11
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1805
Okunma

Babam dünyaya mavi bakardı
Yine gelgitlerdeyim...
Çekiliyorum derinlerine gecenin. Babamın gözleri maviydi diyorum kendi kendime. Babam dünyaya mavi bakardı!
Gölgesi, Ağrıydı, ağırdı; konuşurken karşısında ezilip büzülürdük. Onunla hiç sarmaş dolaş olmadık mı ve dizine koyup okşamadı mı saçlarımızı. Anımsamıyorum.
Dar’alıyorum.
Bizi terkedeli onyedi yıl olmus, göçeli ebediyete.
Bakın yine gözlerim dolu, dolu...O, gideli hep aynı iklimdeyim.
Kısa konuşurdu ve öğüttü her sözü; "adam olmak zordur, eşek olmak cok kolay! Önünüzde yol siz seçeceksiniz." Biz onunla iki arkadaş gibi konuşamasak da; söylediği her sözü beynimizin bir köşesine yerleştirirdik. En çok da ben! Korktuğumuzdan değil onun herşeyin iyisini bildiğine emindik. Ve hep başımız önde, çıt çıkarmadan, pür dikkat kesilerek dinler, sonrasında uzun bir sessizliğe gömülürdük...
Çevresinde saygı duyulan, otoriter biriydi. Çekinildiği kadar da sevilirdi.
Onun sert görünüşü altındaki sıcacık yüreğine sığınıyorum bu gece her karanlıkta boğulduğum zamanlardaki gibi.
Her hayal kırıklığı sonrası kendimi odama kapadığımda, annemle yüksek sesle konuşur, teselliler yollardı baş ucuma. Dünyanın bittiğini sanıp gözyaşlarına boğulduğum o anda beni yaşlarından kurtarıp gülücükler bırakırdı gamzeli yanaklarıma. Kendi kendime "bu babam var ya" der derin bir uykuya dalardım huzur içinde.
Bizim bilmedigimiz ne çok şeyi bilirdi ve biz bunları hep sonradan anlardık, çok bilmişliğimizi bir kenara fırlatarak.
Utanırdık, babamın mavi gözlerine uzun uzun bakamazdık, derindi çok! Karşısında konuşmak saygısızlık gibi gelirdi ve hep bir sınır vardı aramızda. Konuşulması gerektiği zamanlarda konuşmak ne zor gelirdi bize ne çok zor.
Hüzün uyurdu gözlerinin derinlerinde ve çok bedeller ödemişti hayatla mücadelesinde. Çok şey kazanmış çok şeyi de kaybetmişti.
Babam olduğu için söylemiyorum; onun için her şeyin önünde onuru dimdik duruyordu ve para hiçbirşeydi her zaman için. Çok kazanıp zengin kalamaması bundandı.
Elinde olanları ihtiyacı olanlar için düşünmeden harcardı ve onun yüreği bu kadar büyük sevgiyi nasıl da taşırmadan taşıdı anlamıyorum, şimdilerde bile...
İnanın babam diye söylemiyorum; o mükemmel bir insandı. Bir insan hem bu kadar sert görünüp hem de bu kadar çok sevilebiliirmiş, en zoru başarmıştı.
O bana " boş şeyler için güzel kafanı yorma" derdi hep. Biliyor mu acaba o güzel kızı hala boş şeylere kafa patlatıyor. İster miydim bilmesini... Belki rüyama girer beni gülümsetecek bir şeyler söylerdi yüksek sesle anneme.
Yüreği koca acıları öğütmüş ve bu tecrübeler onu daha da mükemmel bir insan yapmıştı. Benim haksızlıklar karşısında kırılganlığım ve gözyaşlarına boğulup odama kapanmam, mavi umut yüklü bir hikayeyi yüksek sesle anneme anlatarak baş ucuma yolladığı kulağa küpe mesajiyla son bulurdu. Yüzümde bir gülümseme "aman baba sen de" derdim içimden yüzüne söyleme cesaretini hiç kendimde bulamadığım, sonsuzlukta asılı kalan cesaretimle dalardım uykuya güven içinde. Iyiki de varsın iyiki de babamsın...
Mavi gözlerinde mavi umut saklı babacığım seni onyedi yıl önce bu zamanlarda kaybetmiştik. Bak yine ağlıyor güzel kızın, yine kulağıma küpe olacak bir hikaye yollasana seslenerek gül yürekli gülizar anneme. Seni çok seviyorum rahat uyu Sufi babam. Bak şimdi ben de uyuyacağım yakıştırarak gamzelerime gözyaşlarımı.
Yine, medcezirlerde yüreğim. Deniz, bana babamın mavi gözlerini getiriyor. Babamın gözlerinde görüyorum derinlikleri!
Sude Nur Haylazca
dipnot: daha önce defterde yayınladım mı hatırlamıyorum. Baktiım ama bulamadım. Babalar Günü, yazımı yeniden okuma ihtiyacı hissettim ve yeniden düzenleyerek sizinle paylaşıyorum. Özel babalara ve kızlarına itafen, babalar günü kutlu olsun.