Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Serap IRKÖRÜCÜ
Serap IRKÖRÜCÜ

BİLİNCİMİZ VE ALGILARIMIZ

Yorum

BİLİNCİMİZ VE ALGILARIMIZ

12

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

805

Okunma

BİLİNCİMİZ VE ALGILARIMIZ

BİLİNCİMİZ VE ALGILARIMIZ




Kaç yaşında olduğunuzu bilmeseydiniz, kaç yaşında olurdunuz? Satchel Paige


Bu cümle, bilincimizin algılarımızı ne kadar güçlü etkilediğini aktarırken bize bir sorgulama yolu açıyor.


Yaşımız, cinsiyetimiz, kariyerimiz, memleketimiz… gibi bir kısmı kimliğimizde de kayıtlı ve bizi etiketleyen özelliklerimizi bilmesek önce kendimizi sonra da birbirimizi algılamamız ve değerlendirmemiz nasıl olurdu acaba?


Bütün bu sayılanlar, sosyal yaşamda sınıflamanın gereği olsa da bireylerin birbirlerini değerlendirmesinde en geçerli kıstaslar olması ne kadar doğru olabilir?

“Ne insanlar gördüm, üstünden elbise yok,
Ne elbiseler gördüm, içinde insan yok.”
sözüyle Mevlana ‘insan’ olmanın özüne değinerek, asıl değere vurgu yapmış. Mevlana, hiçbir belirleme yapmadan sadece insana gönderme yaptığı bu cümleyi 13. yüzyılda söylerken evrim gereğince daha gelişmiş olması gereken insanoğlunun günümüzde bu değerlerden gitgide uzaklaşması çok düşündürücü.


Sosyal yaşamdaki karşılaşmalarda, sosyal ağlardaki paylaşımlarda bu değerler hiç belirtilmese ve vurgulanmasa, kişiler sadece yaptıkları / yazdıklarıyla kendine yer edinmeye çalışsa ve bunlara göre değerlendirilse daha adil olmaz mı?


Özellikle bizim gibi az gelişmiş ülkelerde daha çok önemsenen ( bu ayırımlara neden olan özellikler ) bazı kesimlerce üstünlük kurma adına kullanılırken bazı kesimlerce eziklik algısına da neden olabilir. Öyle olunca da ‘önce insan’ sloganı boşa çıkmış olur!...


Montaigne’nin de bu konuya yakın çok sevdiğim bir sözü var. “ Her insanda insanlığın bütün halleri vardır.” İşte bu bütünlükle insan, insandır. Kategorilerimizi tek taraflı yaptığımızda değerlendirmelerimiz de aksak kalıyor ama her şeye rağmen kendimizi bütünü değerlendirmiş gibi hissediyoruz.


İlk cümledeki sorgulama, tam da bunun için zaten… ‘yaş’ yerine diğerlerini getirerek yapacağımız sorgulamada kimin yeri ne olurdu acaba?



Sağlıkla kalın. Saygılarımla.








Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bilincimiz ve algılarımız Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bilincimiz ve algılarımız yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİLİNCİMİZ VE ALGILARIMIZ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ironi
ironi, @ersinbasegmez
9.7.2020 20:50:44
İnsan... cık... lar...

Maddiyatın ön planda olduğu günümüzde maalesef algı iç’te değil görünürde olan üzerinde yoğunlaşmakta...

Mevlana’nın daha on üçüncü yüz yılda söylediği söz günümüzde geçerliliğini arttırarak koruyorsa bence o meşhur piramitin oluşturulmasından ve bozulmaması için de alt katı oluşturanların hem sayıca çok hem de güçsüz güçlü olmasından kaynaklanmakta... Bu da erk’in işini kolaylaştırmakta...

İnsan; değer yargılarını iç’e göre oluştursa büyük bir ihtimalle neo kapitalizmin sonu gelecek derken ben; siz ben ne anlattım; şu okur ne anlamış diyeceksiniz ben de size hak vererek. Hocam; cidden ne vardı o piramitte de ben bu yazıyla onu bağdaştırdım, anlatamadım. Anlattığınızı anlamama ve yazdıklarımın konuyla çok az bağlantısı olmasına rağmen neden konuyla direk bağlantılı cümleler yazamadığımı ben de anlamadım.

