history channel...
kanalı açmıştı küçük torun.
sekilerin üçüncüsü kapıyı ve televizyonu seyreden adamlarla derakap yüzyüzeydiler.
akuşkadan odaya sızan gecenin ışığı: ay dolanaydı.
kasketli adamın omzuna, tepeden inişe, aklığa boyamıştı.
bir o mu ki’ydi?
bu sekiden ancient aliens proğramını seyreden ortaokul öğrencisi mülazim de aydınlanmıştı.
kumanda çocuğun elindeydi.
dedesi oynasın diye vermişti:
" düğmelere bas, eglen, canın ne hazediyer seyret müge anlı’ya bak keyfin istiyer ki!"
ortaokul öğrencisi "ahir- zaman piçi" gibiydi.
uzaylılara kafayı takmıştı.
eric van daniken’in tanrıların arabaları’nı kütüp’aneci beyaz- baş hocadan almış okumuştu.
cihan hocadan evvelki müdürdü.
giorgio tsoukalos bu çizgilerin uzay araçların tekerlek izi olacağını söylüyor.
nefes almadan konuşuyordu antik uzay kuramcı.
sekidekiler ise napızar da hırsızlama ot biçmişti enişte, ona mahkemede inkar etmek için ifade- savunma öğretiyordular.
düngür olan uzaya meraklı çocuğun dedesi:
" huddemi mi var, tasa mı bakacakta senin iki pulul ot çaldığın görecekler."
mülazim televizyona dalmıştı:
" satellite yer küreyi gözlüyor... nasa’ya yazsam: ay ile günü ile... bu hırsızın görüntülerini asliye hukuk mahkemesine yollatsam... andır, pul param yok!"

yalçıner yılmaz
05-12-2019
çanakkale