Bahar ve yaz aylarını çok seviyorum. Hem tabiat canlanıyor, hem de ilham abiler ile esin ablalar kışa ve sonbahara nazaran daha çok uğruyorlar aklımıza ve yüreğimize... Eee, tabi insan yazı sevince, yaz meyvelerini de seviyor haliyle... Her yaz meyvesi favorimdir benim lakin karpuzun yeri daha bir başkadır. Tabi kayısıyı, şeftaliyi, inciri, eriği, kirazı da hiç yabana atamam. Kesmesini beceremem yalan yok, onu hep bizim hanım yapar. Hatta bana da biraz sitem eder, hayatım bir kere de sen kessen şu karpuzu der. Ben de senin eline daha güzel yakışıyor hayatım, sen karpuz kesme balkan şampiyonasına katılsan kesin derece yaparsın diye takılırım biraz...




Hakikaten çok güzel bir meyve de şu karpuz, ah bir de çekirdekleri olmasa... Hiç sevmediğim şey, karpuzun çekirdeklerini ayıklamaya çalışmak... Çekirdekleri temizlemeye çalışırken üstüm başım da batıyor haliyle... Bazı zaman hanım sağ olsun çekirdeklerini temizleyerek getirir bizim önümüze, ama temizlemeye üşendiği de oluyor ya da unutuyor öyle getiriyor önümüze... Benim için zor zamanlar tabi ki... Bana karpuzların çekirdeklerini temizleyip de öyle ye, demeyin, on beş kilometre uzun koşu yaptırın, daha iyi...




Bir arada kulağıma geldi çekirdeksiz karpuz üretmişler. Baştan her ne kadar kulağa hoş gelse de uzmanlar pek de iyi bakmıyorlar bu olaya çünkü böyle çekirdeksiz karpuz üretmek için karpuzun genleri ile oynanıyormuş. Hiç de hoş değil insan ve toplum sağlığı için...


Ben yağ yakarım şimdi hemen Hatuna


- Hanııım şu karpuzun çekirdeklerini bir temizlesen.
- Ya aşkım yerken ağzına gelenleri çıkartırsın, uğraştırma beni.
- Ama en güzel de sen temizliyorsun. Senin üstüne karpuz çekirdeklerini temizleyen tanımıyorum.
- Ben de senin üstüne yağcı tanımıyorum a kocam.
- Hiç alakası yok ben hayatta hiç kimselere yağ çekmedim şimdiye kadar bundan sonra da çekmem.
- Öyle diyorsun yani...
- Hayır ben de temizlerim de karpuz çekirdekleri, Kadriye Ablam bize daha bir güzel yaklaşıyor, onu isteriz, onu isteriz illa diyorlar...
- Tabi canııııııım derler mutlaka...


Bazen de kabak çıkıyor karpuzlar. Kimisi karpuzun üstüne elini vurarak kabak mı değil mi anladığını söylüyor da ben de hiç birine inanmıyorum. Hepsi hikaye. Karpuz ile kavun yiğidin bahtına...


- Hanım bir yerde bulmamız lazım bu çekirdeksiz karpuzdan
- Ya kocam çekirdeksiz karpuza pek de iyi demiyorlar diyeyim yani
- Ne diyorlar karakteri mi düzgün değilmiş?
- Genetiği ile oynuyorlarmış sağlığa zararlı filan diyorlar.
- Ohoooo, ona bakarsan biz aids den bile korkmayan, tüp gaz patlamasında bile korkmayan bir milletiz. Boşuna mı tüpün gaz kaçırıp kaçırmadığını çakmak ile kontrol ediyoruz?


O arada oğlan girer içeriye...


- Oooh karpuza bak. Amma da çekirdekli imiş be!
- Yerken temizlersin oğlum çekirdeklerini.
- Ya eskiden ne güzel temizlerdin anne biz küçükken
- O eskidendi kerata, şimdi büyüdünüz, artık kendiniz temizleyin.
- Ya sen değil misin ben ta yirmi sene önce karpuzun çekirdeklerini çıkarma Avrupa şampiyonasında gümüş madalya aldıydım, altını kıl payı kaçırdım diyen...
- Al işte bu da babasının kopyası. O ayağını kaldırmış oğlumcum basmış...
- Aslan annem sen temizlersin. Dişi aslan.
- Yemezler. Ben dişi aslansam sen de yavru aslansın. Kocaman mühendis oldun annenin eline bakıyorsun karpuzun çekirdeklerini çıkartsın diye...
- Baba ya ne yap yap bul şu çekirdeksiz karpuzdan da biz de rahat edelim annem de rahat etsin.
- Bakayım İnternete de çekirdeksiz karpuz satan manavların marketlerin listesini çıkartayım bari, gider oradan alırız.
- Yok be yok adamım boş ver, boş ver uyarıyor uzmanlar bir kere yersiniz bu çekirdeksiz karpuzu, sonra da babayı yersiniz, diyorlar. Benden söylemesi...



AHMET ZEYTİNCİ