Belki de anlattıklarım; yazdıklarınızın gizli gönderisidir.:)))

Sanırım günde iki yazınızdan fazlasını okunamam gerek. Kafa belli bir seviye sonrasını algılamıyor.:))))

Ankara’da acemi birliğinde çalışıyordum. Teğmenliğimin ikinci senesi. Yani meslekte ikinci yılım. Rayben gözlük; siyah bond çantam var. Çantada kitap, ders notları vb. Ama havası var, serde gençlik var, serde idealizm var. Yıl 1992.

Acemi askerlere üç ay eğitim veriyoruz. Sonra usta birliğe gidiyorlar.

Odamızın temizliği, çay getirmesi vb. için bir acemi askerim var. Batmanlı. Köy kökenli. Her sabah beni karşılar, çantamı alır, çayımı getirir. Böylece üç ay geçti. Cuma günü. Askerler dağıtım oldu. Sabah vedalaştık. Ben araç Komutanlığı görevi ile Ankara’nın içine gittim. Öğlen dönüyorum. Nizamiyeden kamyonla girdik. Baktım, yolun sağında solunda askerler. Gidiyorlar. Benim haberciyi de gördüm.

Gidiyor O da. Bir elinde sırt çantası diğer elinde siyah bond çanta... Vay dedim; benim haberciye bak. Batmanlı, köylü, ilkokul mezunu ama bond çantası var. Aferin sana dedim içimden. El salladım, el salladı.

Sonra odama gelince o siyah bond çanta meğerse benim siyah bond çantammış. O gün ne olduğumu anladım. Çok temiz kalpli ama eşim onu farklı sıfatla söyler.:)))

İsteseydim, askerin usta birliğini arar hırsızlıktan hakkında işlem yaptırabilirdim.

Ama ben helal ettim....

değil mi ki aynalar her seferinde sen safsın diyorlar ben neyim diye ne zaman sorsam...

Algıda yanılma mı yoksa algıda kandırılma mı yaşadığım bilemedim...

saygılarımla Serap Hocam

ersinbaşeğmez tarafından 7/9/2020 8:43:01 PM zamanında düzenlenmiştir.
Cemile Ülkü
Cemile Ülkü, @cemileulku
31.1.2020 13:08:21
İnsan olduğu yaşta dehil hissettiği yastadır.yas ilerledikçe de çocukluğunu ya da gençliğini daha çok özlüyor insan.aslında hep çocuk da hayat her gün yükünü artırarak yüklemese. Dediğiniz gibi olabilseydi keşke.sizi kutluyorum canım.yazın çok iyi.eline yüreğine sağlık
Hüznümün Hüznü
Hüznümün Hüznü, @huznumun-huznu
27.1.2020 16:01:03
Her canlının yaş hesaplanması farklı,düşünürler düşünerek güzel
düşüncelerini yazmışlar hatta felsefe gibi bir de ders oluşmuş.
Hepsi iyi güzel,mesela kedilerin her yaşı yedi yıla denkmiş,yedi
yaşındaki bir kedi bizdeki gibi çocuk değil yaşlanmaya başlayan bir canlı olmuş
Ruhani varlıkların bir yılı bizim on yılımızla denktir,otuz yaşındaki bir cin aslında üç yaşındadır,ağaçlarda halkalar,atlarda dişlere bakılır vss.
Yaşlanmak nedir bir şeyin eskimesi ,yıpranması vsss,insanların aynaya bakmaları yeter aynada gördükleri kaç yaşındaysa yaşı odur.
Biz az gelişmiş bir ülke değiliz,gelişmelerimizi yok eden bitiren bir sistem içine itildik
Mağara devrine doğru gidiyoruz,
Şu anda insan nesli büyük yıkım içerisinde ,bir kere çocukları eğitmezsek ,gençleri bilinçlendirmezsek insanlığı öğrenmeden yaşarlar ve ölürler.
Bir şarkı vardı yaşımı sormayın ,yaşamadım ki,
Ben doğarken ölmüşüm vss,
Bence çoğunluk gün sayıyor yaşının vss hiç önemi yok çünki yaşamıyoruz.
Mecburi misafirlik,
Yaşamak için dünyayı sevmek gerek
Sevmek için güzel yaşamak gerek
Güzel yaşam için adalet gerek
Adalet için hayaller yetmiyor
Ölmeden öldük artık
Buralardan gitmek gerek.
Saygılarımla.
İBRAHİM YILMAZ
İBRAHİM YILMAZ, @ibrahimyilmaz1
27.1.2020 12:06:11
Merhaba Serap hanım, alıntılarla bezeli görüşleriniz o kadar hoş, bunlara ne eklesem acep diyorum? "Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu birinciliği beyaza verdiler." Diyor Ö. Asaf. ben de insanlık hızla dükeniyordu birinciliği bizlere mi verdiler demeden edemiyorum. Y. kemal usta haklı galiba, hani diyorya ," ... demirin tucu insanın p.. kaldı."
Hızlı kirlenmenin nedeni bence dünyaya egemen olan sömürü sistemi. öğrencilik yıllarımızda toplum çıkarını kişisel çıkarlardan üstün tutma ilkesi önemliydi. Şimdi eğitim müfredatı tam zıttı öğretilele dolu. Bir kişi zirvede olacak o sen olabilirsin. bu yolda her şey mubah...
Kutlarım engin algı gücünüzü ve bilgi birikiminizin zenginliğini.
Emeğe ve sanata saygımla.
-Iceberg-
-Iceberg-, @iceberg2
24.1.2020 22:14:45
"İnsan yaşı ile değil, yaşadıkları ile yaşlanıyor."
Bu söz de benim inancı.

