Bir kimsenin beni yüzüme karşı methetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkit etmeye de hakkı olması lazımdır. bısmark
Serhat BİNGÖL
Serhat BİNGÖL

BUDA BİZDEN KEYİFLİ BİR PAZAR GÜNÜ YAZISI OLSUN

Yorum

BUDA BİZDEN KEYİFLİ BİR PAZAR GÜNÜ YAZISI OLSUN

13

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

2587

Okunma

BUDA BİZDEN KEYİFLİ BİR PAZAR GÜNÜ YAZISI OLSUN

BUDA BİZDEN KEYİFLİ BİR PAZAR GÜNÜ YAZISI OLSUN

2011 yılından bu güne edebiyat defterinin bir üyesiyim. Yaklaşık on yıldır, kesintisiz sürdürdüğüm üyeliğim boyunca, defterde sayısız şiir ve yazı okudum. Yine o şiir ve yazılara dönük, sayısını hatırlayamayacağım kadar çok yorum yazdım. Dolayısıyla her yazdığım yorum, defterde yeni bir şair ve yazarı tanımama vesile oldu.
Tanıdığım o şair ve yazarların bir kısmının, defterdeki üyeliği bir nedenle sonlandırılmış bir kısmı da vefat edip hakkın rahmetine kavuşup aramızdan ayrılmışlardır. Diğer şair ve yazar dostlarımızın birçoğu da halen defterde aktif olarak şiir ve yazı yayınlıyorlar.

Bu şair ve yazarların bazılarıyla tanışmışlığımız sadece yorumlarla sınırlı kalsa da, bazılarıyla bu tanışmışlıkları defter dışında da sürdürdüğümüz telefonla ya da yüz yüze görüştüğümüz bir dostluğa dönüşmüştür. Bu dostlarımdan biride, karşılıklı yazılarımız da veya yayınlanmış başka paylaşımlara yaptığımız yorumlarla sıklıkla tartıştığımız, şiirlerinin tutkulu bir okuyucusu olduğum çok kıymetli Abim Ahmet Çıtak (mirim) olmuştur.

Üyelik tarihimden günümüze kadar hep tanışmak ve görüşmek istediğim ancak benim sosyal hayatımı belirleyen yoğun çalışma şartlarım nedeniyle zihnimde her seferinde ertelediğim defterin en özel insanlardan biri olan Ahmet hocamla fikir ayrılığımız ve tartışmalarımız artık en üst düzeye ulaşmıştı. Öyle ki, artık aramızdaki tartışmalı diyaloglar karşılıklı restleşmeye kadar dönüşmüştü. Evet, artık karşılıklı görüşmemiz ertelenemez bir boyut almıştı. İş seyahatim de olduğum bir anda yazdığım bir yazının altına mesaj kutusuna açık adresini yazdığını söylemesi benim için son nokta olmuştu. Yüzlerce kilometrelik mesafeden geri dönüp geç saatlerde evime ulaştım. Sabah şirket aracını evimin önünde bırakıp eşimin aracını alarak Ahmet hocamın verdiği evinin adresine gittim. Oturduğu sitenin güvenlik görevlisine hocamın ismini vererek geldiğimi haber vermesini istedim. Kısa bir bekleyişin ardından fikir ayrılığı yaşadığım sıklıkla tartıştığım, şiirlerinin hayranı olduğum ve uzun yıllardır tanışmak istediğim Ahmet hocam sitenin bahçe kapısına gelmişti. Baş başa kalabileceğimiz bir yere gitmek üzere hocamın isteği üzerine onun aracını takip ederek peşi sıra yola çıktık. Nihayetinde yalnız kalabileceğimiz kırsal bir yere geldik. Araçlarımızdan indik bir birimize yaklaştığımız da Ahmet hocamın tepkisi biraz sert oldu. Ancak Ahmet hocam her ne kadar kaşlarını çatmış öfkeli bir ses tonu ile konuşuyor olsa da, bana bir sempatisi olduğunu ve güvendiğini hissedebiliyordum zaten öyle olmasa kimse kimseye hesaplaşmak veya hesap sormak adına evinin açık adresini vermezdi.

