Umut vazgeçilmezimizdir, en karanlık ve sıkıntılı anlarımızda bir umut yeter. Bir dost bir arkadaş misali yakınımızdan hiç ayrılmayan tek dayanağımızdır. Umut içimizde büyüterek yaşattığımız dır. Her zaman karanlığımızın aydınlığıdır. Umut etmek ıssız bir yerde sessizce beklemektir. Sessizce bekleyişin sonunda beklentinin gerçekleşmesini, Sıkıntıysa seni kahreden, huzurun seni bulmasını görmektir umut.
Hayallerini karanlıktan aydınlığa koşturmanın adıdır umut, beklentilerin ister yakın ister uzak olsun isterse karanlığa bürünmüş olsun çıkışının adıdır umut.
Yaşam nedir biliyor musun?
Güzel umut dolu hayat yolunda, ışığın belirdiği yerdir.
Ünlü Şair ve Yazar Sezai KARAKOÇ’un dediği gibi “Umutsuzluk yok! Gün gelir. Gül de açar. Bülbül de öter.”
Nefes almak, birazda umudu korumaktır, umudunu yitirmemektir. Gün gelip karanlığın aydınlığa, sıkıntıların rahatlığa dönüşeceği o günü sabırla beklemektir. Nefes almak için umudun bitmemesi gerekir, çünkü umudun bittiği anda hayat biter.
“Gecenin en karanlık anı, Sabahın en yakın olduğu zamandır.” Sözü misali, çekilen sıkıntıların, çekilen çilelerin dayanılmaz hale gelmesi umutların gerçeğe dönüşme zamanının yaklaştığının göstergesidir. Umutla sabırla beklenen günün bize gelmekte olduğudur.
Hz. Mevlana “Üzülme” der ve devam eder.
” Bir yandan korkun bir yandan umudun varsa iki kanatlı olursun; tek kanatlı uçulmaz zaten.
Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil kilimin tozunu almaktır.
Allah sana sıkıntı vermekle kirini, tozunu alır, niye kederlenir sin?
Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olmaz.
Yüzük olmayı dileyen taş, ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır.”
Hayallerin, umuda, umutların ise gerçeğe dönüştüğünü görmek hiçbir zaman uzak değildir. Sabrı kendinize şiar edildiğinizde güneş sizin için doğacak ve kaybettiğiniz şeyler bir gün geri dönecektir.