Monteigne
Denemelerde insanin ve insanligin butun hallerini ünlü filozoflarin felsefi bakisindan kaleme almis.

Guzel bir paylasim serap hanim
Ayrica
Cok yararlı

Tebrik ve tesekkurlerim ile.
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci, @ahmetzeytinci
22.1.2020 22:13:01
Önce insan, demeyi unuttuk ve hala da unutturuluyor. Yirminci yüzyılın sonunda hayatımızda elektronik aletlerin hegemonyasının artması insan ilişkilerini tekdüze hale getirdi. Geçenlerde İnternet de rastladığım bir foto da ki çok manidardı bir cenaze musallaya konmuş ve arkasında namazını kılacak on kişi ve altında şöyle yazıyordu face de beşbin arkadaşı vardı... Bilmesek birbirimizin bazı özelliklerini, zengin olduğunu mesela ya da profesör olduğunu veya çok fakir olduğunu farklı mı davranırdık? Mutlaka farklı olurdu diye düşünüyorum. Ta bir zaman şöyle iki satırlık bir şiir yazmıştım hiç bir yerde de yayınlanmadı defterlerin arasında durur ''Çok şeyimiz yoktu eskiden ama sevgimiz vardı, çok şeyimiz oldu, sevgimiz de yok oldu.'' Neyse lafı uzattık biraz. Manidar bir yazıydı kutlarım Serap Hanım...
Necati  Kavlak
Necati Kavlak, @necatikavlak
22.1.2020 18:48:36
Aslında,Satchel Paige'nin Kaç yaşında olduğunuzu bilmeseydiniz, kaç yaşında olurdunuz; sorusunun cevabı kendi içinde saklı.
Demek ki insanın yaşı, doğduğu yılla, geçen seneler arasındaki zamanla sınırlı değil. Onun içindir ki, birçok düşünür, kendince insana ömür biçmiştir.
35 yaş yolun yarısı diyen Cahit Sıtkı Taranca'ya inat, Ertuğrul Akbay'da 75 yaş yolun yarısı diye kitap yazacak cesareti kendinde bulurken; gerçek yaşı geçen zamanla ilgisi olmadığını, gerçek yaşın düşüncede düğümlendiğini uzun uzun anlatmış.
Bunları yazarken, kendi öz düşüncemi de paylaşmak isteri.
Bana kim yaşımı sormuşsa, cevabım hiç değişmedi; hep 18 oldu. Doğum tarihimi soranlara, ayı, günü dahil ifade etmekten keyif aldım.
SECRET(sır) Yazarları, Filozof Bob ProcTor, Metafizikçi Dr Joe Vıtale, Girişimci ve Parakazanma uzmanı John Asaraf, Filozof Dr, JOHN DEMARTINI veya Psikolog Dr DENIS WAITLEY vs Doğanın yasaları olduğunu, ne düşünürseniz, o size geri döner diyorlar.
Düşüncenin gücüne inanırım.
Bu yüzden iyi ve pozitif düşünmeyi ilke edindim. Serap Hocam, yine kariyerinizi konuşturdunuz, bize konuşma fırsatı yarattınız.
Güzel bir makaleydi. Düşündük, düşüncelerimizi sansürsüz paylaştık.
Çok teşekkür ederim.
Saygılarımla..

MÜSLÜM BAYRAM
MÜSLÜM BAYRAM, @m-sl-mcbayram
22.1.2020 17:39:26
Sorgulamalara iten bir yazı

akıl yaşta değil başta atasözü geldi aklıma

Önce İNSAN Olmak kolay bir meziyet olmasa gerek ki
bunca felaketlere gebe kalmış bir dünyamız var maalesef

insan odaklı düşünce her türlü sevgiyi ve saygıyı içinde barındırır diye düşünüyorum
diplomaların derecesi insanlık ölçütü olmadığı gibi belli bir kariyere sahip statülerinde bir anlamı olamaz
memleket diplomalı cahillerle dolu haldeyken
insanları yazdıklarıyla da ölçmek çok zor
ki kendisiyle çelişen yazdıklarıyla zıt davranışlar sergileyen
çok ikiyüzlü insan tanıdım

dediğim gibi çok sorgulayıcı ve de düşünceye sevk eden bir yazı

her zaman ki derinliğinde... nice sevgi ve saygılarımla

Serap Öğretmenim

Yinsani
Yinsani, @yinsani2
22.1.2020 16:17:23
hür iradede değişim isteğimiz olabilir, tamamen belirleyici bir evrende hür iradeye ne olur.?tanrı dünyayı yarattı ve istediklerimizi yapmamız için mi bıraktı? ... bu soruların bazı cevaplarını asla bilemeyiz..sen hayatın anlamını asla bulamaycaksın.ancak kendi hayatının amacını anlamını bulabilirsin,..

belki de bunların hiç biri gerçek değildir. belki de sen kabul edemiyorsun??

sevgi olmasa, gözlemleyemediğimiz her şey yok hükmündedir. gözlemleyebiliryorsak o oradadır. biz farketmiyorsak orada değildir..

evet farkındalık hocam??

hala ortaçağın fikirlerine bağlı kalıyorsak bilemiyorum.. evet mesneviyi okudum.. mevlana yı yunusu.. artık onların gerçekliği yok...

evet insan olmak için ne gerekiyor.. belki haklısın demek bana zarar vermediği sürece.. kesişim kümesi gibi anadolu.. lakin sosyal medya ve internet tüm keşisimleri etkilemeye daha yeni başladı..

eskilerin veya bir önceki kuşağın doğruları kabul görmüyor..ki zaten onların doğruları kendilerine bırakılan doğrular, oysa bu çağın algısında daha insan olabilir, dosdoğruyu bulabiliriz düşüncesi hakim..

bulabilir miyiz?

insan olmak ve kalabilmek; benim için bir tebessüm sadece.. tebessümdeki sinerji ve insanlık başka nede var ki...

senaristler hocam, tek bir elden yönetilmiyor, yönetildiğine dair tüm siyasi sosyal çıkarımlar vasat kalıyor..

saygı ve sevgilerimle..
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
22.1.2020 16:08:13
Okuyup düşünmemiz gereken bir yazı.
Teşekkürler Sayın hocam.
Den(iz)
Den(iz), @den-iz
22.1.2020 16:04:05
Dikkatimi çeken şey son günlerde bu tür sorgulamayı içeren yazıların artması oldu. Bu içsel rahatsızlık belki de insana dair yitirdiklerimize özlemle ilgilidir. Özlemek özlenene ulaşma çabasını da birlikte getirir mi? Bilemiyorum ama şu durumda temsil ettiklerimizle varlık sürdürüyoruz ne yazık ki.

Sevgilerimle...
YİTİK AŞKLAR MEZARLIĞI
YİTİK AŞKLAR MEZARLIĞI, @yitik-asklar-mezarligi
22.1.2020 15:53:16
YARATILANI YARADANDAN ÖTÜRÜ SEVMEK, İŞİN ÖZÜ BU SANIRSAN TÜM SINIF FARKLARINI ELİYLE İTMEYİ GEREKTİRİYOR.... SAYIN ŞAİRE KUTLARIM
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL