyı sonuna kadar hak eder.
Çok iyi şiir yazmanın, çok iyi edebiyat parçalamanın büyük bir marifet olduğunu düşünen zavallılar şunu da çok iyi bilmelidirler ki “mağrurluğun sonu mağdurluktur.”
Biz engin yüreğimizle tevazu sahibi insanlar olamazsak, insanların en ufak bir hatasında alaşağı ederek, insanların içindeki taze filizleri kırarsak gelecekte meyve yiyecek ağaçlar bulamayacağımız aşikârdır.
Sözün özü şu ki; Biz duygudaşlığımızı albenimizle işlemediğimiz sürece; belki her şeyin en iyisini yapabiliriz ama hep bir şeyler eksik kalır. Yani duygunun eksik olduğu her bir şey tatsız tuzsuz bir yemek gibidir.
Sevgiden, saygıdan ve insana değer vermekten asla vazgeçmeyelim. Selamlar
YORUMLAR
Çağımızın en büyük problemi internet & sosyal medya. Artık insanlar duygulardan çok gösterişe önem veriyor. Atalarımızın dediği o muhteşem söz " bir elin verdiğini diğer el görmez" yerine artık günümüzde bu sözün yerini bir elin verdiğini tüm dünya alem bilmeli oldu. İnsanlar artık maneviyatla, bilgiyle değil takipçi sayıları ile konuşulur ve saygı görür oldu. Günümüz kuralları değişti. Şimdilerde hep - nerede o eski bayramlar?- dememizin nedeni bizleriz. Eskiden kapı kapı dolaşıp birlikteliğimizi güçlendiren insanlar olmak yerine şimdilerde bir mesaj ile bayram kutlar olduk. Toplum olarak benliğimizi unuttuk. Maneviyata, saygıya, sevgiye, paylaşmaya değer veren insanlar olarak azınlık hale geldik. Toplum bilinci ile paylaşmalı, saygı ve sevgi çerçevesinde birlik olmalıyız.
Eshat
Biz maneviyatı bitirdik her şeyi maneviyata döktük maalesef
İşte burada şu var ki biz en önemli değerimiz olan sevgimizi saygımızı muhafaza etmeliyiz. Eğer ki biz bugün bunlara sahip çıkamazsak yarınlar için umutla konuşmak çok zor olacaktır.
Güzel yorumunuz için teşekkürler