- 473 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEHİRLER GEÇİYORUM
Şehirler geçiyorum...
Düşlerimin şehirleri...Çocukluğumun büyülü, neşeli, komşuluk ilişkilerinin hayata bir başka güzellik kattığı, hala içimin bir köşesinde yaşamaya devam eden şehirleri...Geleni, geçeni dostça uzattıkları elleriyle kucaklayan, samimiyetle inşa edilmiş; taşı toprağı vefayla yoğrulmuş, ve inançla ayakta duran şehirler...Çarşılarında güzellik ve helal lokma için koşuşturulan, ter dökülen...Doğruluk ve dürüstlük için çekiç sallanan şehirler...Ve o çarşılarda arkadaşlığın, dostluğun, insanlığın ne olduğunu hakkıyla bilen ve yaptığı iş sebebiyle hiç bir vakit ’’pabucu dama atılmamış’’ ustalar arıyorum. Ve de çarşıları kendinden bir parça olan şehirler...
Çocukça nefeslerin rüyaları doldurduğu...Çocuk seslerinin sarmaşıklarla örtülü duvarlara vurduğu, çocukların anlaşıldığı ve sevildiği şehirler geçiyorum...Düşlerimin şehirleri bunlar...İnsanımızın büyük hayat macerasının yüzyıllar boyu sürdüğü yerler...Görenlerin hayran olduğu şehirler...
Şehirler geçiyorum...
Gül yatağı yüreklerde gül büyütülen...Korku yuvası değil, dostlar mekanıydı buralar...Acılar paylaşılır, sevgiler çoğaltılır ve mutluluklar evlerden evlere, sokaklardan sokaklara, mahallerden mahallelere sarkardı bu şehirlerde.
Şehirler geçiyorum...
Akla getirilmesi bile korkunç olan şehirler...Düşlerin bile yağmalandığı, her gün yeni bir hicran şafağına uyanıldığı, her gün, yeni ve büyük kötülüklerle yüreklerin dağlandığı şehirler...İnsanların horlandığı, korkuların, tereddütlerin, şüphelerin dağ dağ büyüdüğü ve insanlarının her gün küçüldüğü şehirler...
Bir doyumsuzluk, bir sevimsizlik, dille tarifi mümkün olmayan bir bencillik ve kendini bilmezlik sarmıştır ortalığı bu şehirlerde...Buralarda yaşamanın bedeli büyük...Değdiği sineleri karasabanlara uğratıyor, tatlı uykulara yatmışları, kaf dağından kar getirmeye zorluyor bu şehirler...
Şehirler geçiyorum...
Düşlerimin şehirleri...Yağmurları ’’rahmet’’ ve sözleri ’’hikmet’’ olan şehirler...Yürekleri başkası için yanan, gönülleri insanlık için ağlayan... Özgürlüğünüzü dağ başlarında, sevdanızı köşe başlarında bırakamazsınız böyle şehirlerde...Ruhunuzu derinden kavrayan ve anlayan, hikayesini bildiğimiz şehirlerdir onlar çünkü...Sizi seven ve sizinde sevdiğiniz şehirlerdir...
Bize içimizin sıkıntılarını giderebileceğimiz aydınlık, ufku geniş şehirler lazım. Yoksa yüreğinizi sıkıntıyla doldurup içinde yürüdüğümüzde, gözümüze takılanların gönlümüzü karatttığı, gelişmeden bihaber şehirler değil. Fakat ne yazık ki;
’’Güneşin
Koskoca beldeye suskunluk yaygısını serdiği yazlar yok’’ artık...
Ve
’’yok artık altında suskun yolları saklı tutan karla örtülmüş kırların kışı, gitti giden yerine gelmedi bir başka biri.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.