Nihayetinde bende kendisine savunduğum düşüncelerin gerekçesini açıklamaya çalıştım ancak ortam gergin olduğundan tam bir cümle kurmak en azından benim için pek mümkün olmuyordu.

(‘’Bu noktadan sonra görüşmenin devamında yaşanan gergin diyaloglardan dolayı yarım kalmış tamamlanamamış bazı cümleleri tamamlanmış sözler gibi aktararak devam edeceğim.)

Ahmet hocam öfkeyle -Serhat sen ne yapmaya çalışıyorsun dedi. Bende kendisine doğru bildiğimi savunuyorum dedim. Hocam da hayır sen bizim sayfalarımızdan söyleyemediğini başkasının yazısının altında söylüyor bize hakaret ediyorsun dedi. Ebetteki buna itiraz ettim. Çünkü ben kime ne söylemek istiyorsam sayfasından söylüyordum. Böyle bir suçlamayı hak etmediğimi düşünüyordum. Kaldı ki ben sizler gibi düşünmek durumunda değilim. Hocam da bana yeni bir suçlamada bulundu. Serhat seni çözemiyorum hem iktidar yanlısı olmadığını söylüyorsun hem de iktidarı koruyan yazılar yazıyorsun. Dedi.

Bende kendisine ne alakası var hocam bu ülkenin kalkınmasını güçlenmesini istemek bunun içinde her alanda plan ve proje üretip yatırım yapmanın çok önemli olduğunu savunmak için iktidar yanlısı mı olmak gerekiyor? Ne alakası var bizler Akp ile mi vatanperver olduk. Ya da İslama ve Müslümanlara saldıranlara karşı çıkmak için yine iktidar yanlısı mı olmak gerekiyor. Bizler AKP ile mi Müslüman olduk? Dedim kaldı ki Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi şahsiyetini korumak için de CHP’li mi olmak gerekiyor? Böyle bir mantık olur mu?!’’

Ahmet hocamla tartışmalarımız bu minval üzerinden sürerken hocamın son yayınladığım ’’şimdi fitne zamanı’’ adlı yazımı örnek göstererek seni yalnız ben değil hiç kimse çözemiyor demesi beni derinden etkiledi. Nasıl olurdu böyle bir şey?!!’ Bu sayfalar da geçmişten günümüze yaşadığı tecrübeleri açık yüreklilikle paylaşan siyasi kimliğini geldiği yeri saklamayan gizlemeyen biri olan beni nasıl çözemezler.! Kaldı ki, ben kendimi yüreği avucunun içinde olan bir insan olarak bilirim. İşin tuhafı daha profil resmi bile olmayan,özelinde en ufak bilgimiz olmayan insanların hakkım da böyle bir düşünce içerisinde olmasına çok şaşırmıştım. Ancak yinede hatayı kendimde arayıp, öz eleştiri yapmam gerektiğini düşündüm.

’’Şimdi fitne zamanı adlı yazıyı iş hayatımdan tanıdığım bu ülkeden milyonlarca dolar para kazanmış kenarında en az yüz milyon dolar nakit parası olduğunu bir şekilde bildiğim (ne halt ettiğini bilmediğim) her sene ismini değiştirdiği bir benzin istasyonu dışında bu ülkeye en küçük bir yatırım yapmamış tüm yatırımlarını yurt dışına yapan geçmişten günümüze bu ülkenin yaşadığı siyasi ve ekonomik krizlerden beslenip başta faiz olmak üzere çeşitli ihale devirleri üzerinden vesaire her türlü gayri ahlaki şekillerde para kazanan rantiyeci bir insanın beni telefonla arayıp timsah gözyaşları dökerek şehit edebiyatı yapması ‘’şimdi fitne zamanı’’ adılı yazımın ilham kaynağı olmuştu.

