Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
belkibirharfimben
belkibirharfimben

Kertenkeleler dans da edebilir

Yorum

Kertenkeleler dans da edebilir

1

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

527

Okunma

Kertenkeleler dans da edebilir

Dünya giderek küçülüyor. Kütlesinde bir değişim olmuyor belki. Fakat iletişim/ulaşım imkânlarının gelişmesiyle uzaklıklar yakınlaşıyor. Gitmeler-gelmeler, söylemeler-duymalar, etkilemeler-etkilenmeler artıyor. Gördünüz işte. Şili’de başlayan birşey birkaç günde koskoca mesafeleri aşıp Türkiye’nin meclisine kadar geldi. Ahirzamanla ilgili hadisleri tefsir edenler ’deccalin kırk günde dünyayı dolaşması’ veya ’öldüğünde bir şeytanın bunu dünyaya işittirmesi’ gibi rivayetleri de bu eşikten analiz ederler. Yani, Efendimiz aleyhissalatuvesselam, gayb-aşina gözüyle bize ahirzamanda ulaşılacak iletişim/ulaşım imkanlarını sezdirmiştir. Elbette edeb-i peygamberîye yakışır bir tesettürle. Dikkatli nazarların aşabileceği bir billurlukla. Bunlar da mucizesidir. Yani, haberi hakikat-i nübüvvetinin bir delili, örtmesi sırr-ı imtihanın bir gereğidir.

Tabii, ıskalamayalım, böylesi imkanların bedelleri de oluyor. Nasıl bedeller? Bu konuda fehmimize yardımcı olacak bir hadis-i şerif var. Aleyhissalatuvesselam bir mecliste ashabına buyuruyor: "Sizler karış karış, arşın arşın öncekilerin yolunu izleyeceksiniz. (Onların yaşayışlarını ölçü edineceksiniz.) Hatta küçük bir kertenkele deliğine girecek olsalar siz de onları takib edeceksiniz. Sorduk: Ya Rasulallah! (İzlerini takib edeceğimiz bu topluluklar) Yahudiler ve hristiyanlar mı olacak? Buyurdu: Ya başka kimler olacaktı?" (Buhari, Enbiya 50; Müslim, İlm 6)

Her imkanın bir imtihanı var. Ahirzamanda gelişen iletişim/ulaşım imkanlarının da bedeli toplumlar arasındaki etkileşimi arttırması. Evvelemirde bunun sadece hasenatı gözümüze görünüyor. Fakat, kaçırmayalım, seyyiatı da var. Çünkü hâkim/baskın kültür dediğimiz şey sonuçta imkanları da yönetiyor. Hani şöyle bir söz vardır: "Medyanın gücü yoktur. Gücün medyası vardır!" denir. Bunun hakikatini yaşadıklarımız üzerinden de okuyabiliriz. Öyle ya. Bugün küresel medyayı kim elinde tutuyorsa insanlığa neyin ’doğru’ neyin ’yanlış’ olduğunu da o öğretiyor. Kimin ’terörist’ kimin ’kahraman’ olduğunu, kimin ’zalim’ kimin ’kurtarıcı’ sayılacağını, kimin ’medeni’ kimin ’vahşi’ görüleceğini, hepsini ama hepsini, dominant güçler tayin ediyor.

Direniş noktamızsa evveliyetle imanımız. "Yahudileri ve hristiyanları dost edinmeyin!" buyuran Kur’an’ımız. "Kim bir kavme benzerse o da onlardandır!" buyuran Peygamberimiz. "Garp husumeti bâki kalmalı!" diyen mürşidlerimiz. Bu tarz ihtarların aşıladığı temkinle ancak bir derece üzerimizdeki algı yönetimine karşı koyabiliyoruz. Yerliliğimizi muhafaza edebiliyoruz. Yani akaidimiz aynı zamanda bizim koruyucu hekimliğimiz. Her türlü beyin yıkamasına, kimlik dezenformasyonuna, kalp manipülasyonuna karşı ’değişmeyenlerimize’ tutunuyoruz. Eğer onlara tutunmayı bırakırsak biz de biteriz. Hâkim kültürün baskın söylemi içinde yiteriz.

Kanaatimce bunun bir yanı da ’tepkilerimizde bile biz kalmamıza’ bakıyor. Bakınız, Mısır’da gerçekleşen alçak darbenin ardından müslümanlar topyekün bir Rabia refleksi gösterdiler, ne kadar Batılı katıldı buna? Düşüncem: Rabia’nın gücü İslam coğrafyası dışına ancak daru’l-harpte yaşayan müslümanlar kadar/eliyle taşınabildi. Buradan oraya bir dalga oluşmadı. Bugün bu diyarların liderleri Diktatör Sisi’nin elini sıkmaktan çekinmiyor. Halkları da bundan rahatsız olmuyor. Hoşlarına gitmeyen izzetli demokratik liderleri ise alttan/üstten sürekli diktatörlükle yaftalıyorlar üstelik. Yani buradan oraya doğru bir algı akışı yaşanmıyor. Oradan buraya sürekli algı taşınıyor. İletişim/ulaşım imkanlarını hâlâ lehimize çevirebilmiş değiliz. Gerideyiz.

Hal böyle olunca bir müslüman elbette yüzünü hemen temkinine dönmeli. Evet. Biz, elhamdülillah ki elhamdülillah, kudsî metinlerimizde çoklukla böyle bir temkini ders almışız. Uyarılmışız. Dikkat kere dikkat kesilmeliyiz. Arkasındaki niyet ne şekilde lanse edilirse edilsin, bu eşek nasıl boyanırsa boyansın, operasyon yeyip yemediğimize dair mübarek bir tereddütle yoklamalıyız herşeyi. Öncelikle dinimizin mizanına vurmalıyız. Bozuksa almamalıyız. Bize uymuyorsa yapmamalıyız. Başkalarının dalgasına sörf tahtası olmamalıyız. Bu açıdan Las Tesis denilen şeyin de göğsümüzün içine bir taraftarlık olup yerleşmeden önce uğraması gereken duraklar var. Bilelim ki kertenkele çukuruna girenler de mutlaka teviller üretecekler. Bir şekilde olayı içselleştirecekler. Sakın onlar biz olmayalım? Sakın ha olmayalım! Sakınalım da olmayalım.

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kertenkeleler dans da edebilir Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kertenkeleler dans da edebilir yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kertenkeleler dans da edebilir yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Heidi
Heidi, @heidi1
25.12.2019 13:54:15
10 puan verdi
Allah(c.c.) hiçbir kulunu ayırmadan kim çalışırsa karşılığını veriyor.
Avrupa ülkeleri her ne kadar dünya savaşlarında kendi aralarında savaşsalar da, kolayca birlik olabiliyorlar. Avrupa Birliği, Haçlı ordusu v.b.
Müslümanlar ise dağınık, Amerika'ya bağımlı. Teşekkürler.

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL