İnsanın neyi nerde nasıl kullanacağını bilmediği bir zamanda, hiçbir şeyin önemi yokmuşçasına hayat yaşamakta. Yapılanların sonucunun ne olacağını dahi hesap etmekten, düşünmekten aciz.

İyinin kötünün birbirinden ayırt edilmesinin imkânsızlaştırıldığı ortamın içinde sürükleniyoruz. İçinde bulunduğumuz hayatın içi, kötü olanın doğru kabul edildiği bir yaşam ile doldurulmuş. Yapılanların yanlışlığının dahi tartışılmasının imkansızlaştığı bir ortamda herkes kendisine bir yer bulmaya çalışmaktadır.

Hiçbir özelliği ve hiçbir amacı olmayan bu hayatın en tuhaf yanı ise burada bulunan herkes mutlu veya mutlu görünmeye çalışıyor. Gerçekte olmayan mutluluk ve üzüntü gerçekmiş gibi görücüye çıkarılmaktadır.
Hiçbir getirisi olmayan bu yaşam tarzı ruhumuz ve benliğimizi esir almış durumdadır. Hiçbir getirisi olmayan, hayatımızın içerisini boşaltıp amaçsız bir hayatı bahşeden bu durumdan bir an önce kurtulma vaktimiz geldi.
Bizlere ve özellikle çocuklarımıza zararlı olan bu yaşam tarzını gözden geçirmeliyiz.

Yaşantımızın bir parçası haline gelen sosyal ağlar günden güne hayatımızın içini boşaltmıştır. Sosyal ağlar sayesinde sanal dünyalarımız oldu ve içlerini de sahteliklerle doldurduk. Geçmişte ailemizle yaşadığımız gerçekliklerin sanalını bu alana taşıyıp, doğruluğunu yanlışlığını sorgulamadan insanların gözlerine sokarcasına buralarda paylaştık.

Bu ortamlarda öyle şeyler var ki hayretle karşılıyoruz. Gerçekte olmayıp, teknolojik uygulamalar ile bir takım işlem sonucunda gerçekte varmış veya olmuş gibi paylaşımlar yapılmaktadır. Hiçbir ahlaki yanı bulunmayan bu paylaşımlar kişileri rencide ettiği gibi üzmektedir.

Doğal yaşamın yerine kabul ettirilmeye çalışılan bu yaşam biçiminin elle tutulur hiçbir yanı yoktur. Toplumsal yaşantının yanında aile içi yaşantımıza da darbe vuran bu sanal ortamın gün geçtikçe zararları çoğalmaktadır. En büyük zararı da ahlaki değer anlayışınadır.
Çünkü bazı paylaşımların kültürümüzle uzaktan yakından alakası yoktur. Bu da doğal olarak ahlaki değerlerimizi zayıflatmaktadır.
Bunları tek tek burada sıralamanın gereğini duymuyorum. O kadar çok yaptığımız hatalı davranışlarımız var ki, yanlışlarımızın yanında doğrularımız çok az.

Gülün kıymetini gülü seven bilir. Doğal yaşamın kıymetini de geçmişte yaşamışlar bilir. Doğal yaşam gül ve dikenden ibaret iken sanal yaşamın içinde gülü soldurup dikenini bıraktık. Gül dikeniyle hayat bulduğunda yaşam güzelliğini bulacaktır.
Gülü dikeniyle sahiplendiğimiz gün bizim günümüzdür.