Ahmet hocamın ilk anlardaki öfkesi sakinliğe evrilmeye başlamıştı. Aracıma binmemi ve onun takip etmemi istedi. Yeniden araçlarımıza bindik ve birbiri ardına yola koyulduk. Bir süre gittikten sonra aracının camını açarak benim karnımın aç olup olmadığını sordu. Evet, o öfkeli Ahmet Çıtak gitmiş yerine abi duyarlılığıyla sahiplenen koca yürekli bir adam gelmişti. Bende kendisine karnımın tok olduğunu ancak hararetle çay içmek istediğimi söyledim. O da viya port alış veriş merkezine gidelim diyerek yeniden kendisini takip etmemi istedi. Viya port’a geldiğimizde çaylarımızı içeceğimiz yere geçtik oturduk. Hayatın içerisinde gerek siyaset gerekse faklı alanlarda kamuoyunca tanınan birçok ünlü insanla karşılıklı oturup sohbet etiğim olmuştu. Ama itiraf edeyim bu sohbetlerin en keyiflilerinden biri, defterin en ünlü şairlerinden olan Ahmet hocamla yaptığım sohbet oldu. Sohbet sonrasında yarım kalan iş seyahatimi tamamlamak üzere hocamın samimi ve dostça kucaklaması sonrasında yeniden yola çıktım.

Ahmet Çıtak gibi bir değeri tanımama vesile olan edebiyat defterine ve dolayısıyla böyle bir platformu bizlere oluşturan özel insan, sevgili Habib DAĞ kardeşime çok teşekkür ederim.


Serhat BİNGÖL. 01.03.2020.

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Buda bizden keyifli bir pazar günü yazısı olsun Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Buda bizden keyifli bir pazar günü yazısı olsun yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BUDA BİZDEN KEYİFLİ BİR PAZAR GÜNÜ YAZISI OLSUN yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
MÜSLÜM BAYRAM
MÜSLÜM BAYRAM, @m-sl-mcbayram
6.3.2020 09:36:18
Günaydın Serhat KARDEŞİM

bilseydim en başta şiirle yanıtlardım;)) sonunda anlaştık

nice saygılarımla
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
3.3.2020 18:52:41
Yine aynı terane yine engelleme.
Sevgili Serhat Sami bir yazı yazmış.
Ona cevap verdim.Ama yine engelleme...
O na yazdığım cevabı sana gönderiyorum.
Senden ricam ona ulaştır.
Öptüm gözlerinden...

Hoca
Bilmiyorum yazdığım yorum sana ulaşacak mı?
Çünkü engellemek gibi basit bir uygulama yapıyorsun.
Seni sevmiştim be Hoca. Kalemini, mizahını sevmiştim.
Hatta sana sanal bir yazı dahi yazmıştım.
Bir süre sonra ne yaptın sen?
ATATÜRK’ü diline doladın.
Direkt olmasa da zımnen Ona hakaretler ettin.
“Yok ben hakaret etmedim” deme Hoca. Ettin.
Kendini Tarih duayeni olarak görmeye başladın.
Hoca bana mafya diyorsun. Ben tek tabancayım. Mafyayla işim olmaz.
Daha önce de s.ktir et dedin.
Madem fiziki gücün yok. Diline de sahip çıkacaksın. Her kuşun eti yenmez Hoca
Hele benim etim hiç yenmez.
Ben hakareti kaldıramam. Eğer biri bana hakaret ettiyse sonu nereye varır?
Düşünmem. Hasta da olsam, rakibimin hakkından gelecek kadar enerjim var benim, çok şükür.
Çok yumuşak kalbim olmasına rağmen, gözüm karadır benim.
Bu yazın güzeldi. Fabrika ayarlarına döndün.
Bekliyorum hadi daha önce yazdığın yazıları çürütecek bir yazı daha yaz da görelim.
Selamlarımla…
sami biberoğulları
sami biberoğulları, @samibiberogullari
2.3.2020 20:30:05
Ben de diyorum bugün neden hep kulaklarım çınladı durdu )))

Neyse senin adına sevindim sevgili Serhat. Ancak şaşırmadım dersem de yalan olur. Zira senin gibi yüz yüze olmasa da ben de Ahmet Çıtak ile uzunca bir telefon görüşmesi yapmış ve kendisinin de izniyle yaptığımız konuşmayı sitede yayınlamıştım ama hemen anında silindi yazım. İşte buna şaşırdım. Site yönetimi nasıl oldu da silmedi bu yazıyı?

Keşke senin kadar genç, sağlam ve enerjik, olsaydım. Keşke benim de kullanabileceğim bir arabam olsaydı ve hepsinden daha önemlisi senin kadar sakin bir insan olabilseydim de ben de yüz yüze görüşseydim zat-ı muhteremle.

Selam ve sevgiler.
KeLeBeK EtKiSii
KeLeBeK EtKiSii, @kelebek-etkisii
2.3.2020 14:11:37
Bir insanın dostluğu başkadır
fikirleri başka
bizler fikirlerini eleştirebiliriz dostluk iki kişinin arasındaki bir değer dir

bazı insanlar vardır kişiliğine saygı duyarsın ama yazdıklarına değil
bence
kişiliğinizi yazılarınıza da yansıtın
yansıtın ki
vicdan muhakemesinde aklansın yüreğiniz
saygılar
MÜSLÜM BAYRAM
MÜSLÜM BAYRAM, @m-sl-mcbayram
2.3.2020 14:03:04
Şeffaflık adına güzel duygular
ön yargılar olmadan yüz yüze
görüşmek her zaman adil olandır
vücut dili insanı ele verir

Lakin bu yazdıklarını aklayamaz Serhat kardeşim
nice saygılarımla
Den(iz)
Den(iz), @den-iz
2.3.2020 13:42:03
Yazı olmamıştı. Buluşma güzel olmuş. Sevindim.

Sevgilerimle...
yeğinadnan
yeğinadnan, @yeginadnan
2.3.2020 09:04:58
Okuduğuma değdi dediğim nadir yazılardan biriydi. Başını Adı geçen yazıdan bildiğim bu muhabbetin neticesini öğrenmenin dinginliği var içimde. Her ikinizden de Allah razı olsun. Zan ile amel olmazın yaşayan hali oldunuz.Size nasip olan bu ünsiyetin tüm kardeşlerimize sirayetini diledim Rabbimden. Ümmet olmanın dışındaki her şey ama her şey ancak bir renk olabilir Müslümanın hayatına.Kavga sebebi olamaz.
Bu yazıyı kaleme aldığınız için teşekkür ederim. """Şu zamanda ne keyfi yahu"" Diye gelmiştim. Demek ki sabredince maksadı anlamakta mümkün oluyor
levent taner
levent taner, @leventtaner
2.3.2020 08:37:43
Kıymetli hocam merhaba

En iyi dostluklar kavgayla mı inşa olur, öyle bir görüş var sanırım

Western filmlerde de barda kavga edip kadeh tokuşturan insanları gördük yıllarca

Tabi o kertede olması gerekmiyor

Yine de kaynaştığınıza sevindim açıkçası

İki samimi ve tok sözlü insanın medeni buluşması, az şey mi şu madeni dünyada?

Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket

Saygı ve selamlarımla...

Yinsani
Yinsani, @yinsani2
2.3.2020 02:57:26
bu -da derken; -da ayrı değil mi ya hu??
uzun lafın kısası okeye dördüncüyü de buldunuz sanırım..
sizlerin adınıza sevindim..
fazla söz yormasın..
haddince seviliyorsunuz bir dünyevi tarafından, kimi sinir olsam da:)

saygı ve huzurla
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
2.3.2020 00:18:00
Ben birine " Ağzımın tadı" nı boşuna demem.
İkinize de yakışan buydu.
O kadar mutlu oldum, o kadar sevindim ki...
İkinizi de seviyorum.
İkiniz de ADAM GİBİ ADAMSINIZ.
Öpüyorum gözlerinizden, yüreklerinizden...
Gardaşlarım benim.
De
Demircioğlu, @demircioglu2
2.3.2020 00:16:17
Bilişim teknolojilerinin bu denli gelişmiş olmasının bir götürüsü de bu sanırım: Sanal ortamda bir araya gelmesi imkansız gibi görünen anlayışlar, bakış açıları, yorumlama biçimleri ve dahi insanların bizzat kendileri; günlük hayatın gerçekliğinde pekâlâ orta yolu bulabiliyorlar. En azından kırıcılıklarını bir kenara bırakabiliyorlar.

Sitede aktif olarak bulunmak istememe rağmen İdlipte meydana gelen hava saldırısı neticesinde verdiğimiz şehitler nedeniyle yazılanlara yorum yapmamayı tercih ettim. Hassas bir konu. Kadere teslimiyetten yana olanlarla, kader üzerindeki belirleyiciliği devletten bekleyenler arasında sürüp giden nihayetsiz bir tartışma. Biraz asker kimliğim engel oldu tartışmalara müdahil olmamama, biraz da insan, toplum, devlet hususlarındaki farklı bakış açım. Biraz da acının küllenmesini beklediğimi ifade etmeliyim.

Ne kadar doğru bilemem ama ben bu ülke insanını aidiyetlerinden ziyade, şu iki kavram üzerinden görüyorum: İsyan ve İtaat. Bir de isyan ve itaati uygun gramajlarda karıştırıp dengeleyerek hayata tatbik edenler var ki; aklını duygularının emrine vermiş, karar söylem ve davranışlarını duygularının etkisinde ortaya koyabilen bir toplumda, bulunmaları ve barınmaları çok zor. Türkiye'de böylesinden nadir vardır sanırım.

Açık konuşayım ben itaat ehliyim. Her ne kadar bazen körü körüneliğe kaçsa da hayatımı huzurlu hale getirmemde büyük katkısı oldu bu bakış açısının Biraz da mesleğim bunu gerektiriyor. İsyanın gereksiz olduğunu iddia etmiyorum elbette ama isyan etmeyi alışkanlık haline getirmemiş fertler ve oluşumlar tarafından; doğru yer ve zamanda, doğru muhataba karşı, yeterli dozda kullanıldığı takdirde sonuç aldırıcı olabileceğine inanıyorum. Bu bir bakıma şu demek: Yerine göre takdir ve destek, yerine göre eleştiri.

Bu yazdıklarımdan yola çıkarak şu cümleyi kurmak istiyorum: Bu ülkede birkaç asırdır isyan ve itaat dengesizliği, zamansızlığı ve doz aşımı yaşanıyor. Bundan dolayı insanlar dinî, ideolojik, siyasî, etnik yobazlığa ve körü körüneliğe meyletmek durumunda kalıyorlar. Münakaşalar, ötekileştirmeler, düşünce ve inançların küçümsenişi bu yüzden bana kalırsa.

Ahmet Bey ile problemin çözülmüş olmasına sevindim. Kendisinin iyi bir insan olduğuna inanmakla birlikte biraz ilgi alanını değiştirmesinin (bunu ülkece yapmamız gerekiyor aslında) edebiyat defteri ve üyeler adına daha faydalı ve eğitici olacağını düşünüyorum.

Saygılarımla.

Demircioğlu tarafından 3/2/2020 12:38:15 AM zamanında düzenlenmiştir.
mirim
mirim, @mirim
1.3.2020 23:27:22
Eyvallah kardeşim.
İlk karşılaşmamız çok hoş olmasa da final güzeldi.
Seni tanıdığıma gerçekten memnun oldum.
Sevgiler...

mirim tarafından 3/1/2020 11:33:50 PM zamanında düzenlenmiştir.
yok,sul
yok,sul, @yok-sul
1.3.2020 20:50:15
Bende kendisine ne alakası var hocam bu ülkenin kalkınmasını güçlenmesini istemek bunun içinde her alanda plan ve proje üretip yatırım yapmanın çok önemli olduğunu savunmak için iktidar yanlısı mı olmak gerekiyor? Ne alakası var bizler Akp ile mi vatanperver olduk. Ya da İslama ve Müslümanlara saldıranlara karşı çıkmak için yine iktidar yanlısı mı olmak gerekiyor. Bizler AKP ile mi Müslüman olduk? Dedim kaldı ki Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi şahsiyetini korumak için de CHP’li mi olmak gerekiyor? Böyle bir mantık olur mu?!’’

bak ne güzel anlatmışsınız...


lakin ne derseniz deyin objektif de subjektif de olsa standartlar dışında
ahlak açısından demek istediğim yoksa beni ilgilendirmez...
hatta saygı çerçevesi kişinin sert mizaçlı olması sıkıntı olmaz.

beğenirim şiirlerini açıkcası

fikrini aşılıyamıyacağını bidiği anda yanında da olsa bağıran ya da kabaran tiplerden neden: kabullendiremediğini anladığında üstünlük taslayan fikrinden başkasını adi olarak gören bir şey...


görüşlerim böyle

selametle kalınız

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL